Türkçe olimpiyatları: Şov başladı!
"Dil yarışması"ndan bir sahne...
Gülen cemaatinin öncülük ettiği ve Uluslararası Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından düzenlenen “Türkçe Olimpiyatları”nın onuncusu İstanbul Four Seasons Hotel'de yapılan görkemli bir törenle başladı.
Siyaset, sanat, spor ve iş dünyasından çok sayıda ünlü isim sıraya girip Gülen cemaatine bağlılıklarını ilan etme yarışına girdi. Bu yarışta sadece hükümet kanadı ve yandaşları yoktu. Söz gelimi, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, organizasyonun “büyük katkılarından” söz ederken CHP’li Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen “çok güzel ve yararlı bulduğunu” ifade etti ve cemaate şükranlarını sundu.
Hükümet ve cemaat el ele
Başta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç olmak üzere üst düzey tüm devlet yetkilileri, ana muhalefet partisi cemaate şükranlarını sunsa da aslında cemaatin tek başına bu organizasyona büyük kaynaklar ayırdığı doğru değil.
Kaynak ayıran cemaatten çok, bizzat hükümetin kendisi... 41 şehirde, 35 stadyum ve 65 sahne alanı kullanılıyor, kapanışın Türk Telekom Arena’da yapılması planlanıyor.
Başbakanlık, İstanbul ve Ankara Belediyeleri, PTT ve Türk Havayolları gibi devlet kuruluşlarının tam desteğini alan organizasyon aynı zamanda 41 şehirdeki AKP’li Belediyelerden de büyük destek görüyor.
AKP bu organizasyon için her türlü desteği veriyor. Örneğin iki yıl önce olimpiyatların açılış töreni Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleştirilmişti. Bunun için de TBMM Başkanlık Divanı, Dolmabahçe Sarayı’nın “uluslararası prestij sağlayan etkinliklere” Meclis Başkanlığı'nın onayı ile tahsis edilmesi kararını alarak cemaate özel bir ayrıcalık tanımıştı. Yine geçen yıl 23 Nisan ve 19 Mayıs gibi ulusal bayramlarda "tehlikeli" olduğu gerekçesiyle törenlerin yapılmasına izin verilmeyen Antalya Atatürk Stadı Türkçe Olimpiyatları’na tahsis edilmişti.
Şov mu dil yarışması mı?
Gülen cemaati yoksul ülke çocuklarına Türkçe şarkılar söyleterek Türkiye’deki milliyetçi duyguları okşasa da aslında olimpiyatın bir “dil yarışması” içeriğine sahip olduğunu söylemek pek olanaklı değil. Olimpiyatın “Yabancı Dil Türkçe Yarışmaları” bölümü gözden geçirildiğinde yarışma kategorilerinin yabancı dil öğretimi becerilerini ölçme bakımından oldukça tuhaf bir biçimde düzenlendiği görünüyor. Yabancı dil becerilerinden sadece üçü (okuma, konuşma, yazma) ana kategori içinde yer alıyor. Dinleme becerisi ise her kategorinin ilk bölümünde sözvarlığı ve dilbilgisi ile birlikte sunuluyor.
Başka tuhaflıklar da var. Söz gelimi yazma kategorisi içinde dinleme becerisi ölçülüyor. Konuşma yarışması ise “yazılı ve sözlü anlatım becerilerinin ölçüldüğü” yarışma olarak tanımlanıyor. Yani yazma becerisinde dinleme becerisini, konuşma becerisinde yazma becerisini ölçen bir olimpiyat!
“Yabancı Dil Türkçe Yarışmaları” bölümü içindeki en ilginç kategori ise “ses yarışması”. “Öğrencilerin kendi dilinde şarkılar söyleyerek özel becerilerini sergiledikleri yarışma” olarak tanımladıkları yarışmanın yabancı dil olarak Türkçe ile ne tür bir ilişkisi olduğu belirsiz. Bunun gibi, “Yabancı Dil Türkçe Yarışmaları” kategorileri içinde yer alan halk oyunları yarışması, şarkı yarışması gibi kategoriler dil yarışmasını şova dönüştüren diğer kategoriler.
Aslında bu tür kategoriler olimpiyatın asıl amacını ortaya koyuyor. Amaç yabancı dil olarak Türkçe bilgisini ölçmek değil, şarkıyla, türküyle gerçekleştirilen milliyetçilik şovuyla cemaatseverlerin gözlerini yaşartmak.
Cemaat okullarında Türkçe mi İngilizce mi öğretiliyor?
Cemaate bağlı Türk okullarının pek çoğunda eğitim dilinin Türkçe olmadığı, bu okullarda Türkçenin seçmeli ders olarak okutulduğu daha önce pek çok kez ortaya konmuştu. Ancak bu okullarda o ülkede konuşulan bir dilde de eğitim yapılmıyor, Cemaate bağlı Türk okullarının pek çoğunda eğitim dili İngilizce. Türkçeye çok yakın bir dilin konuşulduğu Azerbaycan’da bile cemaate bağlı okullarda İngilizce eğitim yapılmakta. Böyle olunca da aslında cemaatin Türkçe olimpiyatlarında değil de, İngilizce olimpiyatlarında çok daha başarılı olacağı düşünülebilir. Bu okullarda aslında çok masum bir İngilizce eğitiminden söz etmek de güç görünüyor. MİT İstanbul Bölge eski Başkanı, CIA ajanlarının cemaate bağlı Türk okullarında İngilizce öğretmeni maskesi altında çalıştığını öne sürmüştü. Bir süre önce de Rusya, İran, Azerbaycan, Özebekistan ve Türkmenistan Fetullah Gülen Cemaati’nin bu ülkelerdeki okullarını ABD için casus toplamaya çalıştıkları gerekçesiyle kapatmıştı.
Özgür Aydın- soL