TÜRKİYE İŞÇİ PARTİSİ'NİN İLK YÖNETİCİLERİNDENDİ...

Doğan ÖZGÜDEN

Türkiye'de sadece insan haklarının değil, aynı zamanda hayvan haklarının da ödün vermez savunucusu olan değerli bilim insanımız Profesör İsmet Sungurbey bundan 18 yıl önce, 21 Eylül 2006'da, İstanbul'da yaşama veda etmişti.

2 Eylül 1928'te doğmuş olan Sungurbey 1949'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra aynı fakültede Ebül’ula Mardin'in asistanı olarak çalışmaya başlamış, 1953'te doçent, 1963'te profesör olmuştur. Medeni hukuk ve hukuk tarihi alanlarında 30 cilt eseri bulunuyor.

Sungurbey, Türk hukuku için "vazgeçilmez" nitelikte olan kitapları, Avrupa hukuk literatüründe yer bulan bilimsel görüşleri ve Türk hukuk dilinin arıtılmasına yaptığı büyük katkılar nedeniyle 1999 yılında Türkiye Bilimler Akademisi tarafından "TÜBA Ödülü"ne layık görülmüştür. Sungurbey, Tarih Vakfı'nın da mütevellilerindendi.

Sungurbey, aynızamanda, Türkiye’deki hayvan hakları mücadelesini akademik planda başlatan kişidir. “Hayvan Hakları Bir İnsanlık Kitabı” (1992) ve “Hayvan Hakları Bir İnsanlık Kitabı Novella Anılarla” (1999) adını taşıyan kitapları hayvan hakları savunucularına referans olmuştur.

Sungurbey 1988 yılında Hayvanları Koruma Yasası ön tasarısını hazırlamış, bu tasarı 1992 yılında Erdal İnönü tarafından TBMM’ye sunulmuştur. Ancak, Meclis’ten büyük eksikliklerle ve değiştirilerek çıkan yasa Prof. Sungurbey’i asla memnun etmediğinden mücadelesini aynı kararlılıkla sürdürmüştü.

"Batılılar İstanbul’un sokak hayvanlarından rahatsız olacak" diye hayvan katliamı yapılmasını protesto eden Sungurbey, Bedrettin Dalan’ın belediye başkanlığı sırasında da, hayvan katliamını kolaylaştırmak amacıyla sipariş edilen pres makinalarını durdurmak için diğer hayvanseverlerle birlikte açlık grevi yapmış ve bu girişimi engellemişti.

İstanbul’daki Yedikule Hayvan Barınağı’nın kurucularından olan Sungurbey, her sabah saat 4-5'te kalkıp kilolarca artık yemek, mama ya da ne bulursa, Eyüp ve Balat civarındaki sokak hayvanlarına götürüp onları besliyordu.

Hayvan hakları savunuculuğundaki azmini 3 Mayıs 1998 tarihli Hürriyet Pazar’da yayımlanan röportajında şöyle anlatmıştı:

"Akşamdan arabamın bagajına balık, ciğer, köpekler için kemik ve yavrular için süt ve taze kaşer peyniri dolduruyorum. Oturduğum Yedikule’den itibaren Aksaray’a kadar, oradan da Süleymaniye’de, üniversite çevresinde yaklaşık 30 yerde 500 kedi ve köpeğe bakıyorum. Sabah postasını bitirdikten sonra akşam postasında beni bekleyenleri yine doyuruyorum. 20 yıldır bu böyle devam eder. Ve bütün gelirimi bunlara harcıyorum."

Yoldaşım, dostum İsmet Sungurbey

İsmet Sungurbey'le, Türkiye İşçi Partisi saflarında oluşmuş yoldaşlığımız ve derin dostluğumuz vardı.

Kendisini 1963'te İzmir'den İstanbul'a geldiğimde dönemin birçok ilerici aydını gibi yeni örgütlenmekte olan Türkiye İşçi Partisi'nin bilim ve araştırma kurulu çalışmalarında tanımış ve yakın dost olmuştum.

Sol bacağının protezli olmasına rağmen sosyal yaşamında son derece hareketliydi.

17 Kasım 1963'te yapılan yerel seçimlere katılacak olan Türkiye İşçi Partisi'nin yönetimi, İstanbul belediye başkanlığı için İsmet Sungurbey'i önermişti. Ancak İstanbul Hukuk Fakültesi'nin öğretim kadrosunda bulunan Sungurbey'in o sıralarda doçentlikten profesörlüğe yükseltilmesi gündemdeydi. Akademik çalışmalarına sekte vurulmaması için son anda Sungurbey'in yerine parti genel sekreteri Avukat Orhan Arsal aday gösterildi.

Seçimlerden sonra da yakında toplanacak olan Türkiye İşçi Partisi 1. Büyük Kongresi'nin onayına sunulacak yeni parti programının hazırlığında birlikte çalıştık.

9-10 Şubat 1964 tarihlerinde İzmir'de toplanan 1. Büyük Kongre'de Sungurbey de, ben de Genel Yönetim Kurulu'na, ardından bu kurul tarafından Merkez Yürütme Kurulu'na seçildik.

Ancak parti yönetim kurullarına yapılacak seçimlerde bundan böyle beden işçileriyle fikir işçileri arasında ayrım yapılmasını zorunlu kılan ve parti gençlik kollarının genel yönetim kurulunda temsil edilmesini engelleyen kararlar parti tabanında ve gençlik kesiminde belli huzursuzluğa yol açtığı için değişiklik istemiştik.

Bu yüzden İsmet ve ben de dahil, bu isteği öne süren dokuz partili ihraç talebiyle Haysiyet Divanı'na sevkedildik. İsmet bunun üzerine partiden istifa etti, biz de yaptığımız gerekçeli savunmaya rağmen partiden ihraç edildik.

Bizim ihracımıza neden 53. maddenin gerçekten de partinin güçlenmesine engel olduğu dört yıl sonra teslim edilerek 1968'deki Büyük Kongre'de bu madde parti tüzüğünden çıkartıldı.

İhraç edilenler ise, İsmet de dahil, tüm yaşamları boyunca sosyalist mücadelenin içinde oldular.

Sungurbey 1968 yılında İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği'ni kuran 62 kişi arasında yer aldı. Bir dönem derneğin başkanlığını yürüttü. 12 Mart döneminde de düşünceleri nedeniyle tutuklandı ve cezaevinde yattı.

Yoldaşım ve dostum İsmet Sungurbey'i sevgi ve özlemle anıyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.