Yıldız ERİŞ AKATA

Yıldız ERİŞ AKATA

Çam sakızı yayla armağanı..

Yine geldi yayla zamanı...Eskiden bu günlerde yaylaya çıkardık ailece..Fındık zamanına kadar kalırdık..

Küçücük evimizin içersinde ne kadar kalabalıktık..Artık tütmeyen ocağımızı ve eksilen o koskoca ailemi o kadar özledimki...

Sanki gitsem Çambaşına hepsi orada ,o küçük bağlakta beni bekliyorlar ...Dedem kahvede ,Babaannem orada ocak başında ,halamlar evin odalarında ,çeşme başındalar ,çocuklar içeri dışarı koşuşturuyorlar ,Babam obadan gelen atının eyerini düzeltiyor dışarda kalabalık akrabalar gelmiş ,birazdan paşam çeşmesine gidilecek hep beraber ,karpuzları çeşmenin yalağına koyacaklar soğusun diye ,çadırlar kurulacak mangallar yanacak ,kardeşlerim ata binecekler dört nal at koşturacaklar otlaklarda ,çocuklar uçurtmalar yarıştırıyorlar ,rüzgara karşı..Tahtadan kızak arabalarımızla yamaçtan aşağıya uçarcasına kayan kardeşlerimin ve arkadaşlarımızın sesleri geliyor kulağıma ...

İçim yanıyor hatırladıkça ,sabahları kuzu melemeleri arasında kepenklerini açtığım pencereden ıslak yayla çimeninin kokusu geliyor burnuma ,kekik çiçeğinin kokusu ile birlikte ..

Özledim yayla sabahlarını ,içmemek için direndiğim sabah sütünü özedim,ocakta is kokan kızarmış ekmeğin tadını özledim..Sarı ,mor çieklerini ,pestilini,çamsakızını,kayalıklarda elimize yaktığımız kınayı,eyüp ustanın yağlısını özledim..

Temmuzda ,sarınıp yattığımız yün yorganı ,yer yatağımızı özledim .Bir zamanlar hiç sevmediğim ,istemediğim yaylanın dumanını özledim .Eksilen ailemin ,varlığıyla bize verdiği huzuru özledim..Çocuk olmayı ,güneşten ve rüzgardan kavrulan çocuk ellerimizi özledim..

El örgüsü yün paltolarımızı,hırkalarımızı ..O sorumsuz ,gamsız ,çocuk kahkahalarını,mutluluk çığlıklarını özledim..İçimde bir sızı var ...,Anılar mutlu ettiği kadar acıtıyor bazan ..

Oysa yayla günleri ne kadar da güzeldir ,yaşayanlar bilir,çocuklar için bulunmaz bir nimettir,havası suyu ,uçsuz bucaksız çimenleri ,ile onlara verilebilecek en güzel hediye işte böyle yayla yaşamı olabilir .

Onların ,çocukluk anılarına Çambaşınıda ekleyin ,göreceksiniz ne kadar mutlu olacaklar .Şimdi üstüme üstüme gelen anılar bugün beni rahat bırakmazlar biliyorum ,bugün gibi taptaze hatırladığım ,.Paşam çeşmesini ,Eminem çeşmesini,çoban bardağını,Tekmezar da yediğimiz kırmızı benekli ala balığı özledim..

Halamın yaptığı yayla kurabiyelerimizi özledim..Fırından aldığımız koca ,koca siyah tepsilerle ,başımızın üzerinde tutarak pişmesi için fırına götürdüğümüz kurabiyelerimizi özledim..Çeşmeden gügümlerle eve taşıdığımız buz gibi suyunu özledim..

Küçücük evimizin içinde kokan çam tahtasının kokusunu ,yatıp yuvarlandığımız bağlağımızın kekiklerini özledim...Birdaha asla geri gelmeyecek o günleri ,burnumda tüten tüm anıların özlemi ile sizlerle paylaşmak için bu sabah Çambaşına gittim ,dönüşte gılıgılı çeşmesinden getirdiğimiz suyu özledim ..Sözün kısası ben Çambaşını çok özledim ..çok...

Önceki ve Sonraki Yazılar