BÜLENT BAŞARAN: YEREL "YARDAKÇILIĞIN" ve "CAHİLLİĞİN", "GENEL" SONUCU!
MHP; yıllardır Rıza Zelyurt gibi bomboş adamların yazdığı kitaplarla topluma bir zehir gibi enjekte ettiği "Aleviler Türk'tür" düşüncesinin yarattığı Aleviler için bir yer inşa etti.AKP ise evvelden mevcut dergahı ele geçirerek İslam'a bağlamak gayesind
YEREL "YARDAKÇILIĞIN" ve "CAHİLLİĞİN", "GENEL" SONUCU!
MHP, Hacı Bektaş Dergahının bulunduğu yere "kaçak" bir "gecekondu cem evi" inşa ettirdi. Duyarlı Aleviler ve Alevi örgütleri ayağa kalktı. Suçlamalar, lanetlemeler haklı olarak havada uçuşuyor.
MHP'nin o ucubeyi oraya neden yaptığı belli! Asimilasyon!
Aylardır burada yazıyorum. Alevileri; bir taraf Türklüğe, diğer taraf İslam'a sokuşturmaya / sıkıştırmaya çalışıyor.
MHP; yıllardır Rıza Zelyurt gibi bomboş adamların yazdığı kitaplarla topluma bir zehir gibi enjekte ettiği "Aleviler Türk'tür" düşüncesinin yarattığı Aleviler için bir yer inşa etti.
AKP ise evvelden mevcut dergahı ele geçirerek İslam'a bağlamak gayesinde... Onların partneri de Cem Vakfı ve "Alevilik İslam'ın özüdür. Gerçek İslam Aleviliktir" diyen tarih cahili Aleviler...

Bu iki grup da amacına tam olarak ulaşamasa da hayli yol kat ettikleri kesin!
Kimse şu soruyu sormuyor. MHP, oraya bir cem evi yapma gücünü, cesaretini ve yetkisini nereden alıyor?
MHP, salt iktidar olduğu için yada her şeyi yapmaya muktedirim diye düşündüğü için oraya o binayı inşa etmedi. MHP'ye bu konuda bir talep gitti. Yereldeki Alevi tarihi hakkındaki bilgisizlik buna neden oldu. Yerelde Aleviliği "Türklük" ve Aleviliği "İslam'ın özü" diye tanımlayan kendini bilmezler, bu konuda MHP'ye cesaret verip bu yaptığına meşruiyet kazandırdılar.
Kemal Bülbül vekilim ve pirim, "Aleviler arasında kavramsal tartışmalar yaratmamak gerekir. Bu tartışmaları gerekli bulmadığım gibi, doğru da bulmuyorum." demişti. Bu konuda onunla aynı fikirde olmadığımı tam da bu noktada belirtmek istiyorum. Aleviliğin en büyük sorunu kavramsal mutabakattır. Nitekim bugün kavramsal / tanımsal bir birliktelik olmadığı için bence bu savrulmalar yaşanıyor. Alevilik konusunda akademisyenlerden, dedelerden, pirlerden, kitle önderlerinden, tarihçilerden ve araştırmacılardan oluşan bir ekip tarafından kavramsal bir çerçeve netleştirilmediği sürece biz bu sorunları yaşayacağız.
Son olarak Alevi örgütlerinin bir araya gelerek yaptığı çalıştaydan ortaya çıkan sonuç şu oldu; "Alevilik konusunda hem bireysel, hem de örgütsel düzeyde, ders kitaplarında yazan resmi bilgiler dışında derin bilgiye ve ortak bir doğruya sahip değiliz." Görülüyor ki, alevi örgütlülüğü nicel (sayısal) bir büyüklüğe ulaşsa da, niteliksel olarak henüz bir yetkinliğe sahip değil... Alevilik tarihi köklerinden koparılmış, Anadolu ile sınırlandırılmış durumda bulunuyor. Bunun bir an önce gündeme alınıp, buna odaklanması gerekir.
Sevgili canlar, Alevilik konusunda kavramsal bir çerçeve ortaya koymak zorundayız. Var olan bütün kurumları, mitleri, tarihi olayları ve kişileri tartışmaya açarak tanımlamalıyız. Eğer Aleviler kavramsal bir birliktelik sağlayamazsa, herkes tuttuğu Alevi'yi başka bir yere çekecektir. Yıkılmadan, yapılmaz. Bir reorganizasyona ihtiyaç vardır.
Aleviliği İslam'ın ilk yıllarındaki tarihinden ve İslam öncesi kaynaklarından kopararak, salt Anadolu coğrafyası üzerinden bir Alevilik yorumu getiriliyor. Tarihsel bağlarından koparılış, Aleviliği havada bırakıyor. Bu köksüz durum, rüzgar nereden sert eserse Aleviliğin oraya doğru savrulmasına neden oluyor.
Sevgili Kemal Bülbül pirim, bırakın kavga edelim. Tartışalım. Herkes eteğindeki taşı döksün. Kim ne düşünüyorsa söylesin. Fakat bir uzlaşıya, ortak bir söyleme ve akla sahip olalım. Bence kavramsal sorunları çözmeden bugünkü problemleri çözemeyeceğiz.
Aşk ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.