BÜLENT BAŞARAN: BEKLEYİP GÖRECEĞİZ, BAKALIM NELER OLACAK
Özel, gerek barış sürecine gerekse yeni anayasa sürecine "etkin olarak" katılmak istiyor izlenimi veriyor. Bir anlamda buna karşı çıkmanın partiyi bir anda boşa çıkaracağını, İYİ PARTİ ve ZAFER PARTİSİ noktasına savuracağını görüyor. Bu tutum hem CHP'
BEKLEYİP GÖRECEĞİZ, BAKALIM NELER OLACAK
BÜLENT BAŞARAN
CHP içinde; "Sağcı-Milliyetçi Kemalistler" ile görece "Sosyal Demokrat Atatürkçüler" arasında bir hesaplaşma olacak gibi görünüyor.
Bu kavramları kasıtlı bir tercihle kullanıyorum.
Çünkü bu iki blok, hem Atatürk algıları ve tanımlamaları, hem de siyasal söylem olarak birbirine hayli uzaklar.
Barış sürecine hatta Kürt olgusuna ve yeni anayasa konusuna bakışları taban tabana zıt, bu iki grup arasında gerilim giderek artıyor.
Özgür Özel ise bu hem bu gerilimi yönetmek hem de İmamoğlu baskısıyla baş etmek arasında bocalayıp duruyor.
Bu anlamda İmamoğlu'ndan bağımsız tek başına inisiyatif kullanmasına ise şu an için izin verilmiyor.
İmamoğlu, bir gölge olarak üstünde duruyor. Mahkemede ortaya konulacak ciddi/gerçek delillere dayandırılacak suçlamalar "siyasal operasyon" söylemini toptan boşa çıkarabilir.
İşte o zaman Özgür Özel "operasyon" söyleminden vazgeçerek "hukuksal süreç" söylemine geçiş yapabilir.
Bu aslında Özgür Özel'in "özgürleşmesini de" sağlayabilir.
Lakin parti içindeki sağcı-milliyetçi damar bu süreçte Özel'i çok zorlayacak görünüyor.
Özel, gerek barış sürecine gerekse yeni anayasa sürecine "etkin olarak" katılmak istiyor izlenimi veriyor.
Bir anlamda buna karşı çıkmanın partiyi bir anda boşa çıkaracağını, İYİ PARTİ ve ZAFER PARTİSİ noktasına savuracağını görüyor. Bu tutum hem CHP'nin temel sosyal demokrat ilkelerine aykırı düşüyor hem de partinin geleneksel sol tabanla olan duygusal bağını koparıyor.
Süreci bir şekilde destekleyen Kürtler ve Aleviler de CHP'nin bir başka açmazını oluşturuyor.
Kılıçdaroğlu'na yapılan darbeden sonra zaten güvensiz bir şekilde pamuk ipliğine bağlı süren ilişkiler Alevilerle büsbütün kopabilir.
Aynı şekilde büyük ölçüde seçim kazanmak için mahkum olduğu DEM'li Kürt kitleyi de kaybedebilir.
Özgür Özel, batıda farklı, doğuda farklı konuşarak şimdilik günü kurtarıyor.
Fakat öyle yada böyle bir tercih yapmak zorunda kalacak.
Bence CHP, barış ve anayasa sürecine ilişkin kendi tabanını ve örgütünü bilgilendirmeli ve neden süreçlere dahil olmak zorunda olduğunu açıklamalıdır. Yoksa CHP, yere düşmüş bir vazo gibi parçalanabilir.
Zaman gösterecek tabi de, ben ta ilk İstanbul seçimlerini kazandığında İmamoğlu'nun CHP'nin başına bir dert olacağını söylemiştim.
Siyaset yapma tarzı, söylemi, ilişkileri ve tutumu tipik popülist sağcı bir tutum...
Meral'le çok iyi anlaşmaları da bu karakteristik yakınlıktan kaynaklanıyordu.
Meral, İmamoğlu'nun kariyer yolunu açabilmek için, Kılıçdaroğlu'nu birlikte harcadılar.
Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı.
Meral, Kılıçdaroğlu'nu diskalifiye etti ama o kaybedince kendi de kaybetti. Çünkü o parti başkanıydı, İmamoğlu ise hiç bir şeydi.
Hiç bir şey olduğu için de İmamoğlu'na hiç bir şey olmadı.
Aksine birden bire "bir şey" oldu.
Kendi yarattığı yenilgiden bir kahraman olarak çıktı.
Sonuçta İmamoğlu, bir taşla iki kuş vurdu ve hem Meral'den hem Kılıçdaroğlu'ndan kurtuldu.
Ama onun da yüzü gülmedi, kirli geçmişi, ilişkileri ve ilginç serveti ayağına dolaştı.
Belki hemen bugün değil ama bir gün İmamoğlu CHP'nin bölünme sebebi olacaktır.
Özgür Özel bu noktada da yakın zamanda net bir adım atıp İmamoğlu'nu siyaset sahnesinden itebilir, partiyi kurtarmak için onu feda edebilir.
Diğer taraftan kongrede yapılan usulsüzlükler hukuksal olarak da ispatlanırsa, bu sefer bambaşka şeyler konuşulur.
Kılıçdaroğlu, kendi hakkını savunmakla, parti içindeki kirliliği ortaya dökmek konusunda arafta duruyor.
Eğer İmamoğlu kutsayıcılar tarafından "hain" söylemi aynı tazyikle sürerse Kılıçdaroğlu herşeyi mahkemede halkın gözü önüne boca edebilir.
Bu ise Özel'in de meşruiyetini ortadan kaldıracaktır.
Yakın zamanda Özel-Kılıçdaroğlu-İmamoğlu arasında yoğun bir görüşme (pazarlık) trafiği olabilir.
Bu arada Muharrem İnce'nin pusuda olduğunu da ihmal etmeyelim.
Bekleyip göreceğiz, bakalım neler olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.