"Hastane işletme, hasta müşteri olamaz"

"Hastane işletme, hasta müşteri olamaz"

SES Ordu Şube.Başkanı Macit Tanrıverdi "Hastaneler İşletme, Vatandaş Müşteri, Çalışanlar Köle Olamaz" dedi. Tanrıverdi;Ülkemizde yaşanan derin ekonomik kriz ortamında toplumun tüm sosyal kesimleri işsizlik, yoksulluk, yapılan zamlar altında ezilirken; A

SES Ordu Şube.Başkanı Macit Tanrıverdi "Hastaneler İşletme, Vatandaş Müşteri, Çalışanlar Köle Olamaz" dedi.


Tanrıverdi;Ülkemizde yaşanan derin ekonomik kriz ortamında toplumun tüm sosyal kesimleri işsizlik, yoksulluk, yapılan zamlar altında ezilirken; AKP Hükümetinin gündeminin çok farklı olduğu sağlık alanında yapılmak istenilen son değişiklikle bir kez daha ortaya çıktı. AKP iktidarı kamunun tasfiyesi politikaları anlayışıyla şimdi de gözünü devlet hastanelerine dikti" dedi.

Tanrıverdi yapmış olduğu açıklamanın devamında;
Ülkemizde yaşanan derin ekonomik kriz ortamında toplumun tüm sosyal kesimleri işsizlik, yoksulluk, yapılan zamlar altında ezilirken; AKP Hükümetinin gündeminin çok farklı olduğu sağlık alanında yapılmak istenilen son değişiklikle bir kez daha ortaya çıktı. AKP iktidarı kamunun tasfiyesi politikaları anlayışıyla şimdi de gözünü devlet hastanelerine dikti.

Sermaye örgütleri olan IMF ve Dünya Bankası direktifleri ile sürdürülen sağlığın tamamen piyasalaştırılması, özelleştirilmesi çalışmaları kapsamında; sağlık ocakları kapatılarak aile hekimliğine geçiliyor, hastaneler özelleştirilirken hıkuki sorunlar yaşanmaması için SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığına devredildi, döner sermaye uygulaması ile ticarethaneleştirme sürecine sağlık emekçileri ortak edilmeye çalışıldı. Sağlık bir “hak” olmaktan çıkarılarak talep edildiğinde imkanlar ölçüsünde alınabilen piyasa hizmeti haline getirildi. Ülkemizin sağlık harcaması olabildiğince arttı.

Yıllardır karşı çıktığımız SSGSS Yasası çıkartılarak 1 Ekimden itibaren vatandaşlardan katkı payları alınmaya başlandı. SSGSS ile (henüz başlangıç aşamasında olup) sağlık hizmetlerinin tüm yükü vatandaşların sırtına yükleniyor.

AKP hükümeti Sağlıkta Yıkım programındaki son vuruşlarına hazırlanıyor. Bu amacını gerçekleştirmek için TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunun 439. sırasında bulunan “Kamu Hastane Birlikleri Pilot Uygulaması Hakkında Kanun Tasarısı”nı apar topar ilk sıraya alarak görüşmeye açmıştır.

Sağlık Bakanlığı, yaygın sağlık hizmeti vermenin kendisi için ağır yük olduğunu, hastanelerin birlik çatısı altında toplanarak işletilmesi ile bu yükten kurtulmayı amaçladığını hiçbir çekince duymadan ifade etmiştir.

Bu kapsamda;

- Bir veya birkaç ildeki hastaneler birleştirilerek oluşturulacak birlikler; 7 kişilik yönetim kurulu tarafından yönetilecek, İŞLETİLECEK.

