AKP nin kapatılma davası

AKP nin kapatılma davası

Hayrola...

Demokrasimi Dikta mı ?

Unutulmamalıdır ki, devletin bağımsız yargı makamları ve hukuksal yaptırımları ile çeşitli kanunları mevcuttur.

Bunların uygulama standardı, bir partinin aldığı oy oranı veya milli irade gibi gerekçeler falan değildir.

Yoksa iş başka küçük bir parti kapatma davası olunca sesi çıkmayanlar, çuvaldız kendi partilerine batınca, acıyla haykırmaya başlarlar…

   Ama bu devletin bağımsız yargısı niye ayaklandı, filmi şöyle bir geriye sararsak, rahatça hatırlarsınız…
   Aynı düşüncede olmayanların rahatsız olduklarını göre göre bu ülkede yaşayan herkese laiklik için garanti vermekten kaçınırsanız…
    Aldıkları oyların artmasının verdiği havayla kimseyi takmamayı kendinizde bir hak olarak görürseniz…
“ Muhafazakâr ve yenilikçi bir merkez partisi” olmak için çabalamaz ve sonuçta iddianızı ispat etmezseniz…
   Hoca"nız Erbakan"dan ve üyesi olduğunuz Refah partisinden ayrılıp, geçerli ve ikna edici bir şekilde niye “Değiştiğinizi” aklı başındaki insanlara mantıklı gerekçelerle izah etmezseniz yada edemezseniz…
   Futbol federasyonundan,

     Fiskobirlik müdürüne, YÖK"ten,

     Gölköy"ün dağ köyündeki ilkokulun Müdürü"ne kadar,

     Devlet"in her kademesine cemaatten veya İmama hatipliden olsun tavrını her tayinde ilke olarak benimserseniz..

    Cumhurbaşkanlığı makamını ve YÖK"ü ele geçirilmesi gereken makamlar olarak görüp, eşi türbanlı bir Milli Görüş teşkilat mensubunu da sonuçta bir zafer edasıyla ve inatla Köşk"e çıkarırsanız…
    Türban özgürlüğü konusunda gösterdiğiniz hassasiyeti ve çabayı başka hürriyetler ve sosyal haklar hususunda göstermezseniz...
     Türban meselesini kurumları zorlayarak, toplumu endişeye sevk ederek ve ortamı gererek çözmek gibi bir yola sokup, neticede hadiseyi mahkemelik hale getirirseniz…
     Haklarında olumsuz eleştiriler yazan yazarlara ve aleyhinde kamuoyu oluşturan yayın organlarına bıkmaz ve usanmaz bir şekilde baskı uygulayıp,   gazete emekçilerini ekmeklerinden ederseniz…
    AB konusunda gösterişli fakat içi boş kanunları çıkarttıktan sonra AB sürecini buzdolabına kaldırırsanız...
    Yolsuzlukları eleştirerek iktidara geldikten sonra, her türden kanunsuzluklara üslupsuzluklara imza atarsanız…
    Devlete ait elinize geçen ne kadar, stratejik yatırımcı kurumu ne olduğu bellisiz çorbacıya kebapçıya, yandaşa eşe dosta peşkeş çekerek satarsanız…
     Bütün bu yaptıklarınıza rağmen bu milletin koşarak size oy vermesine, küstahça “Başka alternatifimiz yok, ben istediğim her şeyi yaparım” derseniz...
    Sonuçta; bunlara karşılık olarak, "kusura bakma kardeşim ne yapıyorsun" diyen biri hep çıkar, taşları da yerine oturtturur, ama her şey eskisi gibi olmasa da, bu hep böyle oluverir, geçer, alışırsınız, gider…

Önceki ve Sonraki Yazılar