ORDU TİP (Türkiye İşçi Partisi ) TARİHİ VE KEMAL AKSOY

ORDU TİP (Türkiye İşçi Partisi ) TARİHİ VE KEMAL AKSOY 
                                                             Hikmet PALA

1960"lı yıllarda Türkiye"de, 1961 Anayasasına bağlı olarak, farklı politik gelişmeler ve sosyal hareketler ortaya çıkmış ve o güne kadar görülmemiş bir özgürlük havası esmiştir. 1960 ihtilalini yapanların dahi öngöremedikleri bu olumlu havanın sonuçlarından birisi de Türkiye İşçi Partisi"nin kurulmasıdır. Bu güne değin Türkiye sosyalistleri, faaliyetlerini yasadışı yollardan yapmak zorunda bırakılmış, etkinliklerini gizli yürüten Türkiye Komünist Partisi 1951 yılında polis tarafından açığa çıkartılmış ve mensuplarına çeşitli cezalar verilmiştir. Yine kıdemli sosyalistlerden Doktor Hikmet Kıvılcımlı önderliğinde 1954 yılında kurulan Vatan Partisi yöneticileri de 1958 yılında tutuklanmış ve yargılanmışlardır. Her zaman polis kovuşturması ve “Moskof Ajanlığı” ithamıyla yüz yüze gelen Türk sosyalistleri, soğuk savaş ortamı ve Türkiye"nin ABD yanlısı tutumu nedeniyle hep “sakıncalı” kişiler olarak görülmüşlerdir.

1961 Anayasasına bağlı olarak ülkede artan örgütlenme özgürlüğü Türk sosyalistlerince iyi bir şekilde değerlendirilmiş ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) 13 Şubat 1961 tarihinde İstanbul"da kurulmuştur. TİP"i daha önceki sosyalist parti ve örgütlenmelerden ayıran temel özelliği, kurucusu olan 12 kişinin tamamının sendikacı oluşudur. Sosyalist hareket o güne değin Türkiye"de hep aydın zümrenin öncülüğünde gelişmiştir. Ama TİP sendikacılar tarafından kurulan biricik parti olma özelliğiyle orijinal bir kimlik taşımaktadır. Bu kurucu sendikacılardan dördü daha sonra 1967"de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)"in kuruculuğunu da yapmışlardır; Kemal Türkler, Rıza Kuas, Kemal Nebioğlu ve İbrahim Güzelce. Türk-İş Konfederasyonunun partiyi destekleyeceği varsayımına dayanan TİP kurucuları Avni Erakalın"ı Genel Başkanlığına getirmişler, ancak Türk-İş"in TİP"e tavır alması ile birlikte parti kendisine aydın kesimden bir genel başkan arayarak aydın kesimden destek almaya yönelmiştir. Bu arayış sonucunda Doçent Mehmet Ali Aybar 1 Şubat 1962 tarihinde TİP Genel Başkanlığına seçilmiştir. 1962 yılından itibaren solcu aydınların TİP"ne katılması partiyi Türkiye"nin önemli bir siyasal olgusu haline getirmiştir.

1965 genel seçimlerinde %3 oy alan TİP, meclise 15 milletvekili sokmayı başarmıştır. Radyodan yaptıkları propaganda konuşmalarında “İşçiler, köylüler ve ırgatlar” denilmiş ve yalnızca emekçi halka hitap edilerek partinin sınıfsal kimliği vurgulanmıştır.

67 ilin 64"ünde örgütlenen TİP"in Ordu ilindeki örgütlenmesi Kemal Aksoy"un öncülüğünde gerçekleşmiştir. 1963 yılında arkadaşlarıyla birlikte TİP"nin Ordu il örgütlenmesini gerçekleştirmiştir.

