BİR AVUÇ GENÇ KADIN ROJİN İÇİN ORDU SOKAKLARINI ÇINLATTI

Ceren Özdemir Meydanı'nda Konuşan Şevin Arslan, erkek egemen anlayışa sert eleitiriler yöneltirken, Rojin ve tüm kadın cinayetlerinin durudulmasını ve faillerin cezalandırılmasını istedi.''Bugün, bundan 13 ay önce, 7 Eylül 2024’te kaldığı KYK yurdunda

BİR AVUÇ GENÇ KADIN ROJİN İÇİN ORDU SOKAKLARINI ÇINLATTI


Van’da 2024 yılında kaybolduktan sonra 15 Ekim’de Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ve tüm kadın cinayetleri için Ordu'da Genç Feminisler ve Öğrenci İnisiyatifi bir yürüyüş yaparak, katledildikten sönra meydana adı verilen Ceren Özdemir meydanında bir açıklama yaptılar.
Ceren Özdemir Meydanı'nda Konuşan Şevin Arslan, erkek egemen anlayışa sert eleitiriler yöneltirken, Rojin ve tüm kadın cinayetlerinin durudulmasını ve faillerin cezalandırılmasını istedi.
''Bugün, bundan 13 ay önce, 7 Eylül 2024’te kaldığı KYK yurdundan çıkmasının ardından kendisinden bir daha haber alınamayan 21 yaşındaki Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş için bir araya geldik.


Rojin Van Gölü kıyısında bulundu fakat ailenin tüm taleplerine rağmen geniş çaplı bir arama yapılmadı. Otopsi bile tamamlanmadan, vali ve emniyet müdürü aileye ısrarla bunun bir intihar olduğunu dayattı. Otopsi raporu tam 28 gün bekletildi ve aile ile avukatlar dahil kimseyle paylaşılmadı. Bu süreç, devletin ve adli kurumların kadın hayatlarına nasıl kayıtsız kaldığını, failleri koruma eğilimini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Üstüne üstlük, Rojin’in ölümünü “intihar” diyerek üstünü örtmeye çalışanlara ve failleri saklayanlara karşı, Rojin’e ne olduğunu soran kadınların sosyal medya paylaşımlarına Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin talebiyle erişim engeli getirildi ve üniversitede hesap soran kadınlar ifadeye çağrıldı. Bu, soru sormanın ve adalet talep etmenin nasıl cezalandırıldığını, faillerin ise bile isteye nasıl korunduğunu gösteren bir uygulamadır.
Fakat biliyoruz ki asıl cezalandırılması gereken korunan failler ve sıra arkadaşımızın dosyasını aydınlatacak olan delilleri saklayanlardır.
Bizler, erkek devletin ve erkek yargının kadın cinayetlerinin üstünü nasıl örttüğünü, failleri nasıl koruduğunu çok daha öncesinden de iyi biliyoruz. 29 Mayıs 2018’de cinsel saldırıya uğradıktan sonra plazanın 20. katından atılarak öldürülen ve ardından intihar etti denilen Şule Çet’ten, 5 Ocak 2020’den beri haber alınamayan Gülistan Doku’dan ve Gülistan için etkin soruşturma yürütmeyenlerden biliyoruz.
Mücadelemiz sayesinde Şule Çet’in ölümü aydınlığa kavuşmuştu; fakat Gülistan Doku’ya ne olduğu hâlen bilinmiyor. Yurtlardan, kampüslerden, sokaklardan ve adını öldürülen bir sıra arkadaşımızdan daha alan Ceren Özdemir Meydanı’ndan haykırıyoruz: Biz kadınlar bir kişi daha eksilmemekte kararlıyız.
Gerçeklerin aileden, avukatlardan ve kamuoyundan gizlenmesi üzerine, Rojin’siz geçen 1 yılın ardından Adli Tıp Kurumu, elindeki bilgileri saklayarak tam bir yıl boyunca suç işlemiştir. Van ve Diyarbakır Baroları, ATK hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu aktarmış, ancak henüz adaletin sağlanması yönünde somut adımlar atılmamıştır.
Tüm bunların üzerine, dün Diyarbakır Barosu, Rojin’in dosyasında otopsi görüntülerini içeren CD’nin çizildiğini açıklamıştır.
Soruyoruz: Adli tıp raporlarından kamera görüntülerine, telefon sinyallerinden DNA örneklerine kadar neden gizlendi? Neden kadınların yaşamı, kadınların talepleri bu kadar pervasızca hiçe sayıldı?
Bir kez daha haykırıyoruz: ATK suç işlemektedir; bu delillerin karartılması ve cinayete ortaklıktır. Biliyoruz ki; şüpheli kadın ölümleri sistematik bir şekilde dosyalar kapatılarak ve "intihar” denilerek üstü örtülüyor, geçiştiriliyor.
Hiçbir güç 28 gün otopsi yapılmayan, darp izleri rapora yansımayan, bedeninde 2 farklı erkeğe ait DNA bulunan bir genç kızın ölümünü "intihar" diyerek geçiştiremez.
Kadınlar sizin ihmalsizlikleriniz yüzünden sistematik bir şekilde öldürülüyor. Bizler de buna karşılık herkesi adalet mücadelemizi büyütmeye, bir kişi daha eksilmemeye, Rojin'siz geçen bir yılın hesabını sormaya çağırıyoruz. Şiddete, istismara maruz bırakılmak ve öldürülmek hiçbir kadın ve LGBTİQ+'nın kaderi değildir. Biliyoruz ki hesabı sorulacak daha nice kızkardeşlerimiz ve sıra arkadaşlarımız, hayatı değersizleştirilen, hakları gaspedilen milyonlarımız var. Bugün burada, yarın her sokaktayız. Tekrar ediyoruz Rojin'den vazgeçmeyeceğiz, Rojin'i ve hiçbir kızkardeşimizi karanlığa teslim etmeyeceğiz.!
Rojin'in sıra arkadaşları ve kızkardeşleri olarak taleplerimiz nettir: Rojin’in bedeninde bulunan iki erkek DNA’sının kimlere ait olduğu tespit edilmeli, sorumlular ve şüpheliler derhal gözaltına alınmalıdır. Bizler, Rojin’in adaletinin sağlanmasını ve bu olayın üstünün örtülmemesini talep ediyoruz.
Bir araya gelmiş genç, kadın ve LGBTİQ+'lar olarak tüm kamuoyuna sesleniyoruz:
Rojin Kabaiş’in ölümü aydınlığa kavuşana kadar kent kent sokak sokak haykırmaya devam edeceğiz. Kadınların yaşam hakkı, erkek devlet ve erkek yargının himayesinden bağımsız olarak korunmalıdır. Bizler faillerin yakasını bırakmamakta kararlıyız, erkek adalete karşı gerçek adaleti sağlayacağız. Üstü örtülen şüpheli kadın ölümleri için, Rojin için ve bütün kadınlar için adalet istiyoruz''

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri