Edebiyatımızın uluçınarı Fazıl Hüsnü Dağlarca yaşama veda etti. Dağlarca 26 Ağustos 1914 yılında dünyaya gelmişti.

Dağlarca'nın dizelerinden...

ÖLÜ

Hangi mahallede imam yok,
Ben orada ölecegim.
Kimse görmesin ne kadar güzel,
Ayaklarim, saçlarim ve her seyim.

Ölüler namina, azade ve temiz,
Meçhul denizlerde balik;
Müslüman degil miyim, hasa,
Fakat istemiyorum, kalabalik.

Beyaz kefenler giydirmesinler,
Sizlamasin karanligim havada.
Omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayim,
Ki bütün azalarim hülyada.

Hiçbir dua yerine getiremez,
Benim kainatlardan uzakligimi.
Yikamasinlar vücudumu, yikamasinlar,
Çilginca seviyorum sicakligimi..

GECEYE KARŞI

Bu adam ölmüştür ama,
Düşmedi toprağa henüz vakit.
Hayatını devrettik ağaçlara
Kalbi kimlere ait.

Bu adam ölmüştür ama,
Başucundan ayrılamadık.
Sonsuz kederinde gecelerimizin
Nedendir hala bu beyazlık.

Bu adam ölmüştür ama,
Henüz durmadı nehir.
Ve nasibi muhteşem kuşlar gibi
Onu götürebilir.

 SÖYLE SEVDA İÇİNDE TÜRKÜMÜZÜ

Söyle sevda içinde türkümüzü,
Aç bembeyaz bir yelken
Neden herkes güzel olmaz,
Yaşamak bu kadar güzelken?

İnsan, dallarla, bulutlarla bir,
Ayrı maviliklerden geçmiştir
İnsan nasıl ölebilir,
Yaşamak bu kadar güzelken?

 MUSTAFA KEMAL İN KAĞNISI

Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden
Sanki elif elif uzuyordu inceliyordu
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
İnliyordu dağın ardı yasla
Herbir heceden heceden

Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik
Nam salmıştı asker içinde
Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü
Doğrulmuştu yola, önceden önceden

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar
Kocabaş çok ihtiyardı çok zayıftı
Mahzundu bütün Sarıkız, yanısıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden

İriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti
Niceden niceden

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu.
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha! dedi, gitmez.
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gıcır gıcır
Nasıl durur Mustafa Kemal'in Kağnısı
Kahroldu Elifcik, düşünceden düşünceden

Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer, götürür ana çocuk mermisini askerciğin
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır
Düşerim gerilere iyceden iyceden

Kocabaş yığıldı çamura
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar
Örtüldü gözleri örtüldü hep
Kalır mı Mustafa Kemal'in Kağnısı bacım
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik
Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden.

Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca, İstanbul'da bir süredir tedavi gördüğü hastanede vefat etti.

Altunizade'deki Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kürşad Tokel, yaptığı açıklamada, 94 yaşındaki şair Dağlarca'nın, kronik böbrek yetmezliği ve kateter enfeksiyon sebebiyle 28 Eylül 2008 tarihinde bir başka hastaneden hastanelerine getirildiğini belirtti. O tarihten buyana hastanede tedavi altında bulunan Dağlarca'nın enfeksiyonun antibiyotiklere yanıt vermemesi sebebiyle bugün yoğun bakıma alındığını kaydeden Prof. Dr. Tokel, tüm müdahalelere rağmen durumu giderek kötüleşen Dağlarca'nın saat 16.50 itibariyle vefat ettiğini söyledi. 26 Ağustos 1914 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen Dağlarca, ilk öğrenimini Konya, Kayseri, Adana ve Kozan'da, orta öğrenimini Tarsus ve Adana'daki ortaokullardan sonra girdiği Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı. 1935 yılında piyade subayı olarak doğu ve orta Anadolu'nun, Trakya'nın pek çok yerini dolaşan Dağlarca, ordudaki hizmeti 15 yılı doldurunca ön yüzbaşı rütbesiyle 1950'de askerlikten ayrıldı.

1952-1960 yılları arasında iş müfettişi olarak İstanbul'da çalışan Dağlarca, buradan ayrıldıktan sonra İstanbul Aksaray'da kitabevini açtı ve yayımcılığa başladı.

4 yıl "Türkçe" isimli aylık dergiyi çıkaran ve ilk yazısı 1927'de Yeni Adana Gazetesi'nde yayımlanan bir hikaye olan Dağlarca, İstanbul Dergisi'nde 1933'te çıkan "Yavaşlayan Ömür" adlı şiiriyle adını duyurmaya başladı. Varlık, Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılapçı Gençlik, Yeditepe ve Türk Dili dergilerinde şiirleri yayımlanan Dağlarca, 1967'de ABD'deki Milletlerarası Şiir Forumu tarafından "En iyi Türk Şairi" seçildi.

Toplumculuğunun temelinde insana ve insan hayatına saygı yatan Dağlarca, çok yazan ve üreten bir şair kimliğiyle, bağımsız kalarak hiçbir şairden etkilenmemiş, hiçbir akımın etkisinde kalmayarak şiirlerini yazmıştı.

BAŞSAĞLIĞI DİLEDİLER

Eserleriyle ruh ve fikir dünyamızda silinmez izler bırakmıştır

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Milletimizin yetiştirdiği müstesna bir şair olan Dağlarca, eserleriyle ruh ve fikir dünyamızda silinmez izler bırakmıştır" dedi.