TİP kurucusu Kemal Aksoy Ordu"nun yakın tarihine damgasını vurmuş önemli bir kişilik olarak karşımıza çıkmaktadır. Tambur çalan, fotoğraf stüdyosu işleten, bir dönem lokanta çalıştıran Kemal Aksoy, çevresinde Ordulu aydınların toplanmalarını sağlamıştır.

1925 yılında Ordu"nun Taşbaşı mahallesinde dünyaya gelen Kemal Aksoy"un babası bahçıvan ve sebzeci Mecit Efendi, annesi ise Hacer Hanımdır. Babası Trabzon"dan Ordu"ya yerleşen bir aileye mensuptu. Trabzon Lisesi"ne 1 yıl devam etmiş ama parasızlıktan dolayı burada ancak bir yıl okuyabilmiştir. Okumayı yarıda bırakarak Ordu"ya dönmüş ve Tarım Kredi Kooperatifine memur olarak girmiştir.

Bulmaca merakı olan Kemal Aksoy o dönemlerde Milliyet Gazetesinin bulmaca yarışmasına katılmış ve Türkiye ikincisi olmuştur.

1950"lerde “Kooperatifçi” adlı bir dergi yayınlayarak siyasi sayılabilecek faaliyetlerine başlayan Kemal Aksoy bu dergiyi 2,5 yıl yaşattıktan sonra kapatmıştır.

Dönem aydınlarının genel karakterine uygun olarak şiirler de yazan Aksoy şiirlerini “Rezil Bir Çağda Mutluluk” adıyla kitaplaştırmıştır.

1955 yılında Kooperatifteki görevinden istifa eden Kemal Aksoy bir fotoğrafçı dükkanı açmıştır. Fotoğraf dükkanını bir süre işlettikten sonra bu işten vazgeçerek lokanta açmıştır. Renkli bir şahsiyet olan Kemal Aksoy, “Marko Paşa” adlı bu içkili lokantayı uzun bir süre işletmiştir. Bu lokanta bir dönem Ordulu aydınların buluşma yeriydi. 1964 yılında bu lokantayı kapatır ve TİP kuruluşunu gerçekleştirir. Partinin tabelası Aziz Ateş"e yaptırılır ve marangoz Orhan Yılmaz"ın koltuğunun altında göstere göstere getirilerek parti binasının ön cephesine çakılır.

TİP"in Ordu il teşkilatını kurduktan sonra partinin propagandasını yapmak üzere Fatsa"dan emanet bir matbaa getirerek “Uyanış” adlı dergiyi arkadaşlarıyla birlikte çıkartmışlardır. Sahipliğini Kemal Aksoy, Yazı işleri müdürlüğünü ise Avukat Ahmet Aydın yapmaktadır. İşçi Partililer ortaklaşa bir çalışma sonucunda dergiyi çıkartmaktadırlar. Haftalık olan “Uyanış” dergisi 250-300 adet basılır, 1 kuruşa PTT"den adreslere postalanırdı. Dergide parti çalışmaları yanı sıra diğer gazetelerden alıntılar da yapılıyordu. Bu gazetede bugün Kültür ve Turizm Bakanı olan Ertuğrul Günay ve Mürsel Engin yazılar yazmaktaydı ve Tahıl Pazarı"nda elden satışı da yapılmaktaydı. Uyanış dergisi 1965 ile 1969 yılları arasında 4 yıl boyunca çıkartılmıştır.

TİP, 10 Ekim 1965 tarihinde yapılan milletvekili seçimlerinde örgütlü bulunduğu 51 ilde katılmış, katıldığı illerdeki oy oranı %3,47 olmuş ve 15 milletvekilini 450 kişilik TBMM"ne sokmayı başarmıştır. Türkiye genelindeki oy oranı %2,83 olan TİP, Ordu"daki seçimleri 200-250 oyla kaybetmiştir.

