Gürsel YILDIRIM

Gürsel YILDIRIM

KİMLİKLERİNİZİ GÖRELİM

Çokuluslu,çok dilli ve çok dinli Osmanlı İmparatorluğu çökünce, Kurtuluş Savaşı sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti"nin eğitim ve kültür politikası, haklı olarak, Türk ulusu ve Türk dili odaklı olmuştur. Bunda yadırganacak bir yön yoktur. Her kurtuluş kendi esasını ortaya koyar ve kuruluşunu, kurtuluşunun esasları üzerine inşa eder. Osmanlı"da inkâr edilmiş Türklük duygusu, milliyetçiliğin Osmanlı sınırları içindeki diğer halkların isyanlarına yol açmasıyla kendi mecrasına oturmuştur.

         Ümmetten ulusa, saltanattan Cumhuriyet"e geçişle yeni devlet, yeni kimliğine kavuşmuştur. Aslında Osmanlı İmparatorluğu"nun kurucusu ve ana unsuru Türkler, yeni devletle Türklüğe dayalı bir ulus devleti dünya sahnesine çıkarmışlardır.

         O günlerin zor koşullarında gösterilen çabalar, ulus devletin içini doldurma uğraşılarıdır. Örneğin; Anadolu"nun en ücra köşelerinin gezilerek, araştırılarak yapılmış dil araştırmaları, müzik derlemeleri, folklor incelemeleri, kültür ve sanat etkinlikleri ulus devlet oluşturmanın önemli hareketleridir.

         Radyolarımızda dinlediğimiz Yurttan Sesler korosu, bize türkülerimizi öğretti. Türkülerimizle ifade etmeye çalıştığımız sosyal yaşamımızın  ortaklığı, bizi bizle tanıştırdı.Anadolu aşıklarının sazları,ağıtları,oynak havaları bizi bizle kaynaştırdı.Yurdumuzun uzak köşelerinde oynanan zeybekler,horonlar,halayları görünce içimizdeki ortak duygu harekete geçti.Kendi kimliğimizi bulmaya başladık.

         Doğudan bir güneş doğmuştu.

         Dünyanın diğer halklarına uluslaşma bilincini aşılayan bu güneş, bu aydınlık sömürgeci güçler tarafından yadırgandı. Tehlikeli görüldü. Karşı devrim ve yıpratma çalışmalarına geçildi. Emperyalizmin derin laboratuarlarında şekillendirilen oyunlar sahneye konmaya başlandı.

         En büyük oyun, kimliklerin ayrıştırılmasıdır. Ulus temelli bütünleşme yerine alt kimliklerin, dinsel ve mezhepsel tercihlerin ortaya konmasıyla yabancılaştırılma politikası yüceltilmeye başlandı. Hatta dinsel ve mezhepsel kimlikler birbirine hasım haline getirildi.

Alt kimlikler arasındaki yurttaşlık duygusu yok edilmeye çalışılarak karşılıklı düşmanlık yaratılmada adımlar atıldı.

         Emperyalist güçler bu farklılıkları yaratırken ayrıca hakem rolüne de büründüler.Yani bu filmin hem senaristi, hem de rejisörü oldular. Sadece oyuncu bulmak gerekliydi.O nu da buldular.

         Filmin konusunu şöyle yazabiliriz: Alt kimlikleri bütünlükten ayrıştırmak, bu ayrışmayı hukuksallaştırmak, onların koruyuculuğuna soyunmak …

        Filmin oyuncularını tanımlamak gerekir mi, bilmiyorum.

         Bu oyuncuların AB,ABD kapılarında nasıl takla attığını hep beraber izliyoruz. Asıl sorun, izlediğimiz bu sahneleri yadırgayıp yadırgamadığımızdır. Hatta alkış tutup tutmadığımızdır.

        Bu filmin muhteşem bir “ SON” la bitmesi  gerekir.Son"dan sonra perdede ulus devletin bayrağı dalgalanacaktır.

        Anlayana ! .. 

                  [email protected]

     

Önceki ve Sonraki Yazılar