BAHÇELİ: BU SEÇİMLER YOL İZİNİ BELİRLEYECEKTİR

30 Mart'ta belediye başkanlarımızı ve belediye meclis üyelerimizi seçeceğiz. Arkasından 28 Ağustos'ta ilk defa halk oylaması ile Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz ve daha sonra da 2015 yılı 12 Haziran'ında 25. dönem milletvekillerimizi seçeceğiz. Eğer bu üç seç

BAHÇELİ: BU SEÇİMLER YOL İZİNİ BELİRLEYECEKTİR


 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ordu'ya geldi.

Ordu il sınırı olan Akçay'da uzun bir konvoy eşliğinde partililer tarafından karşılanan Bahçeli’ye Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemal Enginyurt, Altınordu Belediye Başkan Adayı Onur Şahin, İl ve İlçe Teşkilat Başkanları, Belediye Başkanları ve Belediye Başkan Adayları refaket etti. Bahçeli ilk ziyaretini İkizce ilçesine gerçekleştirdi. Bahçeli, burada toplanan kalabalık ahaliye seslenerek ülkenin bugün yaşanan süreçte demokrasi dışındaki çözümlerin doğru olmadığına dikkat çekti.
İkizce ilçesinde binlerce kişiye seslenen Dr. Devlet Bahçeli, 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerin önümüzdeki siyasi gelişmelerin bir başlangıcı olacağını belirterek; "Hepinizin bildiği gibi 30 Mart'ta seçimler yapılacak ancak bunun hemen arkasından bir seçim daha, onun hemen arkasından bir seçim daha olacak. 30 Mart'ta belediye başkanlarımızı ve belediye meclis üyelerimizi seçeceğiz. Arkasından 28 Ağustos'ta ilk defa halk oylaması ile Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz ve daha sonra da 2015 yılı 12 Haziran'ında 25. dönem milletvekillerimizi seçeceğiz. Eğer bu üç seçim iyi algılanır, iyi yorumlanır ise Türkiye'nin geleceğini belirlemede önemli bir tarihi fırsat olarak karşımızda duruyor demektir. İyi değerlendirilirse 2015 Haziran'ından sonra bir iktidar değişikliği gündeme gelebilir. Bunu dikkate almak lazım. Bu itibarla mahalli idareler seçimlerini önemsemeliyiz ve iktidar değişikliği için bu seçimler yol izini belirleyecektir" dedi.


TÜRKİYE BÖYLE GELİŞMELERE LAYIK BİR ÜLKE DEĞİL
Türkiye’nin böyle gelişmelere layık bir ülke olmadığını da sözlerine ekleyen Dr. Devlet Bahçeli şöyle devam etti;
"Türkiye'de demokratik açılım zırvasını 2014 yılında bir özerkli yapıya kavuşturulacağını, 30 Mart'ta da hayata geçirileceğini düşündüğünüz vakit, daha ne büyük tehdit ve tehlikeler ve riskler altında kalacağımız bellidir. Sizden demokrasi içerisinde milli iradenizi ortaya koyarak sorunları çözebilecek bir tavır göstermenizi bekliyorum. Demokrasi de bu seçim demektir. En son seçim ne zaman? 30 Mart'ta. 30 Mart'ta iktidar değişmez ama değişimin işareti verilebilir. Bu AKP'ye önemli bir sayıda oy kaybını ortaya koymakla mümkündür. O zaman Recep Tayyip Erdoğan kendisine çeki düzen verecektir. 'Türkiye aklı başında bir ülkedir, geleneği olan bir devlettir. Sessiz kalır, soğukkanlı olur ama neticede bir gün ayranı kabarırsa karşısında kimse duramaz. O sebeple 30 Mart seçimlerine önem verelim ve gelecek nesillerimizi çok büyük risklerden ve felaketlerden koruyarak yolumuza devam edelim."