TİP"nin yüksek sayılabilecek bir oy alması 1965 tarihinden itibaren bazı sağ çevreleri rahatsız etmiştir. Mecliste görev yapan milletvekilleri Adalet Partili milletvekillerince dövülmüştür. Bunun yanında il ve ilçe kongrelerini yapan partililere taşrada da çeşitli tertipler ve saldırılar düzenlenmiştir. 1967 Fatsa ilçe kongresinin yapıldığı sinemanın önüne toplanan yüzlerce eli sopalı insan küfürler ederek içeriye girmeye çalışmışlardır. Bu sırada olayları yatıştırmak için Ordu Valisi Cemal Mirkelam sinemanın balkonuna çıkarak hiç beklenmedik bir konuşma yapar;

“Muhterem Fatsalılar! Heyecanınıza ben de iştirak ediyorum!”

Bunun üzerine TİP Genel Sekreteri Nihat Sargın valiyi alaşağı edip iki eliyle yakasına yapışır ve duvara vurmaya başlar. Jandarmanın açtığı koridor sayesinde Fatsa"dan kaçan TİP"lilere kalabalıktan bazıları Mersin Köyü"nde yetişmiş ve yumruklaşmalar olmuştur. Ordu"ya gelindikten sonra Ankara"dan gelen konuklar Ordu Palas oteline yerleştirilir. Emniyet müdürü otelden dışarı çıkmamalarını, kendisinin otele yemek göndereceğini söyler, bunun üzerine TİP"liler yasal hakları konusunda direnme kararı alırlar ve emniyet müdürüne “Biz Ali Baba Lokantasında olacağız güvenlik size kalmış” diyerek otelden çıkarlar. Sabah Ordu il kongresi yapılacaktır. Bunun için Genel Başkan Mehmet Ali Aybar ve milletvekili Çetin Altan Ordu"ya gelirler. Kapalı Spor salonuna gittiklerinde salonun dolu olduğunu gören TİP"liler şaşırırlar. Çünkü salonun önemli bir kısmını gericiler doldurmuştur. Çetin Altan"dan sonra kürsüye çıkan Aybar"a küfürler edilmeye başlanır. Polis olan biteni seyrederken Mehmet Ali Aybar inatla konuşmasını sürdürmeye çalışmaktadır. Bu sırada elektrikler kasıtlı olarak kesilir. Bunun üzerine Aybar elindeki mikrofonu öfkeyle yere fırlatır ve kürsüden iner. Konuşmasını protestocuların üzerine yürüyerek sürdüren Aybar, kendisine saldırı beklenirken, o öylesine güzel ve etkili konuşur, jest ve mimiklerini mükemmel kullanıp üzerlerine yürüdükçe protestocular sessizleşirler ve oturup dinlemeye başlarlar.(İbrahim Dizman,Denize Düşen Dağ: Ordu)

Kemal Aksoy, TİP"in 20-24 Kasım 1966 tarihlerinde yapılan İkinci Büyük Kongresinde Genel Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmiştir. 912 Kasım 1968"de Ankara"daki 3.Büyük Kongresinde bu göreve tekrar seçilmiş, bundan bir ay sonra yapılan İkinci Olağanüstü Büyük Kongresinde hem Genel Yönetim Kurulu üyeliği hem de Merkez Yürütme Kurulu yedek üyeliğine Şair Kemal Burkay ile birlikte getirilmiştir.(TİP Olayı, Sadun Aren)

