OLUKLU ÇEŞMESİNİN ŞİFRELERİ

Adnan YILDIZ

OLUKLU ÇEŞMESİNİN ŞİFRELERİ

Kabadüz İlçesi Harami Köyü Oluklu mahallesinde bulunan ‘‘Oluklu Çeşmesi’’ Hicri 1261/ Miladi 1845 yılında Felekzâde Süleyman Seyyar Ağa (Ordu Belediye Başkanlığı yapmış Süleyman Felek’in dedesi) tarafından inşa ettirilmiştir.

Çeşme hakkında kaynaklarda yer alan en eski bilgi çeşmeyi inşa ettiren Süleyman Seyyar Ağanın torunu Süleyman Felek tarafından 1913 yılında yazdığı tahmin edilen ve ailesini anlattığı basılmamış eserde verilmektedir. Bu eserde çeşme hakkında verilen bilgilerin günümüz harflerine çevrilmiş hali şu şekildedir. ‘‘…Süleyman Seyyar Ağa çeşitli ilimler öğrenmiş özellikle şiir konusunda maharet kesbetmiştir.

Kuylu köyünde yeniden bir cami inşa ettirip kapısına bir şiir yazmıştır. Bununla beraber hattat olduğundan bizzat yazıp vakfettiği Kuran-ı Kerim Ordu camisinde okunduğu gibi cenaze olduğu zaman hatim okunmak için Kuran-ı Kerim’i iki nüsha olarak yazıp otuz cüzünü Aybastı nahiyesine ve otuz cüzünü Ordu camine bırakıp vakfetmiştir. (?) tarihinde Koşaca camini, 1258 senesinde Tosunalanı yaylak camini, 1245 senesinde Koylu cami bitişiğinde bulunan yedi odalı medrese ve 1261 tarihinde Oluklu’da yayla yolunda şadırvanı inşa ederek tatlı su akıtıp gelen geçen su içmiştir…’’

Süleyman Felek’in verdiği  çeşmenin inşa tarihi ile bilgi ayrıca çeşme üzerinde bulunan kitabeye ebced usulüyle üç ayrı yerde düşülmüş tarihle aynıdır. Çeşmenin kitabesinde üç ayrı yerde ebced usulüyle tarih düşülmesi ise günümüzde var olan tarihi eserlerde eşine az rastlanır bir durumdur. Mimari özelliklerinin yanında bu özelliğiyle de Oluklu Çeşmesi, tarihi eserler içerisinde nadirdir. Üstelik kitabeler hat sanatının inceliklerini taşımaktadır. Anlaşılmaktadır ki, şair ve hattat olan Süleyman Seyyar Ağa bu çeşmede bütün maharetini ortaya koymuş ve şu anda hem Ordu hem ülkemiz için eşsiz bir çeşmeyi 1845 yılında imzalamıştır.

Çeşme, bütün zorluklara ve ilgisizliğe rağmen günümüze kadar ayakta durabilmiştir. Ancak bir bölümü 1950’li yıllarda yıkılmış ve köylülerce onarılmıştır.

1970’li yılların sonlarında ise defineciler tarafından orijinal başlığı çalınmıştır. Şu anda çeşme üzerinde bulunan orijinalinin aynı olan başlık, çeşmenin bulunduğu mahallede yaşayan Mustafa Yazıcı tarafından yapılmıştır. Aynı yıllarda çeşmenin etrafına bitişik olarak Remzi Kır tarafından betondan bir ilave yaptırılmıştır. Son yıllara kadar kültür varlığı envanterinde kayıtlı olmayan Oluklu çeşmesi aynı köyde öğretmenlik yapan Selami Yazıcı’nın çabaları sonucunda Ordu Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Müze Müdürlüğü’nün 31.10.2003 tarih ve 438 sayılı yazısı gereğince, Kültür ve Turizm Bakanlığı Samsun Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 20.12.2003 tarih ve 828 no’lu kararıyla Oluklu Çeşmesi 2863 sayılı yasa kapsamında korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir.

Böylece çeşme varlığını günümüze kadar devam ettirebilmiştir. Ancak şu andan itibaren gerek etrafına yapılan ilavenin çökme tehlikesi gerek yılların verdiği bakımsızlık dolayısıyla daha fazla ayakta kalamayacak haldedir.Ayrıca hat sanatının inceliklerini taşıyan kitabesi (alın yazısı) ise tamamen silinmek üzeredir.

