BEN Mİ ANLAYAMADIM ?

                                                                                  Emel Sungur

Alevi-Bektaşi Federasyonu başkanlığında Meclis Başkanından randevu talep eden kurulu karşılama kararı alan Reha Çamuroğlu ne düşünüyordu acaba?

20 yıllık Alevi örgütlenmesi sürecinde zaman zaman Demokratik Alevi Örgütleriyle ortak toplantıların içinde bulunan Sayın Çamuroğlu hidayete erip AKP"nin yolunu tuttuktan sonra Aleviler adına Ombudsman" lığa devam ederek çıkmış olduğu yolculuğu hızlandırmıştır. Açılımı noktasında AKP"ye destek olup yüzyılların geleneği Alevilikle kan uyuşmazlığı olan zihniyetin buluşma noktasında köprü görevi yapması yetmeyerek bu günde yeni bir görevle Federasyona bağlı Alevi örgütlü yapısının TBMM Başkanını ziyaretinde odada hazır bulunmaya çalışması karşısında ABF"nin almış olduğu tavır önemli bir tavırdır.

Nezaket kurallarını benden daha iyi bildiğine inandığım AKP"li parlamenter neden bu ziyarette kendisini Meclis Başkanının odasında bulunmak zorunda hissetti. Bağlı bulunduğu siyasi parti ile Demokratik Alevi Örgütleri arasında uzlaşmacı bir tavır sergilemek için mi, yoksa böyle bir grup karşısında onlarla olan ilişkisinin iyi olduğunu partisine gösterip olası yarın garantisi için çabamıydı bu tavır pek net anlaşılmıyor.

Daha sonra yaptığı basın açıklamasında kişinin kendi cemaati, eski arkadaş grubu, ortak toplantılar yapan bir kitle tarafından istenmediğini ifade etmesi gelecek kaygısından daha mı kolay bir iş algılayamadım.

Söyleyecek başka bir söz yok. Ya kişisel gelecek kaygısı yada toplumsal kurtuluş.

Alevi Federasyonunun ziyaret sırasındaki tavrını doğru buluyor ve destekliyorum.

Aman dikkat akıl vermek olarak görülmezse söylediklerim;

Biz varız, Alevileriz, Aleviler var, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları, sayısal olarak ta (hoş sayının çokluğu veya azlığı eşit vatandaşlık çerçevesinde farklılık arz etmez ) emek gücü olarak ta, hizmet olarak ta, eğitim ve gelişmişlik olarak ta son derece olgun insanlarız belki böyle ifade kendinden bahsederken biraz zor söylenir ama bir gerçek.

BU AĞIRLIĞIN VE BUNCA DEĞERİN FARKINA VARALIM.

GELECEK İLE İLGİLİ ATILAN HER ADIM KİŞİSEL KAYGILAR DEĞİL MUTLAKA TOPLUMUN YARARINA SUNMAK ÜZERE ATILMALIDIR.

HER ADIMDA DİKKAT.

ÇALINACAK KAPI SİYASİ PARTİLERİN KAPISI OLMAMALIDIR.

SİYASİ PARTİLERİN GENEL BAŞKANLARI, YETKİLİLERİ ALEVİ ÖRGÜTLERİNİN KAPISINI ÇALMALIDIR.

ANCAK SÜREKLİ KAPILARI BİZLER ÇALACAK OLURSAK BİZİM, GÜCÜMÜZÜN, AYDINLIK YÜZÜMÜZÜN, GENİŞ YÜREĞİMİZİN FARKINDA OLAMAZLAR.

Pir"im Pir Sultan"ın dediği gibi;
Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zâreler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi pareler beni

Dar günümde dost düşmanım bell'oldu
On derdim var ise şimdi ell'oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni

Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yareler beni. Sözlerini unutmadan gerçeği görelim.

Emel Sungur 28.11.2008