TÜRKİYE İYİ YÖNETİLMİYOR

İkizce ilçesinin ardından Ünye’ye hareket eden MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli burada; "Toplum olarak birbirimize hasım unsurlar haline gelebiliriz. Bunu önlemek lazım. Bunu önleyebilmenin yolu milli iradeyle olmalıdır. Milli irade, bir iktidar oluşturuyorsa bir iktidarı da görevinden alacak bir irade olmalıdır. Sokakla sandık arasında kalmayalım" dedi.
Ünye’de Türkiye'nin iyi yönetilmediğine dikkat çeken Bahçeli, "Türkiyemizde sorunlar çözülemiyor. Nereden başlarsanız başlayın çiftçinin durumu kötü. Esnaf siftah yapamıyor. Birçok tüketici kredisi altında insanlarımız boğulmuş. İşsizlik yaygınlaşıyor. Açıkçası bugünkü iktidarın 11 yıllık döneminde şöyle bir tablo koyun, içini hep beraber dolduralım" diye konuştu.


TABLO AÇLIK, ADALETSİZLİK, ASAYİŞSİZLİK VE AHLAKSIZLIK TABLOSUDUR
AKP'nin tablosu açlık, adaletsizlik, asayişsizlik ve ahlaksızlıktır diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Bu tablonun bir köşesine açlığı koyduğumuz zaman tabloya aykırı bir hali var mı? Yanına ahlaksızlığı koyduğumuz vakit bir aykırılığı var mı? Asayişsizliği koyduğumuz vakit bir aykırılık var mı? Bir adaletsizliği koyduğumuz zaman bir aykırılığı var mı? Öyleyse AKP'nin tablosu açlık, adaletsizlik, asayişsizlik ve ahlaksızlıktır. Bir an düşünün, büyük şehirlerde asayiş kalmamış. Hangi gün hangi saatte ne olacağı belli değil. Hiç kimse eşiyle, çocuğuyla kendisi olarak İstanbul'un sokaklarında gezmeye çıktığı zaman başına ne geleceği belli değil. Her anda birçok yönüyle cinayetler işleniyor. Birçok sıkıntılar yaşanıyor. Hele hele son yıllarda özellikle televizyonların yayınlarıyla da tahrik edilen bir aile yuvası içerisinde ufak tefek rahatsızlıkların nasıl sonuçlandığı, kadınlarımıza nasıl şiddet uygulandığı, bir yuvanın nasıl yıkıldığı, bir babanın cinnet getirerek evlatlarını da dahil olmak üzere nasıl katlettiği ve her gün bir kadın cinayetiyle karşı karşıya kalan bir ülkeyi AKP döneminin huzur ve güven içerisinde ortaya koyduğu bir Türkiye diyebilir miyiz?"


YOLSUZLUK VE RÜŞVET, SOSYAL VE TOPLUMSAL BİR HASTALIKTIR
17 Aralık operasyonuna da değinen Bahçeli, "17 Aralık 2013 kara gün ve 17 Aralık 2013 AKP'nin yüz karası olduğu gündür. Bu günü unutmamak lazımdır. Yolsuzluk ve rüşvet, sosyal ve toplumsal bir hastalıktır. Kangrene ve kansere dönüştüğü anda toplumu çürütür. Dolayısıyla devleti çökertir. Bunun mutlaka tedbirler alınarak önlenmesi lazımdır. Bunda gecikme olursa topluma çok büyük zarar verir. Toplumsal hareketlilik yavaş yavaş kımıldar. Yiyenlerle yemeyenlerin kavgası görülür. Sıkışmış, dar boğaza düşmüş, geleceği karamsarlaşmış insanlar eğer bir tapede veya bir basında 17 Aralık'ta 41 kişinin tutuklanmasıyla 187 milyon Türk lirası yolsuzluğun olduğu, 63 milyon, 40 milyon rüşvetlerin dolaştığı, birçok evlerde kasaların bulunduğu, para sayma makinelerinin olduğu ve bir genel müdürün evinde ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolar paranın olması nasıl izah edilecek. Bu ayakkabı nasıl bir ayakkabıdır? Bu kutu nasıl bir kutudur da 4,5 milyon dolar alınıyor. Şu an 92 gün olmuş, bunun tam yarısında ayakkabı kutusuna sahip olan banka genel müdürü ve diğerleri tahliye ediliyor, çıkarken de diyorlar ki sanki milletle dalga geçer gibi, 'beyefendi güle güle ama ayakkabı kutuların kaldı bunları da alın' diyorlar. Adalet teslimiyetten veriyorlar bunları. Toplumla dalga geçer gibi oluyor. 


