TARIMIN BAŞINDAKİ PİSLİK…

Bir şekilde kendini pazarlayarak soğan başı olmuş ama adam olamamış, kendini yetenekli, projeci ve akıllı diye herkese yutturmuş olan kapasitesiz, kalitesiz ve mesleki bilgisi yetersiz, hiçbir işi becerememiş, yalaka, yağcı, dedikoducu, yalancı, fitneci, entrikacı, iftiracı ama pisliği mükemmel, dedikoduculuğu şahane, verdiği zararlar ise had safhada olan pislikleri ve onların ağzına bakıp hareket edenleri bir türlü temizleyemediğimiz gibi tarımın başındaki yeteneksizleri de  bir türlü temizleyemedik bu ilden…

Bu ilin stratejik ürünü fındıktır ve ekonomik alanı tarımdır.

Sanayisi olmayan, olanı da tarıma dayanan bu ilde tarımın başında bir "Yeteneksizlik "bulunmaktadır. Bu "Yeteneksizlik" gönderilmeden bu ilde ne tarımdan ne de fındıktan bahsedebiliriz.

"İnorganik gübre" tarımın başındaki en önemli pisliklerden biridir. Doğal değildir. Doğal olmayan her şey de pisliktir.

Fındığın ekili olduğu her alanda eskiden hayvancılık gelişmişti. İnorganik gübrenin kullanılması ile birlikte bu azaldı ve şimdilerde yok oldu.

Neden? Çünkü hayvancılık fındık bahçelerinin vazgeçilmez bir unsuruydu eskiden. Hayvanlar bahçeye salınırdı, bir taraftan otlarken bahçenin otlardan görünemez hale gelmesini engeller bahçeleri temizler, bir taraftan da dışkısını bırakarak organik gübreleme işlevini doğal olarak yerine getirirlerdi. Pazarda tereyağı, yoğurt ve süt ucuzdu üstelik katkısız saf ve doğaldı. Çocuklar su içerek değil ayran ve süt içerek büyürdü.

Ama biz ne yaptık, inorganik gübrenin kontrolsüz kullanımını kolaylaştırdık ve hızlandırdık.

 Bahçesini suni gübre ile bilinçsizce, denetlenmeden ve kontrolsüzce gübreleyen köylünün ürün miktarı artınca ne hayvana nede onu bakmak için külfet almaya niyeti kalmadı.

İlk yaptıkları iş de köyden kente göç oldu. Bakın bakalım köyden kente göçün başladığı ve hızlandığı tarihe. Karşınıza bu bölgeye suni gübrenin girdiği ve yayıldığı tarih çıkacaktır.

Hadi hayvancılığımız elden gitti.

 Peki, fındık adına ne kazanım elde ettik. Hiçbir şey!

Eskiden bir ton fındık üreten bunu 3 bin dolara satarken şimdi iki ton üretip aynı fiyata satıyor.

Ne anladık şimdi bu işten?

İnorganik gübre kullanıp rekolteyi artırdık ama cebimize gireni artıramadık. Buna ilavetende sırtımıza ve doğal çevreye bir ton yük yerine iki ton yükledik. Hayvancılığımız bittiği gibi insanımız doğal beslenmeyi de unuttu. Çok yakında bu günleri de arar duruma geleceğiz.

Ekonominin ana prensibi olan arz ve talep dengesini göz ardı ettik. Hadi çiftçi bu ekonomik kuralı bilmiyordu, ya bu işin başındakiler siz demi bilmiyordunuz?

Hani neredesiniz şimdi, projeci diye kendini lanse eden ama bir projenin ana işlemi olan sorun analizi yapmaktan, çekirdek sorunu bulmaktan habersizler…

Hani nerede tarımın başındaki bu "Yeteneksizliği" bu ilden def edip yok edecekler…

Siz ancak laf dinleyin, dedikodu yapın, tarımın başındaki "Yeteneksizliği" ve bu ile verdiği zararı görmeyin… Allah akıl versin size emi…

Bu ile katkı sağlamak ehliyeti olan her kim varsa ve yapmıyorsa namerttir. Ancak bu ile katkı sağlamak isteyenleri dedikoduları ile engelleyenler ise namert oğlu namerttir… Şerefsizdir.

Artık biri buna dur desin. Çünkü tarımın başındaki "Yeteneksizliği" bu ile verdiği zarar sadece tarım alanında değil diğer alanlarda da had safhaya ulaşmıştır…

Önceki ve Sonraki Yazılar