Erdoğan, Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vefatı dolayısıyla yayınladığı mesajda şunları kaydetti:

"Edebiyatımızın yaşayan çınarı, büyük şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vefatını büyük bir teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Milletimizin yetiştirdiği müstesna bir şair olan Dağlarca, eserleriyle ruh ve fikir dünyamızda silinmez izler bırakmıştır. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türk şiirinin ve dilimizin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Vefatı, dilimiz ve şiirimiz için büyük bir kayıptır; inanıyorum ki, şiire adadığı 91 yıllık ömrünün meyveleri olan eserleri, yaşamaya devam edecektir. Merhum şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya Allah'tan rahmet, ailesine, edebiyat camiamıza ve milletimize başsağlığı dilerim."

Her zaman saygıyla anılacak

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türk Dil Kurumu (TDK)Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümü nedeniyle mesaj yayımladı.

BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu, Dağlarca'nın ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "Eserleriyle milletimizin sevgisini kazanan Fazıl Hüsnü Dağlarca, yazınımızın usta isimleri arasında her zaman saygıyla anılacak, geride bıraktığı yapıtlarıyla yaşayacaktır" dedi.

Dağlarca'nın şiirleri ve düzyazılarıyla Türk milletinin sevgisini kazandığını ifade eden Yazıcıoğlu, şairin Türk yazınının usta isimleri arasında her zaman saygıyla anılacağını ve geride bıraktığı yapıtlarıyla yaşayacağını kaydetti.

Yapıtları beğeniyle okunan Dağlarca'nın sonraki kuşaklar için de yol gösterici olmayı sürdüreceğini vurgulayan Yazıcıoğlu, "Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı dileklerimi sunuyorum. Merhumu yüreklerinde daima yaşatacaklarına inandığım sanat dünyasının değerli mensuplarının ve tüm sevenlerinin acılarını paylaşıyorum. Hepimizin başı sağolsun" dedi. DP Genel Başkanı Süleyman Soylu da yayımladığı mesajda, Türk edebiyatının yaşayan en büyük şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybetmenin "derin üzüntüsünü" yaşadığını kaydetti.

"Türk şiirinin ses bayrağı" olan büyük şairin şiirlerini okuyup da kelimeler üzerindeki dehasına hayran kalmamanın mümkün olmadığını ifade eden Soylu, Dağlarca'nın bedeni toprağa girse de Türk edebiyatına kazandırdığı benzersiz şiirleri ile tıpkı Fuzuli gibi, Yahya Kemal gibi, Necip Fazıl gibi sonsuza dek yaşamaya devam edeceğini belirtti. Soylu mesajında, Türk milletine ve Dağlarca ailesine başsağlığı diledi.

TDK Başkanı Prof. Dr. Akalın da mesajında, "Türk şiirinin önemli isimlerinden, Türkçenin ses bayrağı olan şairimiz Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz. Arı ve duru Türkçeyle yazdığı şiirleri sonsuza kadar Türkçenin ses bayrağı olarak dalgalanacaktır" dedi. Dağlarca'nın 1958 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'nü aldığını ve TDK'nın Türk Dili dergisinde Dağlarca'nın şiirlerini yayımlamaktan onur duyduklarını belirten Akalın, Dağlarca'ya Tanrı'dan rahmet, tüm sevenlerine ve Türk ulusuna başsağlığı diledi.

Edebiyat dünyamız için büyük kayıptır

Cumhurbaşkanı Vekili ve TBMM Başkanı Köksal Toptan, Türk şiirinin uluslararası alanda tanınmasına büyük katkılarda bulunan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vefatının, edebiyat dünyası için büyük kayıp olduğunu belirtti.

Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vefatı nedeniyle mesaj yayımlayan Toptan, "Türk şiirinin büyük ustası Dağlarca'nın vefatından derin üzüntü duyduğunu" ifade etti.

Türk edebiyatının simge isimlerinden olan Dağlarca'nın Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli şairlerinden biri olduğuna işaret eden Toptan, şunları kaydetti:

"Birbirinden eşsiz şiirleriyle milletimizin hafızasında derin izler bırakan Dağlarca, edebiyatımızın usta isimleri arasında her zaman saygıyla anılacak ve eserleriyle yaşayacak. Milli mücadelemizi anlattığı destansı şiirlerinin yanı sıra güzel Türkçemize verdiği önemle de herkese örnek olan bu büyük edebiyat çınarımız, gelecek nesilleri aydınlatmaya devam edecektir. Büyük şairimiz Dağlarca, geleceğin teminatı çocuklara olan inancını, kaleme aldığı birbirinden güzel şiirleriyle ortaya koymuştur. Türk şiirinin uluslararası alanda tanınmasına büyük katkılarda bulunan Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vefatı, edebiyat dünyamız için büyük kayıptır. Aramızdan ayrılan Merhum Dağlarca'ya Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına, edebiyat dünyasına ve milletimize başsağlığı diliyorum."

Türk edebiyatının gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, "Büyük şairimiz Dağlarca en çok yazan ve üreten şair sıfatıyla Türk edebiyatının gelişimine önemli katkılarda bulunmuş, Türk şiirine yeni bir duyarlılık ve ses getirmiştir" dedi.

Günay, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın vefatı dolayısıyla yayımladığı mesajda "Türk şiirinin büyük sesi" Dağlarca'nın vefatını "üzüntüyle" öğrendiğini belirterek şunları kaydetti:

"İnsan, doğa ve evren sevgisiyle kaleme aldığı eserlerinde, 'Türkçem benim ses bayrağım' mısralarıyla ana diline ayrı bir özen gösteren ve saygı duyan büyük usta, ardında bıraktığı eserleri ile Türk okurunun gönlündeki müstesna yerini her zaman koruyacaktır.

Türk edebiyatının asırlık çınarına Allah'tan rahmet, edebiyat dünyamıza ve Türk milletine başsağlığı diliyorum."