Çünkü; Ordulunun fındığına sahip çıkacak ne Ankara'da bir vekili ne de içme suyu içinde kanserojen madde olduğu iddilalarını ciddiye alıp bu açıklamaların kaynağını araştıracak bir yerel yönetimi var.

Rize Valiliğinin talebiyle yapılan ölçümlerde, Yeditepe Üniversitesi (YÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bayram Yılmaz'ın "Geçen yıl ağustos ayında yaptığımız ölçümlerde Karadeniz'de üç yerde kanserojen madde ölçümleri pozitif çıktı. Buralar, Trabzon-Değirmendere, Ordu-Melet ve Rize-Madenli dereleridir." açıklamasının üzerine, Ordu valiliği tarafından, Samsun Bölge Hıfzısıhha Enstitüsü Müdürlüğü laboratuarlarında yapılan ölçümlerde Melet Irmağı'nın suyunun temiz çıktığı açıklaması yapılmıştı.

  Ordu Valiliği yaptıkları bu açıklamanın ardından,  kendi adlarına Ordu'nun içme suyu kaynağı olan Melet Irmağı'nın  temiz olduğuna o kadar inanmış olmalılar ki, sadece Samsun'dan alınan ve temiz çıktığı iddia edilen raporla yetinip, Yeditepe Üniversitesi (YÜ) Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bayram Yılmaz'ın, "yapılan ölçümlerde Melet Irmağının suyunun içinde kanserojen madde tespit edildi" şeklindeki açıklamalarıyla ilgili, neye dayanarak böyle bir açıklama yapıldığını, ellerinde gerçekten Melet Irmağının suyunda kanserojen madde bulunduğuna dair bir rapor olup olmadığını, böyle bir rapor var ise de nasıl oluyor da Melet Irmağı'nın suyu, bir raporda temiz bir rapor da kanserojen maddeli çıkabilir, diye sorma ve soruştuırma gereği duymadılar.

   Kendi adlarına bu kadar emin ve rahat olan yetkililer, Ordu halkını rahatlamak için  "suyunuz temiz" açıklamasından öte ve fazla bir şey yapmayı düşünüyorlar mı acaba?

  Yoksa Ordu halkı yine hiç bir yasal belge sunulmadan yapılan açıklamalarla yetinip, gözlerini yumup suyunu içmeye devam mı edecek?

  Devam edecekse bu raporların doğru olması halinde sorumluluğu kim üstüne alacak?