Sahilde yaşıyoruz, ama balık yiyemiyoruz!.

Şu an tezgâhlara gelen hamsinin çoğu Abhazya'dan gelen hamsilerden oluşuyor. İstavrit az bir miktarda Sinop ve Fatsa bölgesinde var. Diğer balıklar ise küçük balıkçıların yakaladığı balıklar. Bu sene Türkiye çok kısır bir balıkçılık yaşadı" demiş.

 

Sahilde yaşıyoruz, ama balık yiyemiyoruz!....

      Karadenizliyiz, sahilde yaşıyoruz. Ama, maalesef balık yiyemiyoruz. Hem sahilde yaşamak, hem de balık yiyememek de nereden çıktı diyenler olabilir. Hatta bu durumu denizden uzakta yaşayan tanıdıklarımıza söylediğimizde inanamıyorlar. İnanmamakta da haklılar.

      Ben 5 yıl Diyarbakır’da yaşadım. Emin olunuz ki, Diyarbakır’da bizden daha çok çeşitte ve daha zengin balık tezgâhları var. Diyarbakır’da balığın her çeşidi, hem de taze olarak satışa sunuluyor. Diyarbakır’da buradan daha çok balık yeme şansımız vardı.

      Konya’da da bulundum. Orası  da öyle. Ankara derseniz, İstanbul’dan hiçbir farkı yok. Kızılay’daki balıkçı tezgâhlarını görenler bilirler. Orada her çeşit balık hem de taze olarak satışa sunulmaktadır.

      Ordumuza gelelim. Balıkçı tezgâhları boş. Ya da, hamsiden bile küçük istavritler, küçük küçük mezgitler, suni olarak yetiştirilmiş somun, levrek, çupra ve benzeri balıklar. İstavrit ve mezgiti alıp eve götürmeye değmiyor. O kadar küçükler ki, ne lezzeti var, ne de yeme zevki. İnsan balık yediğini bile anlayamıyor. Şu anda hamsi mevsimi, bol bol hamsi yememiz gerekmez miydi? Normal şartlarda düşünürsek evet bu mevsimde bol bol hamsi yememiz gerekirdi. Ama, nerede o günler. O Hamsili günler mazide kaldı. Ancak, geçmişte yediğimiz hamsileri hatırlayarak avunmak zorunda kalıyoruz. Tezgâhlarda ya hamsi hiç yok, olanlarda da, küçük küçük Gürcistan’dan getirilmiş hamsiler.

      Bu sene kış çok soğuk ve ağır şartlarda geçiyor. Tam da, hamsi yeme zamanı. Hani eskiden ne derlerdi. Lezzetli hamsi yiyebilmek için, hamsinin kulağına kar suyunun kaçması gerekir derlerdi. Hamsi kulağına kar suyu kaçınca lezzetlenir ve de bol olurdu. Hatta çok eskilerde, öyle çok hamsi olurdu ki, herkes teneke teneke hamsi alır ve yazın yemek üzere tuza basarlardı. Hamsinin kalanlarını da gübre niyetine tarlalara dökerlerdi. Nerede o günler. Hepsi mazide kaldı.

      Peki bunun müsebbipleri kimler dersek. Yine biz insanlar demek zorundayız. Aç gözlü, sadece günlük düşünen, yarını hiç aklına bile getirmeyen, bencil düşünen balıkçılarımız. Bu balıkçılarımız günlük yaşamaya alışmışlar. Hamsinin hepsini bir günde tutmanın peşindeler. Bu gün hamsi ile döneyim de yarın ne olursa olsun şeklinde düşünüyorlar. Böyle aç gözlü balıkçılara sahip olduğumuz sürece bu güzelim sahil şehrinde bizler hep hamsiye hasret kalırız.

      Yetkililerin buna bir çözüm bulması  gerekmektedir. Bu aç gözlü balıkçılar yüzünden mevsim başında var olan hamsiler de, ülkemiz hudutlarını terk ederek Rusların kıta sahanlığına kaçmaktadır.

      Bu durumu Karadenizliler adına konuşan bir balıkçı şöylece özetlemiş: Bu sene kötü bir sezon geçirdiklerini belirten balıkçı Eftal Mutlu, "Şu anda balıkçılar istavrit avlamaya çalışıyor. Bu sene hamsi erken oldu, Gürcistan'ı terk etti, şimdi Abhazya'da. Türkiye'den giden balıkçılar Abhazya'da fabrikalara çalışıyorlar, oradan da balık getiriyorlar. Şu an tezgâhlara gelen hamsinin çoğu Abhazya'dan gelen hamsilerden oluşuyor. İstavrit az bir miktarda Sinop ve Fatsa bölgesinde var. Diğer balıklar ise küçük balıkçıların yakaladığı balıklar. Bu sene Türkiye çok kısır bir balıkçılık yaşadı" demiş.

      Bu sene istedikleri hedefin çok altında kaldıklarını ifade eden Mutlu, "Biz geçen seneyi 'kötü' diyorduk, bu sene daha felaket. İçimizde çok bencil insanlar var. 'Her şey benim olsun' diyenler var. Onlar olduğu müddetçe balıkçılık sürekli kötüye gidecek gibi görünüyor" diye de ilave etmiş.

      Evet bu balıkçımız, Karadeniz balıkçılığının bugünkü durumunu çok güzel ortaya koymuş. Şimdi başta geçimini balıkçılıktan temin eden balıkçılar olmak üzere tüm tarafların el birliği ile Karadeniz balıkçılığını kurtarması zamanıdır. Burada bütün taraflara görev düşmektedir. Herkes elini taşın altına koymalı ve Karadeniz balıkçılığını eski günlere getirmelidir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri