Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

Dr. Mustafa ÇUKURYILDIZ

Sosyal Hayat... Almanya'da Yaşam... 2

Almanya"da Sosyal Hayat: Almanlar, az cocuk yapan, ortalama 80 yasina kadar yasayan, genellikle 18 yasina girdiklerinde ailelerinden ayrilip, ayri ev tutan ve arkadasiyla yasamaya baslayan ve problem cikinca tekrar aile ocagina dönen!, lügatlarinda en cok danke ve bitte ve tschüss (tesekkür ederim-birsey degil-hoscakal) kelimelerini kullanan, hayir kurumlarina oldukca fazla bagis yapan, iki kadeh icmeden kahkaha atip eglenemeyen, genellikle dürüst, herseyini sigortalamis, genellikle hergün yikanan, cok kuralci bir millet.   

``Beraber yasamaya evet, ama evlilige hayir´´, bu davranis bicimi cok yaygin, evlenenelerde de bosanma orani cok yaygin.  Evli ve calisan ciftlerde eslerin banka hesaplarinin ayri ayri olmasi seyrek restlanan bir durum degil. Masraflari bölüsüyorlar ama sonucta hesap-kitap ayri. Bu da neden kaynaklaniyor? Cünkü evlenseler bile kisiye ait özgürlüklerini ! kaybetmek istemiyorlar. 

Genc nesil, pek öyle eski kusagin sahip oldugu karakteristik özelliklere sahip degil, daha sorumsuz. Almanlar oldukca materyalist, arkadaslar kendi aralarinda 10 cent'in bile hesabini yapiyor. Ilginc olan birsey de; buradaki yabancilarin, Almanlarin huylarini alacagina, yabancilarla arkadaslik eden Almanlar onlarin huylarini kapip, güney Akdenizli mentalitesine uyum sagliyor. 

Biraz da üzülerek söyleyeyim, Buradaki yasayan Türklerin de önemli bir kisminin bir Alman arkadasi yok. Ama burada yetisip te hem Türk, hem Alman bircok arkadasi olan insanlarimiz da yok degil. Bunlarin sayisi 2,2 milyonluk bir Türk nüfusuyla kiyaslandiginda epey az. Aslinda bir vesileyle tanisip ta iyi arkadaslik kurabilirseniz, cok iyi insanlar oldugunu görüyorsunuz, sadece düsünce tarzlarimiz farkli. Zaten iki insanin iyi anlasmasi icin her konuda ayni düsünüyor olmasi da sart degil. 

Komsuluk iliskileri cok zayif, komsusuyla gelim gidim yapmak adetten degil. Onun yerine Guten Morgen (Günaydin), Hallo (Merhaba), Schönes Wochenende (Iyi haftasonlari)...gibi laflarla gecistiriliyor. Ilginctir, bir Almanla biraz daha uzun muhabbet edebilmek icin, konunun mutlaka tatil'den, turizm'den acilmasi gerekiyor. Hangi ülkeye gitmis, hangi otel güzelmis..bu gibi seyleri konusmaya bayiliyorlar, hatta tatil resimlerini getirip göstermeye de bayilirlar. Hic tatil yapmamak, yaygin bir davranis bicimi degil, daha tatilden döner dönmez bir dahaki tatil icin planlar yapiliyor.  

Bu arada önemli bir hatirlatma yapayim; bu yazdiklarim daha cok sehirlerde yasayan kesimleri anlatiyor. Kirsal kesimde insan iliskileri daha sicak. Aslinda bizde de sanayilesmis, calisan nüfusun oldugu yerlerde insan iliskileri cok farkli degil. Almanlarin icindeki bu yabanci ülkelere gitme (özellikle de güneydeki sicak ülkelere) merakini cok iyi anliyorum.  

Yilin 11 ayinda burada monoton bir hayat sürülüyor. Bos zamanlarda yapacak cok sey olmasina ragmen, burada olmayan, daha dogrusu az olan birsey var. Günes ve deniz!(kuzey denizini saymiyorum, orada cok güzel kumsallar var ama havasi soguk ve rüzgarli oldugundan tatmin etmiyor onlari) bu iki unsurun olmamasi Almanlarin sürekli günes pesinde kosmalarina sebep oluyor. Bir de tabii buranin düzenli, stresli atmosferinden kacis ta var isin icinde. 

Altı ailelik binada oturuyorum, komsumu bazen haftalarca görmüyorum, görünce de merdivende veya kapi önünde cöp atarken görüyorum, toplam konusma süremiz en fazla iki dakikayi gecemiyor. 

Aparmanlarda durum böyle de bahceli evlerin bulundugu semtlerde farkli mi? Orada da birbiriyle cesitli nedenlerle kavgali –mahkemelik birsürü insan var, hatta gecenlerde bu konuda bir haber program vardi. Sebepler genelde cocuk, köpek, agac-yesillik, park yeri,izgara dumani..vs oluyor. Bu son sebep ilginc. Milli sporumuz mangalda et kizartmaktan dolayi Almanya"da da Türklerin basi belaya giriyor. Yine duydugum kadariyla Alman komsusu Türk"ü mahkemeye vermis; sebep; Türk komsu bahcede cok sik mangal yapiyor ve gelen kalabalik misafirlerin gürültüsü Alman komsuyu rahatsiz ediyormus. Mahkeme, Türk komsunun bahcede yilda 5 kez mangal yakabilecegine karar vermis. Bu komsuyu simdi ille de ``Türk düsmani´´ diye mi niteleyecegiz? Kesinlikle hayir. Burada bir kültür farkliligi söz konusu.  

