Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

ELVEDA PAPADOPULOS !

Rum lider Papadopulos da hayata veda etti. Yaşamın iki temel gerçekliği, doğum ve ölümdür. İnsanlar ve bütün canlılar gibi siyasal kurumlar da doğarlar, yaşarlar ve yaşama veda ederler. Bu gerçeklik, sosyal bilimde, siyasal kurumların da canlı organizmalara benzetilmesine neden olmuştur. Bu anlayışa, organizmacı görüş adı verilir.

 

Devletler de doğarlar, yaşarlar ve ölürler. İnsanlık tarihine baktığımızda, kurulduğu günden bu yana yaşayan bir devlet bulmak olanağı var mıdır ?

İbn-i Haldun okuyanınız varsa, göçebe ve yerleşik devletler arasındaki mücadelenin nasıl bir ölüm kalım savaşına dönüştüğünü ve tarihteki sürekliliğin nasıl sağlandığını kolayca anlayabilirsiniz.

 

Papadopulos, ilginç bir kişilikti. Hayatını Kıbrıs adasında Helen egemenliğine adamış, ancak aynı düşünceye inanan EOKA'cılarca Mağusa zindanına kapatılıp Türk Barış Harekatı ile hayatını kurtarabilmiş değişik bir Rum milliyetçisiydi.

 

Annan Planı oylamasında, Batı emperyalizminin bütün dayatmalarına rağmen 'Bir devlet aldım, bir toplum bırakmam' diyerek Hayır oyunu savunmuş ve belki de Kıbrıs adasında iki ayrı devletin tohumlarının yeşermesine bir avuç gübre de atan isimlerden birisi olmuştur. Günahı ve sevabıyla o da vefat edenler kervanına katıldığı için arkasından kötü şeyler konuşmak istemiyorum.

 

Kıbrıs adasında barış ve çözüm naraları atarak tek engel olarak Denktaş'ı görenler, daha sonra bu engelin Papadopulos olduğunu haykırmaya başlayacaklardır. Papadopulos da gitti. Bakalım şimdi engel kim olacak? Tarihsel gerçeklerin iki ulusun ve devletin birleşip tek devlet çatısı altına girmesini engellediğini bir türlü kabul etmek istemiyorlar. Emperyalist oyunların, iki ulusu barış içinde bütünleştirmeye yetmeyeceğini, iki ayrı ulusal varlığın ve devletin yan yana barış içinde yaşayabileceğini anlamak istemiyorlar ya da işlerine gelmiyor. Hala da anlamıyorlar, kabul etmek istemiyorlar. Denktaş engeli yok, Papadopulos engeli yok, buyurun birleştiriniz. Birleştiremezsiniz, nehirler tersine akıtılamaz.  

 

Tarihsel gerçekler ve siyaset biliminin doğruları, günümüzde ulusal kimliklerin ayrılarak kendi devletlerinde yaşadıklarını ve bu eğilimin süreceğini gösterdiği halde, nasıl oluyor da iki ayrı ulusal varlığı, geçmişte savaş ve katliamlar yaşamış iki ayrı ulusu birleştirmeye çalışıyorlar ! İmkânsızdır, olamaz, gerçekleşemez.

Bazı gerçeklerin anlaşılması için acı deneyimlerin yaşanması gerekir. Bu acı deneyimleri yaşayan Kıbrıs Türk halkı, bugün ayrı bir devlet iradesinde birleşti. KKTC iradesinde birleşti. Bunu kimse engelleyemez. Daha önce halkı bin bir oyunla kandıranlar, emperyalist ülkelerin dolar ve euroları ve yalan vaatler ile ortalığı velveleye verenler, basını denetim altına alanlar, şu gerçeği artık anlamalı : Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs Rumları, kendi egemen devletlerinden barış içinde yan yana yaşamayı arzuluyorlar. Bunu kimse engellemeye çalışmasın.

 

Papadopulos yaşama veda etti, ancak Papadopulos gibi kendi ulusal kimliğinin ulus-devletini savunanlar, hem Kıbrıs Türkleri içinde, hem de Kıbrıs Rumları içinde fazlaca mevcut. Kıbrıs Türklerine düşmanlığını bildiğimiz, doğrusu ve yanlışıyla emperyalist güçlerin emellerine teslim olmamış olan Papadopulos, Kıbrıs Türklerinin egemen ve bağımsız devleti KKTC'nin sonsuza kadar yaşatılmasının da bir tuğlasını örmüştür. Ruhuna, bulunduğu mekânda rahatlıklar ve huzur diliyorum. Ölülerin arkasından kötü şeyler söylemek, biz Türklere yakışmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar