YEREL ALEVİ YAPILARI (CEMEVLERİ) ÜSTÜNE
Bülent BAŞARAN
Son yıllarda ilimizde Alevi nüfusunun yoğun olduğu, Ulubey ve Gürgentepe ilçelerinde birçok mahalli cemevi açıldı. Bu bir yere olumlu bir gelişme olarak kabul edilirken, bir yerden sonra artık tadı kaçan bir hale dönüşme tehlikesini de içinde barındırıyor. Alevilerin cemevleri açmaları ve kendi ibadet / kültür merkezlerini oluşturmaları ilk bakışta çok güzel gelebilir. Ama bu giderek özellikle AKP döneminde hızla artış gösteren camilerle yarışır hale geldi. Bazı köylerde iki yüz metre arayla cemevleri yapılır oldu. Bu bir kaç açıdan ilerde bir dizi soruna neden olacak gibi görünüyor.
İlk olarak Aleviliğin temel düsturu "bir olmak" birlik ilkesidir. Neredeyse her sülalenin müstakil cemevi yapması "birlik" olgusunu ve Aleviler arasındaki dayanışma duygusunu zedeleyecektir. Alevilikteki görgü ve birlik cemlerinin temel amacı; toplumsal dayanışma ve sorumluluk duygusunu pekiştirmek, inançsal ritüellerde birlikteliği sağlamak, sorunları çözmek ve küskünleri barıştırmaktır. Her mahallede her sülalenin ve daha tehlikeli bir şekilde her dedenin bir cemevi olmaya başladı. Bence bu çok ciddi bir bölünmeye ve yer yer toplumsal ayrışmalara neden olabilir.
İkincisi; bu cemevleri müstakil bir mahiyetteler. Herhangi bir üst kuruluşa, derneğe ve konfederasyona bağlı değiller. Hükümetin Alevileri asimile etmek için Diyanet İşleri Başkanlığı içinde kurduğu "Alevi İnanç Dairesi" yarın bu cemevlerini kendisine bağlayıp başlarına birer imam atayabilir. Zamanla bu cemevleri asıl amacından saparak Alevileri asimile etmenin bir aracına dönüşebilir. Hadi imam atamasa bile bazı dedeleri maddi kaygılarla yanına çekerek onları bu cemevlerinin resmi din görevlisi haline getirip, dedeler arası kırıcı ve yıkıcı bir rekabetin oluşmasına neden olabilir. Bu da hükümetten yana olmayı bir rant kapısına dönüştürerek dedeliği siyasi bir makam haline getirecektir.
İşte bu nedenlerle; cemevleri yapımına bir sınırlama getirilmelidir. Özellikle köylerde her iki yüz metreye bir cemevi yapılmasının bir şekilde önüne geçilmelidir. Cemevlerinin tamamı hukuki olarak dernekleşmeli ve çatı Alevi örgütü olan, Alevi Bektaşi Federasyonu'na yani merkezi bir yönetime bağlanmalıdır. Böylelikle mali, idari ve inançsal açılardan denetlenebilmelidir. Dedelerimiz ve Alevi Bektaşi Federasyonunun yerel yöneticileri bu konuda ziyaretler düzenlemeli, halkı ve dedeleri bilgilendirmelidir.
Yoksa bu işin sonu alınamaz. Cemevleri Alevilerin arasında bir birlik sağlamak yerine ciddi bir ayrışmanın, bölünmenin ve asimilasyonun merkezleri haline gelebilir. Bu konuda hepimiz hassas olmalı, sorumluluk almalı ve Alevi Bektaşi Federasyonu merkez yöneticileriyle koordinasyon içinde olmalıyız.
Bölünürsek yok oluruz, bölüşürsek tok oluruz. Aşk ile...