Bundan tam iki-üç ay önce, bir vehim ve yanlış anlaşılma sonucu, deşarj olmak için üstünkörü bir taşlama yazıp çok sevdiğim ve güvendiğim bir arkadaşıma internet aracılığı ile gönderdim.

 O arkadaşımın, bunu kimseyle paylaşmayacağına adım gibi eminim. Ancak, kendini bilmez biri, onun iyi niyetinden yararlanmış olacak ki, bir fırsatını bulup bir suretini almış ve herkese yaymış. Bu da yetmedi, yerel basınımıza intikal ettirmiş. Sağolsunlar(!) Onlar da benim yazdığıma dair ellerinde kesin delil olmadığı halde hemen bunu yayınlamışlar.

Bu olaydan sonra, çok değer verdiğim ve sevdiğim bazı dostlarımın yüzüne bakamaz oldum. Baktığımda sanki bana “ sende mi Brütüs “ dermişler gibi geliyor. Namaz kıldırırken istemeyerek yellendiğinden ,utancından köyünü terkeden imamın durumunu düştüm.

Bir de bana ait şiirleri yayınlayanlar var. Yayınlamasına yayınlasınlar. Telif ücreti falan talep edecek değiliz.Üstelik hoşuma da gider. Ancak, insan hiç değilse müellifinin adını yazar. Bundan, birkaç yıl önce Milliyet Gazetesinde ve TRT yayınlanan “Mezar Taşları” bir gazetede, sanki Anonim Halk Edebiyatına aitmiş gibi yayınlanıyor. İnsan, mezar taşı da olsa sahibinin adını yazmaz mı ?