Ancak ne mutlu ki çeşmenin kurtarılması yönünde verilen çabalarımız Valimiz Sayın Orhan Düzgün ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Sayın Erkan Gülderen tarafından duyulmuş, onarım ve çevre düzenleme proje ihalesi tamamlanmak suretiyle çalışmalar başlatılmıştır. Böyle bir eserin kurtarılması ve Ordu’ya tekrar kazandırılması yönünde duyarlılıklarından dolayı Sayın Valimize ve Kültür ve Turizm Müdürümüze minnettarız. Oluklu çeşmesi de Süleyman Seyyar Ağa’dan sonra onlara ebediyen minnettar kalacaktır.

Çeşmenin onarımı ve çevre düzenlemesi tamamlandıktan sonra ise kalan tek eksiği çeşmeye ziyaretçilerinin rahat ulaşabilmesi yönünde Çambaşı yolundan ayrılan çok kısa mesafeli (2 km) yolunun da asfalt veya betonlanmasıdır. Sayın Valimizin bunu da halledeceğinden hiç şüphemiz yoktur.

OLUKLU ÇEŞMESİNİN KİTABESİ.

Tarafımızdan okunarak tarih çözümlemesi yapılan Oluklu çeşmesinin kitabesi şu şekildedir:

‘‘Bu hayratı’’

‘İnşa eden’’

‘‘Felekzâde’’

 ‘‘Süleyman Ağa’’ 

‘‘Afiyet olsun efendim’’

‘‘Şifa olsun efendim’’

‘‘Âb-ı hayât olsun efendim’’

‘‘Çeşmeye bu düştü tarih’’

‘‘Ak akan mâi zülâldir’’

‘‘Budur bu çeşmeye tarih’’

‘‘Beyim âb-ı hayât nûş et’

‘‘Üç tarafdandır ki tarih’’

‘‘Bu şarâb-ı kevseri iç’’

‘‘Vesekâhum rabbuhum şarâben tahûra’’

EBCED USULÜ TARİH DÜŞÜLEN İBARELER

Çeşmenin kitabesinde üç tarafında tarih düşüldüğü belirtilmektedir. Tarih düşülen ibarelerin her birinin bir üstünde de tarih düşüldüğü ayrıca vurgulanmıştır.

Çeşmede tarih düşülen ibareler şunlardır.

 ‘‘Âk akan mâi zülâldir’’ : Ebced usülü değeri Hicri 1261 (Miladi 1845) Ancak zülâl kelimesinin baş harfi ‘‘zel’’ harfiyle yazılırken burada ‘‘ze’’ olarak hesaplanmıştır.

 ‘‘Beyim âb-ı hayât nûş et’’:Ebced usülü değeri 1261(Miladi 1845)

‘‘Bu şarâb-ı kevseri iç’’: Ebced usülü değeri 1261(Miladi 1845)

Yukarıda da değinildiği üzere ebced usulü tarih düşmek büyük maharet istemektedir. Bu yüzden bir eserde bu şekilde üç ayrı tarih düşülmesi ise Oluklu çeşmesini nadir kılan bir durumdur.

KİTABEDE GEÇEN BAZI YAZILARIN GÜNÜMÜZDEKİ  ANLAMI

Çeşmenin kitabesinin büyük bölümünün anlamları günümüzde de anlaşılabilir haldedir. Eski Türkçe bilmeyenler için anlaşılmasında güçlük çekilebileceğini düşündüğümüz cümlelerin anlamı ise şu şekildedir.

 ‘‘Âb-ı hayât olsun efendim’’ :Hayat suyunuz olsun efendim. Efsanelere göre ab-ı hayat ölümsüzlük suyu anlamındır.

 ‘‘Ak akan mâi zülâldir’’: Berrak akan su saftır, temizdir.

 ‘‘Beyim âb-ı hayât nûş et.’’: Beyim hayat suyunu iç

 ‘‘Bu şarâb-ı kevseri iç’’: Bu Kevser suyunu (cennet suyu) iç.

‘‘Vesekâhum rabbuhum şarâben tahûren’’: Kuran’da İnsan Suresi’nin 21. ayetinden bir bölüm, anlamı:‘‘Ve Rableri onlara (Cennet’de ) temiz içecekler sundu.’’ Bu ayet çeşme kitabelerinin çoğunda yer alır

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.