PARİS İNFAZLARI ve BAZI SORULAR

Doç. Dr. Birol ERTAN

 

PARİS İNFAZLARI ve BAZI SORULAR
 
Birol Ertan
 
Fransa’nın başkenti Paris’te terör örgütü PKK’nın Avrupa’da faaliyet gösteren iki önemli yöneticisine ve bu ikilinin yanındaki bir PKK gençlik örgütü temsilcisine yönelik gerçekleştirilen suikastın (infazların) ardından birçok açıklama yapılmaya, farklı yorumlar geliştirilmeye ve suikastın perde arkası aralanmaya çalışılıyor.
 
Paris’te gerçekleştirilen infazlarla ilgili öne çıkan birkaç yorum şunlardır :
 
Suikast, PKK’nın iç hesaplaşmasıdır. Önümüzdeki günlerde örgüt içi kanlı bir mücadele yaşanacaktır.
Suikast, örgüt lideri Öcalan ile yürütülen müzakerelere balta vurmak isteyen ülkelerin (İran’ın ya da Suriye’nin) işidir.
Suikast, Türk istihbaratının işi olup teröristlere ayağınızı denk alın mesajıdır.
Suikast, PKK lideri Öcalan’ın talimatları doğrultusunda yapılmıştır ve özellikle Avrupa’daki örgüt yöneticilerine, örgüt liderinin Öcalan olduğunun mesajıdır.
Suikast, PKK’nın para trafiğini yöneten kişilere yönelik yapıldığı için PKK paralarının paylaşımıyla ilgili bir anlaşmazlık sonucu işlenmiştir. Örgüt paralarının kullanımı konusunda çıkan anlaşmazlık ya da paraların örgüt bilgisi dışında kullanılmasıyla ilgili suçlananlar, örgüt tarafından cezalandırılmıştır.
 
 
Yukarıdaki beş yorum, Paris suikastı ya da infazlarıyla ilgili yapılan çeşitli değerlendirmelerdir. Bu yorumların herhangi birisi, değişik siyasal görüşlere sahip farklı kişiler tarafından seslendirilebildiği gibi, aynı siyasal görüşlere sahip yayın organlarında da farklı olarak yukarıdaki seçeneklerden birisi ya da diğeri savunulabilmektedir.
 
Paris’te yaşanan infazlara ilişkin değerlendirmeler, Türk medyasının ve onun usta (!) kalemlerinin olayları ve gelişmeleri okumak ve yorumlamak konusunda ne kadar acemi ve yetersiz olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu kadar açık bir olayda bile, gerçeğe yaklaşan yorumlar ve değerlendirmeler yapamayan Türk medyasının bol maaşlı usta (!) strateji uzmanları; ülkelerinin, bölgenin ve dünyanın geleceğine ilişkin yapacakları kestirmeler konusunda şimdiden sınıfta kalmış durumdadırlar.
 
Paris infazlarıyla ilgili birçok yayını ve değerlendirmeyi, yazıyı ve yorumu okumaya çalıştım. Bunlar arsından birkaç istisna dışında hiçbirisinin konuya damardan yaklaştığına tanık olamadım. Yüzeysel yorumlar ve değerlendirmeler, vizyonsuz bir bakış açısı, bilgisizlik, ideolojik saplantılar ve ufuk sorunları yüzünden çok sayıda “uzman”ın olayla ilgili değerlendirmelerini çocuksu ve yanlış bulduğumu itiraf etmeliyim.
 
Paris infazlarını kimin gerçekleştirdiğine ilişkin hiçbir ipucu vermeden, bazı sorular ile kimin bu olayın arkasında olabileceğini anlatmaya çalışacağım. Soruları dikkatle ve objektif biçimde yanıtlarsanız, Paris’teki üç PKK’lı kadının ölümlerinin ardındaki gizemi kolayca çözebilirsiniz.
 
 
Paris infazlarının gizemini aydınlatacak sorular ???
 