BU ÖRNEKLER KÖTÜ ÖRNEKLER
Bunlar Türkiye'yi bir yere sürükler, örnekleri yok mudur, birçok ülkede vardır. Bunların başında Tunus gelir, Endonezya gelir, Mısır gelir, daha birçok ülke var da birkaç ana başlık. Tunus'ta Binali, devlet başkanı, yolsuzluk ve rüşvetten çok perişan bir hale geldi, suçlamalara cevap veremedi. Eşiyle beraber yükte hafif ne alsa alarak bir devletin himayesinde Tunus'u terk etmeye başladı. Mısır'da Hüsnü Mübarek, 33 ylıldan bu yana devlet başkanı ve 33 yılda yolsuzluk ve rüşvetten dolayı gerekçe gösterilerek darbe yapıldı, sonra da tutuklandı, müebbet cezaya çarptırıldı. Suriye'yi biliyorsunuz. Ukrayna. Gelişmeleri dikkate aldığınız vakit iktidarla muhalefet yolsuzluk tartışmasını yaptı, sonunda 86 kişi bir gecede hayatını kaybetti. Ukrayna halkı ayağa kalktı, sarayı bastı. Rusya, bu devlet başkanını zor kaçırdı. Libya'da 46 yıldan beri Kaddafi yönetimi var. Tek diktatör olarak hayatını sürdürdü ama sonunda Libya halkı tarafından linç edildi. Bu örnekler kötü örnekler. bu örneklerin Türkiye'de olmasını düşünmek çok yanlış olur. Böyle bir hale Türkiye düşmemelidir ama maalesef Türkiye'de bunlar oluyor” şeklinde konuştu. 
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği öne sürülen ses kayıtlarından söz ederek, şöyle dedi:


AKLI UÇUK İNSANLAR ERDOĞAN’I TUZAĞA DÜŞÜRDÜ
"Sayın Başbakan bu durum karşısında gelişmelerin ne olacağını da zannediyorum tahmin ederek bir algı yönetimi oluşturuyor. Başbakanlık'ta kurulan algı yönetimi, bazı tavsiyelerde bulunuyor. Bu tavsiyelerden bir tanesi, 'yolsuzluk ve rüşveti kesin reddedin, bunun size karşı bir komplo olduğunu milletle paylaşın, en kısa zamanda, nerede bir açık hava toplantısı yapacaksanız hemen yapın'. 17 Aralık’tan bir kaç gün sonra, öğlenden sonra Ordu'da bir açık hava toplantısı yapılmadı mı? Hatırlamıyor musunuz? Arkasından Giresun'da olmadı mı, Trabzon'da yapılmadı mı? Sonra İstanbul'a döndüğünde 17 Aralık akşamı havaalanında bir karşılamayla, bir açık hava toplantısına benzer bir toplantı yapılmadı mı? Oradan geçip Kısıklı'daki villalarına vardığında o bölgedeki insanların toplanmasıyla bir açık hava toplantısı da orada olmadı mı? Bütün bunların hepsinde kendisine yönlendirme yapan, bu aklı uçuk insanlar Recep Tayyip Erdoğan'ın dostu değil düşmanı gibi hareket etmişlerdir, bu tuzağa da Recep Tayyip Erdoğan düşmüştür.


ŞİMDİ KALKMIŞ, 'BU BANA KOMPLO' DİYOR
Şimdi kalkmış, 'bu bana komplo' diyor. Kalkmış, Bilal Erdoğan'la konuşması 'montaj' diyor veya ayakkabı kutularından veya bir televizyon ve basını satın almak için bir havuz oluşturun, bu havuza da besleme, haram üzerine zenginleşmiş insanlara salma çıkartarak 'sen 100 milyon dolar, sen 100 milyon dolar vereceksin' diyerek 630 milyon doları bir havuzda topluyor. Almak istediği Atv ve Sabah gazetesi. Bu nasıl bir anlayıştır? Sonra birisi soruyor, 'sayın Başbakan bu iş adamlarından böyle bir salmayla para toplanıyor, siz ne diyorsunuz'. Sayın Başbakan cevap veriyor, 'bunlar istikrarlı iş adamlarıdır, havuza girseler de ıslanmazlar' diyor. Yani dalga geçiyor. Havuzda su varsa ıslanmamak mümkün değil midir, bu nasıl iştir ama havuzda 630 milyon dolar Amerikan yeşil doları varsa ora da döşek gibi olur, insan niye ıslansın?"
Başbakan Erdoğan'ın hiç inkara yönelmemesi gerektiğinin altını kalın harflerle çizen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü;

