"Tefecilik gelişmeyi önlüyor"
Ordu Baro Başkanı Atilla Önal, kanayan bir yara olan tefecilik sisteminin üreticilere ve fındığa verdiği zararın yanında sanayileşmeyi ve istihdamı da önlediğini söyledi.
Ordu Baro Başkanı Atilla Önal, kanayan bir yara olan tefecilik sisteminin üreticilere ve fındığa verdiği zararın yanında sanayileşmeyi ve istihdamı da önlediğini söyledi.
Bölgede üretim fındığa dayalı olduğu için tefecilik siteminin de fındık üzerine kurulu olduğunu ifade eden Önal, "Bu sistem üreticinin zaruri istekleri için bazen de özel harcamaları için tefeci denilen kişiler ile irtibata geçerek kendilerine kolay borç para bulmak için geliştirdikleri bir yöntem. Bu durumda devletin de payı var.
Çünkü gereken kurumları hayata geçirmiş değil. Devletin üreticinin bu para ihtiyacı için herhangi bir mekanizme geliştirmemesi, dahası bu boşluğu doldurabilecek olan üretici birliklerinin çok zayıf olması boşalan alanın tefeciler tarafından acımasız bir sitemle doldurulmasına neden oluyor." diye konuştu.
Bankaların da tarım kesimine kredi kullandırmada isteksiz oluşunun tefecilik sistemini beslediğini aktaran Önal, birkaç nedenden ötürü üreticinin tefecinin eline düştüğünü söyledi. Tefeci denilen bu kişilerin kimi zaman güler yüz kimi zaman babacan tavırlarla zor durumdaki üreticiden istifade ettiğini anlatan Önal, bununla ilgili senet alan ya da almayan gibi iki tür uygulama bulunduğunu aktardı.
Önal, "Para alan bununla ilgili kayıt tutmadığı için tek kaydı tefeci tutuyor. Bazıları bunu resmi olarak tutarken bazıları da bakkal defteri gibi tutuyor. Bu durumda hukuki bir sorun olduğunda bu durumu ispatlayacak bir belgeye ulaşılamıyor. Dolayısı ile üretici lehine bir karar çıkma şansı olmuyor." şeklinde konuştu.
Tefecilik sorununun çözümü için üreticilerin de kolay para almaktan vazgeçmesi gerektiğini dile getiren Önal, üreticinin tefeciden para almasının tamamen zararına olduğunu, bu durumun Karadeniz Bölgesi'nin tamamında tefeciden para alan olsun olmasın bütün üreticilerin aleyhine bir netice doğurduğunu vurguladı.
Önal, dış ülkelerden gelen kaynakların tefecilik sitemi ile iç pazarda kullanılarak hem fındık fiyatının serbest pazarda en alt seviyede kalmasının sağlandığını hem de asgari masrafla elde ettikleri bu fındığı daha üst rakamlara kimi zaman devletin kendisine sattıklarına işaret etti.
Tefecilerin bankalara göre kullandırdıkları faiz oranının çok yüksek olduğuna da işaret ederek, avuçlarına aldıkları üreticiden fındığı yarı yarıya düşük fiyata aldıklarının altını çizdi.
Tefecilerin üretici üzerinden bu şekilde kazandıkları paranın kayıt altında olmadığı için vergisini de vermediklerine dikkat çeken Önal, "Eğer üreticinin para ihtiyacı bankalar ya da üretici birlikleri üzerinden karşılanmış olsa onlar kayıt altında oldukları için vergi de verecekler.
Tefecilerin kazandıkları paradan ya da elde tuttukları sermayeden bölgenin kalkınmasına bir yansıma olmuyor. Çünkü bu kadar bol ve zahmetsiz kazancın legal ticarette bulunması zor. Onun için onlar elde ettikleri kazancı yatırım üretim istihdam için kullanmıyor. Bu da yörenin sanayileşmesine engel oluyor." diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.