Ordu Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Tamer Tomakinoğlu, İsrail"in Gazze"ye saldırılarıyla ilgili somut adım atmayan Birleşmiş Milletler"in (BM) tamamen feshedilmesini istediklerini söyledi.

Saldırılarda bini aşkın Filistinlinin öldürülmesinin soykırım suçunun açık göstergesi olduğunu kaydeden Tomakinoğlu, yaşanan zulüm karşısında sivil toplum kuruluşlarının tepkisini gösterdiğini ancak devletlerin ve kurumların sessiz kaldığını vurguladı.

Her geçen gün artan insani tepkilere rağmen, İsrail"in BM kararlarını ihlal ettiğini dile getiren Tomakinoğlu, “İsrail"in bu tavrı, cevabını hep birlikte arayacağımız bir soruyu da beraberinde getiriyor. İsrail, Birleşmiş Milletler"in üyesi midir, yoksa Birleşmiş Milletler İsrail"in kölesi midir?

Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi ile bu vahşete ve soykırıma seyirci kalan Birleşmiş Milletler"in isminin değiştirilmesini ve ortaya koyduğu bu tavra uygun olarak "Dağılmış Milletler", "Duyarsız Milletler" ya da "Seyirci Milletler" ismini kullanmasını, hatta kendine bile faydası olmayan bu kurumun tamamen feshedilmesini teklif ediyoruz” şeklinde konuştu.

Barışı sağlamakla görevli BM ve NATO"nun sustuğu, Arap dünyasının ve AB"nin seyretmekle yetindiği İsrail zulmüne karşı iktidarıyla, muhalefetiyle, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, resmi ve sivil toplum kuruluşlarıyla Türkiye"nin tarihten gelen dayanışma kültürünün ve mazlumun yanında olma erdeminin gereklerini fazlasıyla yerine getirdiğini ve yerine getirmeye de devam edeceğini anlatan Tomakinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İsrail"in sergilediği vahşeti sona erdirmeye yönelik diplomatik gelişmelerin ve bölge ülkelerinin konuya hassasiyet göstermelerini sağlayacak girişimlerin ülkemizin öncülüğünde yürütülmesini takdirle izliyoruz.

Ancak, sözün bittiği yerde olduğumuzu ve İsrail"in gözü dönmüşlüğü nedeniyle diplomatik girişimlerin vahşeti sona erdirmeye kifayet etmediğini de görmekteyiz. Daha somut adımlar atmalı ve benzer adımların bölge ülkeleri tarafından da atılmasını sağlamalıyız. İsrail"in "Ankara, anlaşmaları iptal edecek" telaşı yaşadığını ve bazı Avrupa ülkelerinin liderlerine Türkiye"yle ilişkilerini düzeltmek amacıyla arabuluculuk teklif ettiğini hepimiz biliyoruz.

Türkiye"nin anlaşmaları iptal edeceği yolundaki soyut beyanların dahi İsrail"de bu kadar ses getirmesini çok önemli buluyoruz. Hükümet, İsrail"in bu denli korku yaşamasına sebep olan bu argümanı iyi değerlendirmelidir.

Biz biliyor ve inanıyoruz ki, mevcut ekonomik ve askeri anlaşmaların iptal edileceği ve gelecekte yapılacak ihalelere İsrail firmalarının alınmayacağı yönündeki açıklamalar dahi İsrail"e geri adım attıracaktır.

Biz, "Ne olursan ol yine gel" diyen Mevlana"nın hoşgörü iklimiyle hemhal olduğumuz Konya semalarının, Filistinli kardeşlerimizin kanını dökmeye odaklanan İsrail pilotlarının eğitim alanı olması kamburundan kurtulmalıyız. Filistinli kardeşlerimizin kanını içmeye devam eden İsrail"in Manavgatımız"ın suyunu içmesine engel olmalıyız.

Ekonomik ve askeri anlaşmaları iptal etmenin yanında, Latin Amerika"nın iki ülkesi Bolivya ve Venezüella"nın yaptığını bir adım ileri götürerek İsrail"in Türkiye Büyükelçisi"ni istenmeyen adam ilan ederek ülkesine göndermeliyiz. İsrail Büyükelçimizi geri çağırmalıyız.

 İsrail ve onun terörüne destek veren ülkelerin mallarını boykot etmeliyiz. Bütün bu önlem ve yaptırımlara rağmen İsrail"in zulme devam etmesi halinde, Mehmetçiğin öncülüğünde oluşturulan ve gerektiğinde İsrail"e yönelik askeri operasyon düzenlenmek yetkisiyle donatılan uluslararası askeri barış gücünün bölgede konuşlandırılmasını sağlamalıyız.”