BU KOMPLODUR, BU MONTAJDIR DEMEMELİ
"Bu komplodur, bu montajdır dememeli. Kimseye hain, haşhaşi, alçak vesaire gibi suçlarıyla kimseyi suçlamamalı. 'Hepinizin inine gireceğim, hesabını soracağım' diyor. Bırak sen onu. Önce şu yolsuzluğun dibine bir in de ondan sonra ne olacağını göreceksin. Onun için sayın Recep TayyipErdoğan, siz, en kısa zamanda adalete başvurun, kıydığın savcıları geri çağırın. 8 bin polis kardeşimizi darmadağın etmenin manası yok. Hepsini görevlerine iade edin. Millete deyin ki 'Benim partimin adı aktır, şimdi bir yolsuzluk ve rüşvet olayıyla karşı karşıyayım'. Savcılara, hakimlere, kolluk kuvvetlerine, sivil toplum kuruluşlarına kim varsa, siyasi partilere, 'Elinizdeki bilgi belgeyle gelin, yüksek bir sorgulama başlatalım, yolsuzluk ve rüşvetin kökünü kazıyalım, kime ulaşırsa ulaşsın' diyebilmiş olsaydın Recep Tayyip Erdoğan, 'uzun adam' diye nitelendiriyorsun, iki kat daha uzardın sen ama bunu söyleyemiyorsun. Şimdi kalkmışsın, herkesi suçluyorsun. 


PKK İLE AKP İLE BDP İLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE DEĞİL MİSİN?
Kim kendi görüşünü tasvip etmiyorsa o mutlaka hain, kim kendisine 'doğrusu şudur, bunu böyle yap' dediği zaman, 'siz işbirlikçisiniz' diyor. Peki gerçek işbirlikçiliği senden öğrendi bu millet. PKK ile AKP ile BDP ile işbirliği içerisinde değil misin? Oslo'yla, İmralı'yla, Kandil'le müzakere yapan sen değil misin? Niye bu milleti aldatıyorsun? Açıkça ifade ediyorum, bu olaylar toplumsal hareketliliği kışkırtılarak, ajite edilerek, çok daha arttırılabilinir. Toplum olarak birbirimize hasım unsurlar haline gelebiliriz. Bunu önlemek lazım. Bunu önleyebilmenin yolu milli iradeyle olmalıdır. Milli irade, bir iktidar oluşturuyorsa bir iktidarı da görevinden alacak bir irade olmalıdır. 


SOKAKLA SANDIK ARASINDA KALMAYALIM
Sokakla sandık arasında kalmayalım. Özellikle genç kardeşlerim. Sizlere sesleniyorum, siz bu milletin aziz evlatlarısınız. Bugünkü yaş grubu olarak 18-25 yaş grubusunuz. 18-25 yaş grubu, gençlik çağı demektir. Bilimsel ifadesi budur. Bu gençlik çağının üzerine 10 yıl koyduğunuz takdirde 2023 yılında bu evlatlarımız üniversitede öğretim üyesi olarak, serbest hayatta iş adamı, esnaf olarak, müteahhit, mimar, mühendis veya avukat olarak, doktor olarak diş hekimi olarak görev yapacaksınız. Bürokraside önemli sorumluluklar üstleneceksiniz. Müsteşar, genel müdür, daire başkanı olacaksınız. Bunun haricinde istediğiniz alanda çalışabilirsiniz. İçinizden bazıları da şu günkü siyasetçilerin yerine gelerek Türkiye'yi yöneten devlet adamları olacaksınız."
Hal böyle olunca sandıkla sokak arasında sarkaç gibi sizi sallamaya karışanlara çok dikkatli olun diyen Bahçeli, şunları kaydetti:


