“Kim daha güçlüyse hep odur haklı;

İnanmayan dinlesin bu masalı. Kuzunun biri su içiyormuş,  pırıl pırıl bir dereden. Aç bir kurt çıkagelmiş yukardan, Av peşinde besbelli.

— Vay, demiş öfkeyle; sen kim oluyorsun da, suyumu bulandırıyorsun benim? Şimdi anlatırım ben sana.

— Aman efendim, demiş kuzu; kızmayın da bir bakın neredeyim.  Ben nasıl bulandırırım suyunuzu? Akıntı benden yana. Siz yukardasınız. Ben yirmi adım aşağıda.

— Onu bunu bilmem, demiş canavar; Bulandırıyorsun işte, o kadar.

Hem dahası var, hımbıl..  Sen bana küfretmişsin geçen yıl.

— Nasıl olur Devletlim, demiş kuzu; Geçen yıl dünyada yoktum.

Süt kuzusuyum, baksanıza.

— Sen değilsen kardeşindir, ukala.

— Kardeşim yok ki küfretsin size.

— Seninkilerden biridir öyleyse; işiniz gücünüz beni çekiştirmek, çobanlarınız, köpeklerinizle birleşerek, hepsini anlattılar bana. Size artık haddinizi bildirmeli, Deyip kesmiş devletli.

Kaptığı gibi kuzuyu doğru ormana

Ve orada

Görmüş hesabını güzelce.”

 ***

 Ben gerçekten merak ediyorum.

Suriye yönetiminin bu kadar başı beladayken, Türkiye hükümeti Suriye ile yatıp kalkarken, iki de bir sınırlarımızdan içeriye neden top mermisi göndersin?

Politik olarak doğru değil, askeri stratejiler açısından hiç akla uygun bir tarafı yok. Suriye’nin Türkiye ile savaşmak için niyeti olması hiç akıl Kârı değil... Yeterince başı belada, bunu bilmeyen yok.

 Peki, iki de bir neden sınırlarımızın içine top mermisi düşüp duruyor?

Bunun düzgün yanıtını verebilecek, askeri ya da dış politika uzmanı var mı? Benim bildiğim yok. Bilenlerde televizyonlarda yamuk yumuk konuşup duruyor. Ben onlardan pek bir şey anlamadım doğrusu.

 Bu iş, kurtla kuzu hikâyesine benziyor mu diye çok merak ettim. Ama kurtla kuzunun kim olduğunu henüz bulamadım, Kurt başka yerde de,  birileri kurt rolünü mü oynuyor?

 ***

Suriye Özgür Ordusu’ndan söz ediliyor.

Bu “Özgür Ordu’nun” Tunus’tan, Libya’dan, Mısır’dan ve bazı değir ülkelerden Suriye’ye nakil edildiği koruyup kollandığı, desteklendiği, silahlandırdığı, hatta zaman zaman Hatay’da ve sınıra yakın yerleşim yerlerinde, gündüz dinlenip, gece eylem yapmaya gittiği yazılıp çiziliyor. “Yazılıp çizilmesine gerek yok” dedi birisi. 

Canlı yayında kendileri söylemiş... Böyle böyle yapıyoruz diye.

Gayri resmi “Özgür Ordu” gidiyor Mısır’a özgürleştiriyor ülkeyi..

Gidiyor Libya’ya Kaddafi’nin kellesini kesiyor..

Resmi Amerikan Ordusu geliyor Irak’a 2 milyon insan ölüyor. Amaçları kimyasal silah bulmak ve demokrasi getirmekti.  O konu çoktan unutuldu, gitti.

Ama petrol kuyuları paylaşıldı en az 100 yıllığına.

Şimdi, “Özgür Ordu” Suriye petrollerini özgürleştirecek.

İran’a giden yolu açacak, Kafkaslardan ve Orta Asya’dan gelen doğal gaz yollarını özgürleştirecek.

 ***

 Belli olmaz yakında Kürtleri ve Türkeri’de özgürleştirirler herhalde...

Bu kadar emperyalizme bağımlı olduğumuzu biliyorlardır.

Bazı çevrelerde “Amerikan desteği ile de bağımsızlık elde edilebilir” teorisi sulandırılarak piyasaya yedirilmeye çalışılıyor.

Onlara söyleyecek sözümüz yok. Ama hatırlatmak isterim, yılanla yatanın sabah uyanmak için garantisi yoktur, demekten kendimi alamıyorum.

 ***

Obama’nın seçimini bekliyor piyasalar.

Dolar, Avrupa’nın Erosu ve Türk Lirası. Hatta altın fiyatları... Petrol karaborsası.

Suriye operasyonu da Amerikan seçimlerine endekslendi. Hazırlıkları tamamlanıyor.

Başkanlık seçimi bitince, ya da çok yaklaşınca, hazırlanan simülasyonlar yaşama çok kanlı bir şekilde geçeceğe benziyor.

 Bir vakit önce mi, üç vakit sonra mı, desem?