Almanlar bos zamanlarinda okumayi, dinlenmeyi seven insanlar, pek öyle evlerine misafir falan davet etmezler, hele hele kalabalik misafir hic davet etmezler,  ederlerse de iki hafta önceden bellidir randevu saati ve genelde aksamüstü, caya pastaya davet ederler. Hele yasli kusagin aksamüstü mutlaka kahve+pasta saati vardir. Gelen misafire genelde pastaneden alinmis pasta ikram ederler. Özellikle pazar günleri ve genellikle yaslilarin oturdugu evlerden nefis pasta kokulari gelir. Alman kadinlari kalkip bir gün önceden börek, cörek, kisir yapmakla ugrasmaz. Biz ise tam tersiyiz. 

Pazar günü pek sokaga cikmazlar, caddelerde in-cin top atar, öylesine bostur ki sokaklar insanin adim atasi gelmez. Yine de sehir merkezine gidip Fussgängerzone'de (Sehrin carsisinin oldugu, trafikten arindirilmis bölge) yürümeye  karar verirseniz, orada göreceginiz sey, genellikle yabanci genclerin volta atisidir. Bazilari cekirdek te yer ve kabugunu yere tükürür, iste o zaman Türkiye'yi hayal eder az da olsa anilarimi canlandiririm.  

Almanlar gida alisverislerini genelde kücük miktarlarda ve günlük yaparlar. Özellikle yaslilar buna cok dikkat eder, cünkü bir cogu icin kasiyerle, yolda karsilastigi bir tanidigiyla iki dakika sohbet etmenin tek yolu budur. Üzücü bir durum aslinda. Bu durum zenginligin bedeli  herhalde.  

Resmi dairelerde, doktor..v.b.yerlerde hersey randevu ile olur, öyle cat kapi ``ben geldim´´, pek yaygin degil. Almanlar cok kuralci bir millet, bu özelliklerini büyük oranda takdir etmeme ve sevmeme ragmen bazen asiri kuralciliklari ile kendi hayatlarini kisitliyorlar. Yine bir örnekle anlatayim; mesela burada herkes her cumartesi kapisinin önünü, kaldirimini süpürür, ben ise bu cumartesi kuralina pek uymam, neden cumartesimi harcayacak misim? Eger vaktim varsa hafta ici süpürüyorum ve yoldan gecen özellikle de yasli insanlarin bakislarini üzerimde hissediyorum. Sanki ``suna bak, bugün persembe, bu adam ne yapiyor böyle..´´ dediklerini duyar gibi oluyorum.  

Yine baska bir örnek vereyim; Oturdugumuz altı ailelik binanin bahcesinde biraz yesillik te var, yazin hergün sulandigindan oldukca yüksek su parasi ödüyoruz. Bir artezyen kuyusu acalim dedik, ( öyle ahim sahim 70-80 cm capinda kuyu degil, sadece 10 cm lik bir delik ve kücük, sessiz bir su motoru takacaktik) Ögrendik ki, bunu acmak icin izin gerekiyor ve de bahcenizde en az 65 m² yesil alan olmasi gerekiyor. Bizde de 55 m² varmis. Yapamadik. Burada öyle memurla`` ..idare et iste hemserim, nedir yani 10 m².. ´´ falan gibi muhabbetler de yapamiyorsunuz. Yani Allahin suyunu yer altindan cikartmanin bile bir sürü kurali var.  

Bu kurallar da eyaletten eyalete farklilik gösteriyor. Kurallara uyabilirseniz ne mutlu size, Almanya'da cok güzel, düzenli, problemsiz yasarsiniz, ama uyamiyorsaniz, komsuyla, is arkadaslarinizla, resmi makamlarla basiniz hep belaya girer, Almanya size cehennem olur. Benim bu konuda pek bir sorunum yok. Genel olarak Türkiye'deki kural tanimazliktan, vurdum duymazlik ve plansizliktan sikayetci oldugum icin, burada pek zorluk cekmiyorum. 

Kesinlikle üzerine deginilmesi gereken bir konu da Almanlarin, herseylerini sigorta yaptirmalari. Öyle sigortalar varki, lazim mi degil mi demeden, pazarlaniyor, ve de insanlar aliyor bunlari. Mesela bunlardan en yaygini ve gereklileri sunlar;

·         Haftpflicht Versicherung (Temel sorumluluk sigortasi) : Diyelim, cocugunuz veya siz yanlislikla birinin bir esyasina zarar verdiniz, veya kapinizin önünde birikmis kari süpürmediniz,tuz atmadiniz, buzlu kaldirimda biri tam sizin kapinin önünde kayip düstü ve sakat kaldi, veya yolda yürürken, kirmizi isikta yürüyüp karsiya gectiniz, sizin yüzünüzden kaza oldu..bu durumlarda bu sigorta masraflari ödüyor.       (Birsürü baska detaylari da var tabii ki).

·         Hausrat Versicherung (Esya sigortasi): Ev esyalariniza bir zarar geldiginde (yangin, hirsizlik..), bisikletiniz calindiginda, cam kirildiginda devreye giriyor.

·         Rechtschutz Versicherung (Mahkeme/ Avukat masraflari sigortasi): Avukata, Mahkeme"ye para ödememeniz icin yapilan sigorta. Almanlarin cogunda olan bir sigorta cesidi oldugundan, en kücük anlasmazlikta hemen avukata gitme huyu cok yaygin.

 Buna benzer daha bircok sigorta daha Almanya'da cok yaygin.

Önceki ve Sonraki Yazılar