SOKAKLAR KARANLIKTIR, SOKAKLAR KİRLİDİR
"Sokaklar karanlıktır, sokaklar kirlidir, sokaklarda kim kimdir bilinmez, sokaklar kanlıdır. Dolayısıyla gençliğin mahvedildiği bir dar sokaktır. Buralarda her türlü sapıklığa yönelmiş, sağlığını kaybetmiş birçok vatan evladı bulunur. Buralara sizi çekmek isteyenler dost değildir. Evlatları bu şekliyle kahredebilecek bir teşviki, tahriki yapanlar Türkiye'nin geleceğini karatmak isteyenlerdir. Hal böyle olunca şu kısa dönem içerisinde gördünüz, iki tane vatan evladı Hak'ın rahmetine kavuştu. Bir polis memurumuz şehit oldu. Bu olaylar tehlikelidir, bu olaylar Türkiye'de yaşanmıştır, tekrar yaşamamak lazımdır. Onun için sandığa gitmek gerekiyor.


SANDIK DEMOKRATİK BİR MÜESSESEDİR
Sandık demokratik bir müessesedir. Milli iradenin yeni bir yönetim şeklini şekillendirmesinin başlangıç noktasıdır. Sandık neyi ifade eder, seçimi. Seçim en yakında hangi tarihtedir, 30 Mart'tadır. Öyleyse 30 Mart'ta 18-25 yaş grubu sandığa gitmeli ve iradesiyle bir oy tercihinde bulunmalıdır. Bunu şunun için söylüyorum, gelecek bu şekille bizi bir karanlığa götüreceğini hissettiğim için söylüyorum. 18-25 yaş grubu, seçilme ve seçme hakkına sahip olan bir yaş grubudur. Bunun toplam seçmen içerisindeki rakamı 10 milyon 36 bindir. 10 milyon 36 bin gencimiz bu seçimde hem oy verme hem seçilme hakkına sahip olarak sandığa gidecekler. Gençsiniz, dinamiksiniz,Türkiye'nin geleceğisiniz. 10 milyon 36 binle bir karar verdiğiniz vakit, yerden birisini iktidara taşırsınız, iktidarda olanı da yere çakarsınız. Öyleyse bu iradenizi kullanın. Ülkeyi üzmeyin, kırmayın, acılara aileleri boğmayın. Sadece ve sadece sizin bu iradenizle iktidarları değiştirir, iktidarları tekrar birisi olarak getirebilirsiniz. Bu güç sizdedir. Bu güç sizde olduğu müddetçe Türkiye'nin geleceği de sizsiniz,. Öyleyse 30 Mart'ta hepiniz koşa koşa sandığa gidip mümkün olduğu kadar da karanlık sokaklardan geçmeyin. Asfaltlar var, duble yollar var, açık meydanlar var. Oradan demokrasinin o kültürü kazanmış evlatları olarak gidin, iradenizle kararınızı verin. Hele bir araya gelip 10 milyon 36 bin iseniz Türkiye'de gelecek sizsiniz demektir."


TÜRKİYE'Yİ İL İL, İLÇE İLÇE GEZMEKTEYİZ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart yerel seçimleri kapsamında Ordu'nun Fatsa ilçesinde de vatandaşlarla biraraya geldi. Fatsa meydanını hınca hınç dolduran vatandaşlara seslenen Dr. Devlet Bahçeli, burada yaptığı konuşmada, seçimlerde bütün siyasi partilere ve adaylara başarılar diledikten sonra şunları söyledi; "30 Mart Pazar günü yapılacak olan mahalli idareler seçimi münasebetiyle MHP'nin başkanlık divanı üyeleri milletvekilleri ve merkez yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız ile birlikte Türkiye'yi il il, ilçe ilçe gezmekteyiz. Bugün Ordu ilimizdeyiz. 30 Mart tarihinde yapılacak olan seçimler, Türkiye'nin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olacaktır. Ülkemizde yaşanmış olan sosyal ve ekonomik sorunların derinleştiği ve yoğunlaştığı bir ortamda özellikle komşu ülkelerde baş gösteren ve Türkiye'ye de yansıyan iç ve dış tehlikeleri göz önünde bulundurduğumuz da 30 Mart seçimleri sadece belediye başkanlarının seçiminin ötesinde daha farklı bir anlam yüklemektedir. Tüm siyasi partilerimiz bu sebeplerden dolayı bu seçime önem vermektedir, özen göstermektedir. MHP olarak o siyasi partilerimize ve adaylarına başarılar diliyorum."