12 Mart 1971 yılında bir Muhtıra ile Türk Ordusu siyasal alanı yeniden düzenlemeye giriştiğinde TİP"nin payına düşen kapatılmak olmuştur. Hakkında Anayasa Mahkemesine kapatılma davası açılan TİP, 20 Temmuz 1971 tarihinde kapatılmıştır. Kapatma kararı Anayasanın “Siyasi partilerin faaliyetleri devletin ülkesi ve milletiyle bölünmezliği temel hükmüne uygun olmak zorundadır” hükmü ve Siyasi Partiler Kanunu"nun “Siyasi Partiler Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde milli veya dini kültür farklılıklarına yahut dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri süremezler” maddesi uyarınca verilmiştir. TİP Dördüncü Büyük Kongresinde alınan 6 numaralı karar “Türkiye"nin doğusunda Kürt halkının yaşamakta olduğunu” söyleyen cümle ile başlıyordu. Ancak görünürde olmayan gerçek neden ise 12 Mart Faşist rejimidir. Türkiye"de yasal yolları kullanarak mücadele eden ve parlamentoya 15 milletvekili sokan bir sosyalist partiye rejim tarafından ancak 10 yıl tahammül gösterilebilmiştir. Şartların iyice değiştiği günümüzde ise Türkiye"nin doğusunda ayrı bir devlet kurmayı isteyenler serbestçe meydanları doldurmaktalar ve AB korkusu bu meydanları örgütleyen partilere bir harekette bulunmayı engellemektedir.

Parti kapatıldıktan sonra Kemal Aksoy Ordu"nun sosyal hayatında etkinliklerine devam etmiş, Ordu Musiki Cemiyeti"nin kuruluşunda yer almıştır. Oğlu Turgut Aksoy evlendikten sonra iş nedeniyle İstanbul"a yerleşmek zorunda kalmış, torununa çok düşkün olan Kemal Aksoy da 1978 yılında onların yanına göç etmiştir. Kemal Aksoy, İstanbul"a eşyalarını gönderecek olan arkadaşı Orhan Yılmaz"a;“Göçüm parçalansa da bana tamburumu sağ salim getir” diyerek tamburuna olan düşkünlüğünü ifade etmiştir.

Yaşamının tüm aşamasında katıksız bir halkçı olan Kemal Aksoy, çıkartmış olduğu dergilerde halkı aydınlatmaya, bu düzenin yanlış olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Yazmış olduğu şiirlerde de bu halkçı duruş kendisini göstermektedir. “Köylüye Sabır” başlıklı şiiri halkın dilinden halkın içinde bulunduğu durumu çok güzel anlatmaktadır;


“Basma alır soyulur, yaşmak alır soyulur

Bu devirde rahatı birkaç kodaman bulur,

Biçare efendimiz can verince kurtulur.


Kefenlik bezi bile bulamazlar naşına

Ya Sabır yazdıralım mezarının taşına.


Seçimler yaklaşınca yurda efendi olur,

Hürmet itibar artar el üstünde tutulur

Seçimler bittiğinde bir anda unutulur.


İşte o gün acıyla saçı düşer kaşına

Ya Sabır yazdıralım mezarının taşına.”


22 Temmuz 2007 seçimleri var diye Temmuz ayında fındığa yüksek fiyat veren iktidar, Ordululardan %57 gibi çok yüksek bir destek oyu almıştı. Ancak bu yıl seçim olmadığı için 2008 mahsulü fındık pazara inip yok pahasına satıldıktan sonra Ağustos"un sonunda hayal kırıklığı yaratan bir fındık fiyatı açıkladı. Fındık fiyatına endeksli bir duruş sergileyen Ordu halkında yine homurtular yükseliyor. Siyasal duruştan mahrum insanları günübirlik politikalarla kandırmak ne kadar da kolay olmakta. Zıt gibi gözükenlerin aynılaştığı ve asıl kararların Brüksel ve Washington"dan alındığı Türk siyasal yaşamında farklı şeyler söyleyen, ezberi bozan kişilere ve partilere ihtiyaç gün be gün artıyor. Kemal Aksoy ve TİP bugün aranır oldu sanıyorum. Onların, bugün olsalardı neler söyleyeceklerini, Uyanış Dergisinin manşetinin nasıl çıkacağını az çok tahmin ediyorum;

“ Yine Fındık Kurtları İşbaşında!

Ya Sabır yazdıralım köylünün mezarının taşına!”

Önceki ve Sonraki Yazılar