Terörün kökünü kazımak için terör örgütüyle pazarlık masasına oturacak kadar ödün verebilen bir ülke, bu süreçte Avrupa ülkelerinde o ülkenin Başbakanıyla görüşebilecek kadar etkili olan terör örgütü liderlerine suikastlar düzenler mi?
Bir ülke, kendi ülkesinde serbestçe faaliyet göstermesine izin verdiği terör örgütü liderlerini, kendi ülkesinde ve kendi koruması altındaki güvenlikli bir mekânda infaz edecek kadar acemi olabilir mi?
Kendi ülkesindeki iç savaşta isyancıları aylardır ortadan kaldıramayan ve isyanı önleyemeyen bir ülke, kendisinden çok daha güçlü bir ülkede, güvenliği üst düzeyde olan bir mekânda profesyonelce bir suikast gerçekleştirebilir mi?
Kendi topraklarında yapılmadığı sürece teröristlere operasyon yapmayacağı ve teröristlerle çatışmayacağı konusunda bir başka ülkede faaliyet gösteren terör örgütüyle mutabakata varmış olan bir ülke, o örgütün Avrupa’daki bürosunu basıp liderlerini öldürür mü? Bundan bir çıkar sağlayabilir mi? Bu durum, hem terör örgütüyle yaptığı anlaşmayı bozmak, hem de suikastın yapıldığı ülkeye örtülü savaş açmak anlamına gelmez mi?
Bir terör örgütü, silahlı mücadele yürüttüğü bir ülkeyle üst düzey görüşmeler yaptığı bir ortamda, kendi üst düzey mensuplarına yönelik olarak ve özellikle destekçisi Avrupa ülkelerini karşısına almak pahasına örgüt içi infaza girişebilir mi?
Teröre açık ya da örtülü biçimde destek veren iki Avrupa ülkesinde de etkin olan terör örgütü liderlerinin yüksek koruma altında bu ülkelerden birinde infaz edilmeleri, o ülkeyi ya da iki Avrupa ülkesini birden terör örgütüyle ilişkileri bakımından zora sokmaz mı?
Örgütün infazlarını yaparken sorgulamalar yaptığı ve özeleştiriler aldığı dikkate alınırsa, önemli Avrupa ülkelerinde çok etkin olan liderlerini sorgusuz sualsiz ve nedensiz biçimde infaz etmesi, olağan bir durum mudur?
Avrupa’da kadın kimlikleriyle o ülke yöneticileriyle ve istihbarat örgütleriyle prestijli ilişkiler kurmuş olan, para trafiğinde ve bağış toplanmasında kritik öneme sahip iki deneyimli terör örgütü üst düzey yöneticisinin öldürülmesi, KİME YARAR SAĞLAYABİLİR?
Hangi istihbarat örgütünün, Fransa gibi bir ülkenin başkentinde yüksek koruma ile donatılmış bir binada böylesi bir suikastı gerçekleştirme gücü olabilir?
Bu eylem, terör örgütü PKK’nın hangi kanadına (İmralı, Kandil ya da Avrupa) önemli bir mesajdır?
Bu olayın faili ya da faillerini bulmak olanaklı mıdır? Eğer birisi ya da birileri fail diye önümüze çıkartılırsa, bunun kurgu olma olasılığı var mıdır?
Profesyonelce gerçekleştirilen bir eylemi ya da suikastı kimin yaptığını saklamanın, eylemi ya da suikastı gerçekleştirmekten daha zor olduğu düşünülürse, bu infazların arkasındaki gücün kim olduğu daha kolay anlaşılmaz mı?
Hangi ülke, hiçbir iz bırakmadan bu tür bir eylemi gerçekleştirebilecek bir deneyime ve olanağa sahiptir?
 
 
Yukarıdaki soruları objektif biçimde yanıtlarsanız, suikastın arkasındaki gücün kim ya da kimler olduğunu kolayca bulabilirsiniz. Makalemin girişinde belirtmiş olduğum, Türk medyasının ürettiği 5 yorumun da yanlış olduğu, böylece kolayca anlaşılabilir.
 
Yüzyılın Sözü : Bilgi , Güçtür.