"OLDUKÇA DİKKATLİ OLMALIYIZ"
"Türkiyemiz önemli sıkıntılar içerisindedir. Bazı konular vardır ki bütün partilerin üzerinde birleşmesi gereken, Türkiye'nin geleceğini düşünen, yeri geldiğinde birlikte hareket edebilen insanlar olarak yaklaşmalıyız" diyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "MHP olarak her şeyden evvel demokrasimizin vazgeçilmez unsurları kabul ettiğimiz partilerimizin varlığına saygılıyız. Onlara hizmet eden, tercih edenleri saygılıyız ama öyle gün ve zaman olur ki, 'Önce ülkem, sonra milletim, sonra partim' demek gerekmektedir. İşte böyle bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye'nin her tarafı ateş çemberinde. Bunların hepsi Türkiye'ye yansıyor. Türkiye'deki gelişmeleri sabote ediyor. İnsanlarımızın geleceği hakkında kara kara düşündürüyor. 'Ne olacağız, nereye gidiyoruz?' sorularını cevabını arıyoruz. Bugün 18 Mart Zaferi'nin 99'uncu yılını kutluyoruz. Bunun sebep ve sonuçlarını göz önüne aldığınız vakit, Türkiye'nin bir daha böyle bir mücadelenin içerisinde sürüklenmek istenmesini dikkate alarak hareket etmeliyiz. Bu zaferi daimi kılabilmek için bu zaferin Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren milletimizin varlığına doğru yücelişin bir işareti olarak değerlendirmek durumunda olmalıyız. Bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Böyle bir sürecin tekrarTürkiye'nin önüne gelmemesi için oldukça dikkatli olmalıyız" diye konuştu.
Bahçeli, konuşmasının ardından Fatsalılardan partisinin Fatsa Belediye Başkan Adayı Mustafa Sade ve Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemal Enginyurt'a destek vermelerini istedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ordu'nun Kumru ve Korgan ilçelerinde de vatandaşlara hitap etti.
İlk olarak Kumru'da konuşan Dr. Devlet Bahçeli, MHP olarak Kumru'daki bütün siyasi partilere başarılar dilediğini söyledi. Kendisine gösterilen ilgiye ve yaklaşıma teşekkür ettiğini kaydeden Bahçeli, "Siyasi partiler, demokrasimizin vazgeçilmez unsurlarıdır. Aziz milletimizin evlatları, partilerin şemsiyesi altında yine milletimizin hizmetinde olmayı arzulamaktadırlar.MHP de bu siyasi partilerden biridir. ve Türk siyasi hayatında 45. yılını kutlamaktadır. Ordu ilimiz 750 bini geçen nüfusuyla diğer Büyükşehirlerle birlikte çok daha farklı bir konuma gelmiştir" dedi.


"HİLE VE OY GASPINA KARŞI ÇOK DİKKATLİ OLUN"
Seçim günü yapılması muhtemel hile ve oy çalmalara karşı partilileri uyaran Bahçeli, "Mesela Kumru'da bir ilkokulda 25 sandık var. Bu sandıklardan birinde A partisi 11 oy almış olsun. Ama sandık sayım sırasında görevli olanlar hile ve oy çalmaya müsait hale geldikleri takdirde o 11 oyun ister başına, ister sonuna 1 ilave ettiğiniz vakit 111 oy olur. Bu miktar önemli bir oydur. Bir hakkın gaspı olabilir. veya açık ara kazanmaya vesile de olabilir" diye konuştu.
SİYASETİN GELECEĞİNİ BELİRLEYECEĞİZ
Kumru'dan sonra Korgan'a geçen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuşmasının başında Ordu Büyükşehir ve ilçelerin belediye başkan adaylarını tanıttı. Bahçeli tanıtım sırasında, "Seçim sonuçlarının en hayırlısını diliyorum. Bu sadece belediye seçimi değildir. Türkiye'nin sorunlarının derinleştiği bir süreçte yapılacak bir seçimdir. Ağustos'ta cumhurbaşkanımızı seçmiş olacağız. 2015'te milletvekili seçimleri olacaktır. Bu üç siyasi olayı birlikte yaşayacağız. Siyasetin geleceğini belirleyeceğiz. 16 büyük şehrimiz var. Son yapılan düzenlemelerle 30'a çıktı. Bunlardan biri de Ordu'dur. Önemli bir gelişme açısından çok hayırlı olmuştur. Seçim sonuçları da bunu gösterecektir. Dayanışma ve yardımlaşma içinde olmalıyız. Önemli projeler üretmeliyiz" şeklinde konuştu. 


