Geçtiğimiz Çarşamba akşamı Star TV deki haberlerde, Uğur Dündar tarafından yönetilen, Melih Gökçek-Kemal Kılıçdaroğlu düolusunun yankıları hala devam ediyor.

      Kim ne derse desin Melih Gökçek"in, bir takım demagojilerle topu taca atarak bu düoluyu geçiştirmek istemesi açıkca görüldü.

      Herhalde yine de başarılı olduğundan emin değil ki üzerinde, Kemal Kılıçdaroğlu"nun ortaya attığı iddiaların yazılı olduğu   sekiz adet beyaz renkli balonu, kameralar karşısında yine  show yaparak patlattı.

      Bu düolu konusunda Fatih Altaylı"nın yaptığı programda ise, düolunun galibinin Melih  Gökçek olduğunu bildiren SMS lerin 700 ünün bir kişiye ait olduğu saptanmış.

      Sonuç olarak,

1. Bir Belediye Başkanı, ancak kendini bu kadar komik duruma düşürebilirdi.

            2- Bu düolu, Melih Gökçek"in Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için miadının dolduğunu göstermiştir.

      Başbakan Erdoğan"ın büyük bir ihtimalle, 29 Mart Yerel Seçimleri için üzerinde Melih Gökçek yazılı balonu patlatması beklenmekte.

      3-Nasıl ki, İzmir"in eski Belediye Başkanlarından merhum Osman Kibar,o zamanki İzmir"e yaptığı asfalt hizmetlerinden dolayı bugün hala “Asfalt Osman” diye anılıyorsa Melih Gökçek" de, Ankara"ya yaptığı onca hizmete rağmen, son günlerde televizyonlarda yarattığı imaj nedeniyle “Baloncu Melih” diye anılabilir.

      4- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi SMS  "ler aracılığı ile yapılırsa, Melih Gökçek seçimi yüzde yüz kazanır.

      5-Düoluda Melih Gökçek, Kılıçdaroğlu"na karşısında pek bir varlık gösterememişse de Uğur Dündar gibi deneyimli bir medya ustasını perişan etmeyi başarmıştır.

      Kutlamak gerekir(!)

********

      Kültür ve Turizm Bakanı hemşerimiz Ertuğrul Günay"ın, son günlerde her dediği ve davranışı nedense hep yanlış anlaşılmakta ve yorumlanmakta.

      17 Aralık tarihinde  Konya"da,  Hz.Mevlana  için yapılan 735.yıl Şeb-i  Arus törenlerinde yaptığı konuşmasında söylediği “kesret içinde vahdet” sözleri Anadolu Ajansı tarafından “şehvet içinde vahdet” olarak algılandığından, Bakanın tasavvufi terimlere yabancı olduğu için gaf yaptığı olarak haber geçiliyor.

      Daha sonra ise Anadolu Ajansı bunun editöryal(yazılım) bir hata olduğunu bildiriyor.

      Oldu mu ya  şimdi !

      Devletin resmi bir haber ajansı, devletin bakanını; hem de kültür  konularının en yetkili görevlisini, kesretle(çoğunluk) şehvet(cinsel istek) kelimelerini karıştıracak kadar kültür eksikliğinde olduğunu yanlışlıkla haber yapabiliyor.

      İmam böyle yaparsa cemaat ne yapmaz ki…

********

      Son günlerde bazı aydınlar Ermenilerden özür dileme kampanyası başlatmışlar.

      Bunu, düşünce özgürlüğü adına yapıyorlarmış.

          Fransa ve İsviçre gibi AB ülkelerinde düşünce özgürlüğü yok mu ki, bu ülkelerde “Ermeni Soykırımı” yoktur diyenlere hapis cezası veriliyor.

      Bu kampanyaya katılan aydınlarımıza konuyu, tarihi bağlam içinde daha detaylı bir şekilde araştırmaları tavsiye olunur.

      Ha bir de, son günlerde İstanbul"da bir çok camii kundaklanmaktadır.

      Acaba bu aydınlarımız, bu vahim olaylara karşı da bir tepki göstermeyi  düşünüyorlar mı ki !