ULAN ARKADAŞ!
İki saat kadar türkü dinledim, içim sevgiyle doldu. Ardından iki saat haber izledim, öfkeyle…
Biri de çıkıp demiyor ki:
Ulan arkadaş yüzyıllar öncesinden gelen türküleri koruyan, yaşatmaya çalışan biziz; siz ise yozlaştıran, anlamadığı için anladığı şekillere sokmaya çalışan: Biz olduk batının uşağı, siz oldunuz koruyan, kollayan, muhafazakar…
Ulan arkadaş biz devletin, dolayısıyla halkın olan her şeyin zenginlere ve yabancılara satılmasına karşı çıkan, siz ise bunu alkışlayan: Siz oldunuz vatan sever, biz olduk vatan haini…
Ulan arkadaş, biz savaşa, kavgaya karşı çıkan barış isteyenler olduk her zaman, silah resmini bile çocuklarımızı göstermekten imtina ettik; siz silahlandınız: Biz olduk terörist, siz oldunuz mülayim dini bütün hoşgörülü insan…
Ulan arkadaş biz eğitim paralı olmasın, herkese eşit şartlarda eğitim olsun dedik, sağlık paralı olmasın dedik; siz ise paralı eğitimi ve sağlığı bir gelişme olarak algılayıp alkışladınız: Biz olduk millet düşmanı, siz oldunuz milliyetçi…
Ulan arkadaş biz antikapitalizm, antiemperyalizm, antifeodalizm dedik; siz kapitalizmin en ala müttefiki oldunuz: Biz olduk dış mihrak, siz oldunuz yerli ve milli…
Ulan arkadaş biz kula kulluk yakışır mı dedik, siz kula kul oldunuz: Biz olduk kafir, dinsiz imansız, siz oldunuz ehli müslüman…
Ulan arkadaş biz bu Anadolunun yedi bölge, dört iklimini, yetmiş üç milletini, dinlerini, mezheplerini sevip bağrımıza bastık; siz ise hem Türk hem Sünni hem de sizden olmayan herkesi ayrıştırdınız: Biz olduk bölücü, siz oldunuz mili irade…
Ulan arkadaş, biz çocuklarımızın kuran kurslarında tacize, tecavüze uğramasına karşı çıktık, siz “bir kereden bir şey olmaz” dediniz: Biz olduk namussuz, siz oldunuz namus abidesi... (bana bu yazıyı Hiranur vakfı haberi yazdırdı)
Ulan arkadaş bir durun düşünün ve artık bi utanın ulan.