SES Ordu Şube Başkanı Mecit Tanrıverdi " AKP Hükümetinin sağlık sisteminde yarattığı yıkımlar tam gün yasası ile devam etmektedir. Tam gün yasa tasarısı ile sağlık çalışanlarının haklarında iyileşme yapılacağı vurgulanmaktadır" dedi.

Tanrıverdi AKP yıkıma tam gün yasasıyla devam ettiğinin söylediği açıklamasının devamında:

 "Oysa iyileşme var olan koşulların daha iyi duruma getirilmesidir. Güvencesiz, keyfi ve fazla çalıştırmak iyileşme değil köleliktir. Çıkarılmak istenen yasa ile sağlık çalışanları, iş güvencesinden yoksun bir çalışma ortamına itilmek istenmektedirler. Çıkarılacak olan tam gün yasasının 1978 yılında çıkarılan tam gün sayısıyla bir ilişkisi yoktur.

Yasa; hekimlere mesleki sorumluluk sigortası zorunluluğu getirmekte ve bu maliyetin yarısı hekimlere ödettirilmektedir.

Yasa; sağlık çalışanlarına mesai dışı çalışmayı dayatmaktadır. Bir yandan haftalık çalışma 45 saatten 40 saate indirilirken diğer yandan sağlık çalışanları esnek, sınırları belirsiz bir çalışma yaşamına sürüklenmektedir. Radyoloji çalışanlarının çalışma saatlerini arttırmaktadır.

İddia edildiği gibi ücretlerde bir iyileştirme söz konusu değildir. Sağlık çalışanlarının döner sermaye oranlarının ve nöbet ücretlerinin yükseltileceği, performansa dayalı bir ücretlendirmeden ve tavan ek ödeme kat sayılarının artırılacağı belirtilse de; mevcut durumda dahi tavan ek ödeme tutarları yakalayamayan hastanelerde fiilen ücretlerde bir artış olması mümkün değildir.

İlimizde de bir süredir personel ek ödemelerini ödeyemeyen hastaneler vardır. Önce personele olan borçlarınızı ödeyin!

Mevcut durumda personel ek ödemelerini yapamayan hastaneler, aile hekimliği uygulamasıyla birlikte uygulanacak olan sevk zinciri geldiğinde ne yapacaklardır? Aile hekimliği uygulamasıyla hastanelerin gelirleri % 40-50 oranlarında azaldığında hastaneler çalışanlarına ek ödeme yapamaz duruma gelmeyecekler midir? Bunları göz ardı ederek “sağlık çalışanların ek ödemelerini artırdık” diyerek kandırmak insafsızlıktır.

TBMM gündeminde olan tam gün yasa tasarısı sağlık çalışanların özlük haklarına hiçbir katkı sağlamadığı gibi, aksine mevcut haklarını da geriletmektedir.

Tasarının yasallaşması durumunda kayıp olan haklarımızın sorumlusu tek başına AKP hükümeti değildir; bu yasaya destek veren, sağlık çalışanlarını kandıran sendikalardır. Bu zihniyet sağlığı ticaretleştiren, bugün tüm sağlık emekçilerinin şikayetçi olduğu döner sermayeye uygulamasının çıkartılmasına destek veren zihniyettir.

Bizleri performansla, farklı statüde istihdamla, farklı sendikalarla ve farklı tuzaklarla bölmeye çalışanlara verilecek en iyi yanıtımız: Bir olmak, birlik olmak, etle tırnak olmak, hem toplumun sağlık hakkına hem de biz sağlık emekçilerinin geleceğine, iş ve ücret güvencemize sahip çıkmak, güvencesiz çalıştırılanların güvenceye kavuşması için birlikte mücadele etmek olmalıdır.

İthal hekime, güvencesiz, esnek, keyfi, mesai dışı çalıştırmaya DUR demek için; Kendi “SES” imizle Tam Gün Yasasına HAYIR."