- Çalışanların her türlü ödemeleri işletme bütçesinden karşılanacak ve sözleşmeli çalıştırma esas alınacak,

- Birlik yönetim kurulları; hizmet satın alınması, personel planlaması ve hareketleri, hastanelerin her türlü araç, gereç, malzeme, taşınır ve taşınmazları ile birlikte satılması, kiralanması, kiraya verilmesi, işletilmesi, işlettirilmesi konularında yetki sahibi olacak,

- Birlik gelirlerini; “Birlik karları, sağlık hizmetinin satılması (muayene, işlem, laboratuar, tetkik, ameliyat vb.), üretilen ürünlerin satılması (Kan, ilaç, serum vb.), taşınmazların satılması, kiralanması, işletilmesi, bağış ve yardımlar ile gerektiğinde devletçe yapılacak yardımlardan elde edecek.

- Birlik giderleri; Personele yapılacak her türlü ödeme, tıbbi uzmanlık hizmetleri ile avukatlık hizmeti satın alınması, tıbbi, cerrahi alet, malzeme, cihaz satın alınması, laboratuar–görüntüleme hizmeti satın alınması, birlik bürokratlarına verilecek maaş, taşerona verilecek ücret olacak.

- Hastaneler; puanlandırılacak ve A, B, C, D, E sınıflarına ayrılacak. D ve E sınıfına düşenler birlik dışına çıkarılacak.

Soruyoruz;

- Sağlık hizmeti sunumunu merkezi planlama ile tüm yurtta dengeli ve eşit şekilde yürütme işini yapmayacak olan Sağlık Bakanlığı ne iş yapacaktır?

- Hastaneler kendi geliri ile hizmet yürütecek ve bu gelirler de vatandaşa sunulacak sağlık hizmetinden elde edilecek ise, vatandaş niçin vergi ödemekte, bu da yetmemekte niçin GSS primi ödemeye zorlanmaktadır?

- Hastaneler A, B, C, D, E olarak sınıflandırıldığına göre vatandaş parasına uygun sınıftaki hastaneye mi gidecektir? Bu durum kamu eli ile vatandaşı sağlık hizmetlerinde sınıflamak değil midir?

- Sağlık bir kamu hizmeti olarak asli ve süreklidir, hizmeti verecek personel de sürekli ve kamu personeli olmalıdır. Taşeron ve sözleşmeli çalıştırma sonucu ücretler daha da düşerken, işgüvencesi tamamen ortadan kalkmayacak mıdır?

- Ülke krizdeyken, işsizlik artarken, fahiş zamlar yapılırken devletin hastanelerden elini çekmek istemesi faturanın yoksul halka yıkmak istemesinin açık göstergesi değil midir?

- Asıl soru şudur? Sağlık hizmeti ile kâr nasıl bir arada nasıl olacaktır? Kamusal sağlık hizmetinde kâr olur mu? Satacağı kandan kar bekleyen bir anlayış ile sağlık hizmetleri daha iyi duruma nasıl gelecektir?

Dünyada bu uygulamalar sonucunda eşitlik ilkesi büyük ölçüde zarar görmüş, sağlık emekçilerinin çalışma koşulları kötüleşmiş, katkı payları ve cepten ödemeler artmış, özerk hastaneler daha pahalı hizmet vermeye başlamış ve yoksul kesim sağlık hizmetinden faydalanamaz hale getirilmiştir.

Ülkemizde de bu modelin uygulanması halinde; sağlık hizmetleri bütünlük içinde verilemeyecek, bölgesel farklılıklar daha da artacak, sağlık alanı yerel politikacıların müdahalesine daha açık hale gelecek, cepten ödemeler ve katkı payları artacak, sağlığa erişim daha da güçleşecektir. Sağlık emekçileri ise iş güvencesiz, düşük ücretli ve örgütsüz çalışmaya zorlanacaktır.

Kısacası; HASTANELER İŞLETME, HASTALAR MÜŞTERİi, ÇALIŞANLAR SÖZLEŞMELİ KÖLE haline getirilecektir. Buna karşı durmak herkesin görevi ve sorumluluğudur. SSGSS yasasının parçası ve devamı niteliğinde olan “Hastane Birlikleri Pilot Yasa” tasarısı derhal geri çekilmelidir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.