Bak ne diyor valimiz ne olacak halimiz?
Karar verdik bir kere dönmeyiz geri, ne derseniz deyin satıyoruz bu yeri...
Karar verdik bir kere dönmeyiz geri, ne derseniz deyin satıyoruz bu yeri
Eveeet Ordu İl Genel Meclisi üyeleri bu sözleri dudaklarında bir şarkı gibi mırıldanıyorlar bugünlerde Lamı, cimi yok, Ankara"da Ordu İli Kültür ve Kalkınma Vakfına tahsis edilmiş olan, Ordu Özel İdaresinin mülkiyetindeki bina sa tı la cak !.. diyorlar, başka da bir şey demiyorlar.
Siz istediğiniz kadar, Yok ! Bu bina, bir zamanlar Ankara"daki Ordulu öğrencilere yurt yapımı için, yardımsever Orduluların ,Ordu Tahsil Cemiyetine aldıkları arsanın karşılıymış
Yok! Bu arsa yurt yapılması kaydı ile Ordu Özel İdaresine sembolik bir bedelle satılmış da , şimdi buranın Ankara"daki Ordulara ait vakfa tahsis edilmesinden tabi bir şey olmazmış
Yok ! Bu bina satılırsa vakfın varlığını sürdürmesi mümkün olmazmış; dolayısıyla Ankara"daki Orduluların da bir araya gelecekleri bir yerleri kalmazmış diye boşuna dil döküp durmayın.
Önce, Ordu İl Genel Meclisi Başkanı Şanser Şahin konuşmaya başladı, Kimse show yapmasın, biz Orduluların parasını kolluyoruz deyip öyle bir laf etti ki , sosyoloji derslerinde öğrencilere hocaları, popülizm hakkında gösterilebilmek için arasalar bundan daha çarpıcı bir örnek bulamazlardı !
Peşinden AK Parti Ordu İl Başkanı Fatih Han Ünal aldı sazı eline Neymiş efendim ! Devletin mülkü mü olurmuş Bu bina Ordu için külfetmiş Satılırsa daha hayırlı işlere vesile olacakmış gibi bir takım içi boş laflarla yalelli havası okumaya başladı,
Şimdi de Vali bey, öyle bir açıklama yaptı ki şaşkınlıktan neredeyse küçük dilimi yutuyordum.
Asıl olan Ordu Vilayeti sınırları içersinde yaşayan yediyüzbin üzerindeki vatandaşımızın öncelikleri olduğu;kişilerin şahsi menfaati ve keyfinin önde gelemeyeceği keyfiyeti göz önünde bulundurularak yapılan işlemin Ordu"nun lehine olduğu aşikardır. diyor Sayın valimiz özetle
Vali bey herhalde vakfı, adı ve amacını perde yapıp, ona buna kişisel çıkar sağlayan bazı abidik gubidik dernekler veyahut da Hasanağa ve Oğullarına ait aile şirketleri gibi ticari kurumlarla karıştırıyor ki şahsi menfaatlerden söz ediyor.
Ordu Kültür ve Kalkınma Vakfı Türk Medeni Kanunu ve 903 sayılı Kanuna göre kurulmuş olup Vakıf Resmi Senedinin 29.maddesine göre, yıl içerinde elde edilen gelirinin %80 ini sosyal ve kültürel faaliyetlerine sarf etmek zorundadır ve bu husus, Vakıflar Genel Müdürlüğünün resmi denetimine tabidir Vali bey !
Bu koşullara altında şahsi menfaatlerin söz konusu olması mümkün müdür acaba ?
Kaldı ki bu vakıf, Orduluların kültürünün gelişmesini sosyal ve ekonomik yönden kalkınmasını amaçlamaktadır.
Bir bakıma size de hak vermek gerekir Vali bey ! Sizden önceki valimiz, İl Genel Meclisinin aldığı karara istinaden, Güzelordu İlkokulunu yıkıp yerine,Altı kaval üstü şişhane misali okulla iş hanını bir arada kapsayan bir bina yapmak isteyen rantiyecilerden bu tarihi okulu , yerli filmlerde gazozuna ilaç atılmış genç kızları , Nuri Alço"nın elinden kurtaran Esas oğlan misali kurtarmaya çalıştı da oldu ? Hemen biletini kestiler.
Evet, Ankara"daki Ordu İli Kültür ve Kalkınma Vakfının kullanımında olan bina
satılacak. Peki sonra ne olacak ?
Ne mi olacak anlatayım;
Vakıf binasına 50 metre uzaklıkta, aynı caddede, Sivas Yüksek Öğrenim Derneğinin de bizimle birlikte aldıkları arsalarına yaptırdıkları bir yurt binası vardı. Şimdi, bu bina yıkılmış yerine yeni ve daha modern bir bina yapılmakta. Buranın bir bölümünün Ankara"daki Sivaslıların, kültür merkezi ve sosyal tesis; bir bölümünün ise öğrencileri için yurt olarak kullanacakları söyleniyor.
İşte biz Ordulular, o tesisin önünden her geçişimizde, Ordulu olmanın burukluğunu yaşayıp yutkunarak,Ordu İl Genel Meclisi üyeleriyle, onlara payanda olanları saygıyla hatırlayacağız (!)
Ordulu öğrenciler ise, Ah bir Sivaslı olsaydım deyip hayıflanacaklardır.
Ve bugünkü hükümette Ordulu iki bakanımız olduğu halde, bir görenimiz olmadığına hep kahredip duracağız Sayın Vali Bey !
DÖNÜŞÜNDE TEKRAR KAZ !
Temel Fadime ile evlendikten sonra askere gider. Aradan aylar geçer ,çocuğunun olup olmadığını merak etmektedir.
Bunu doğrudan sormaya yüzü tutmadığından, babasına yazdığı mektubunun sonuna şu maniyi ekler,
Ey mektup güzel mektup, tezce köye var da gel
Bir iken iki olduk, üç olduk mu sor da gel !
Mektubu okuyan babası Temel"in çocuğunun olmadığını, ona yazdığı mektubun sonuna eklediği şu maniyle bildirir,
Bu mektup, güzel mektup böyle mektup yine yaz
Tarla ekin vermedi dönüşünde tekrar kaz !
Ben de artık tatile gidiyorum. İnşallah dönüşümde tekrar yazarım.
Bazılarında bu aymazlık, bizde de bu kalem oldukça, bu yazılar kolay kolay bitmez sevgili okurlar !
Hepinize sevgi ve selamlar !
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.