TÜRKİYE’NİN 44 MİLYON YOKSULU VAR
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bir ülke ki düşününüz, 44 milyon yoksulu var, bir ülke düşününüz ki yoksulların içerisinde 13 milyon ekmeğe muhtaç, açlık sınırının altında kalan vatandaşımız var" dedi.
MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli, seçim çalışmaları kapsamında geldiği Ordu'da Kabataş, Aybastı, Çatalpınar ve Çamaş ilçelerinde de halka hitap etti .İlçelere gelişi sırasında havai fişek gösterileriyle karşılanan Dr. Devlet Bahçeli, Aybastı ilçesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Ak Parti hükümetine yönelik eleştirilerde bulunarak Türkiye'nin her geçen gün karamsar bir tabloya büründüğünü kaydederek şunları söyledi:
"Bir ülke ki düşününüz, 44 milyon yoksulu var, bir ülke düşününüz ki yoksulların içerisinde 13 milyon ekmeğe muhtaç, açlık sınırının altında kalan vatandaşımız var. Gelir dağılımında adaletsizlik giderek uçurum halini alıyor, işsizlik yaygınlaşıyor, her kesimin sorunu artıyor. Esnafı dinleyin dert küpü, işçimiz perişan, çiftçimiz perişan, fındık üreticileri perişan haldeler. Böyle bir ortamda değerli vatandaşlarımız, bir iktidar yolsuzluk ve rüşvete doğru kaymamalıdır. Bu çok önemlidir. Bir ülke düşününüz ki, yolsuzluk ve rüşvetle ilgili ayın 17'sinde yapılmış olan bir sorgulamayla 41 kişi tutuklanmıştır ama 92 gün olmakla beraber bunlar 40 küsur günde salıverilmişlerdir. Bunların içerisinde İran'dan gelen bir Uşak var. 29 yaşında İstanbul'da villalarda lüks hayatla geçiniyor, dört tane bakanın çocuğunu da avucunun içine almış, rüşvet ve yolsuzluklarla bakanları kullanır hale gelmiş. Bugüne kadar 187 milyon bir yolsuzluk ortaya çıkmış. Bunun hesabı sorulması lazım. Bunun hesabının sorulması için BaşbakanınAk Parti olarak bu görevi üstlenmesi lazım."


HERKES HADDİNİ BİLECEK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yolsuzluk iddiaları karşısında birilerini suçlamasını doğru bulmadıklarını belirten Dr. Devlet Bahçeli;
"Kimseye komplo, kimseye montaj diyerek arkasından da ret ettikleri konular karşısında muhalefeti suçlayarak birilerine paralel devlet diyerek birilerine alçak, birilerine hain diyerek bir yere varmak mümkün değildir. Böyle bir şeye müsaade edilemez. Kimse buna fırsat veremez. Herkes haddini bilecek. Onun için bu seçimler sizin geleceğiniz açısından çok önemlidir. Bu seçimlerde mutlaka ve mutlaka Ak Parti uyarılmalı, Recep Tayyip Erdoğan bu yanlıştan kurtarılmalıdır. Yoksa Türkiye'nin sonu felaket olacaktır. Buna karşı dikkatli olacağız" dedi
Dr. Devlet Bahçeli, diğer ilçelerde düzenlenen mitinglerde de ülke gündemeni ilişkin değerlendirmelerde bulunduktan sonra 30 Mart’ta sandık görevlilerinin sandıklara iyi sahip çıkmalarını istedi ve partisinin belediye başkan adaylarını tanıtarak destek istedi. (ŞAFAK DELİÇAKAR/OYH)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel-siyaset Haberleri