Vefat Ve Başsağlığı

Vefat Ve Başsağlığı

Arkadaşlarımız, Prof.Ali Ayyıldız ve Sosyolog Yazar İsmail Ayyıldız in Büyük anneleri Emriye Ayyıldız ın vefat ettiğini ve dün Fatsa Kabakdağında aile kabristanlığında defnedildiğini öğrenmiş bulunmaktayız...Arkadaşlarımıza ve ailelerine sabır, Merhume


Vefat Ve Başsağlığı

Arkadaşlarımız, Prof. Ali Ayyıldız ve Sosyolog Yazar  İsmail Ayyıldız in Büyükanneleri Emriye Ayyıldız ın vefat ettiğini ve dün 23 12 2016 da Fatsa Kabakdağındaki aile kabristanlığında defnedildiğini öğrenmiş bulunmaktayız...

Arkadaşlarımıza ve ailelerine sabır, Merhumeye Rahmet diliyorum... 

OKG -Nevzat Akata

Yüzyedi yıllık Çınar

Şengül Lukumci Ayyıldız

Herşeye, herkese hoş görü çerçevesinden bakan koca yürekli kadın.
"Bende demişti bir gün; "Donkişotu birşey sanırdım meğer yeldeğirmenleri ile savaşan deliymiş" deyip hepimizi şok etmişti.

Kuran'dan başka hiç kitap okumamış okuma yazma bilmeyen bir kadındı Emriye anneanne.
Dini bütün insandı.

Müslümanlığı hurafe ve yobazlıktan öte yaşardı.

En büyük torunu Ali abi, Hacdan döndüğünde; ibadette kullanabileceği hediyelerin dışında anneannesinin çocuk yanınıda düşünerek koku getirmişti.

-"Anneanne buda cennetin kokusu" deyip ellerine kokuyu damlalmış, anneanne ellerini koklamış teşekür ettikten sonra " cennetten gelenmi var ki cennetin kokusu diyorlar" deyip hürefelere inanmayan mantık ile cevap vermişti. 

O bu mantık süzgecini her konu ve olayda kullanırdı.

Yoga ilgili muhabbet edildiği bir ortamda,
"Nedir bu yoga dediğiniz şey bu kadar moda olmuş insanı rahatlatıyormuş, beş vakit namaz kılmaktan daha iyi insanı rahatlatan ne olabilir" diyecek kadar ibadetleri kıyaslar dinindeki ibadetlerin güzel yanını anlatırdı.


Onu tanıdığımda haylı geçkin yaşına rağmen tanıklık ettiği Cümhüriyete geçiş dönemini kendi gençliğinden ve o dönem kadın olarak yaşama açısından anılarını ve yaşanmışlıkları büyük bir istekle anlatırdı.

Hiç kimseye hiçbir olaya bananeci mantığı ile bakmaz gerektiğinde sözünü lafını esirgemezdi.

Leyd Diananın öldürüldüğünü duyduğunda bütün gün televizyon karşısından ayrılmamış " yazık ettiler kadına ne istediler o güzel kadından" deyip söylenmiş.

Hem yemek yapmak, hem yemeyi sevmek hemde misafir ağırlamak konusunda tambir kartveli(gürcü) kadınıydı.

Yemekte lezzetten asla taviz vermez dünyanın en iyi gurmelerine taş çıkartacak kadar bir kaşık aldığı yemeğin baharatının az mı fazlamı kullanıldığı, malzemenin taze mi bayat mı olduğu yemeğin yeterli pişip pişmediğinin anında analizini yapar

- "bune gız yalmı yıyok yemek mi" deyip eleştirisini yapardı.

Yüzyedi yaşında da olsa hiç kaybetmediği iki güçlü yanı vardı: Birincisi hep kendine acıyarak dile getirdiği "ah dayım ah ben daha çok küçüktüm çocuktum beni evlendirmeseydi okuyup buyük adam olurdum" deyip at üstünde heryıl yaylaya göç ettiği özlem duyduğu çocukluğu.

Çok sevdiği dondurmayı da çocuk sevinciyle yemesi ondandı.

İkincisi torunlarına ve torunlarının çocuklarınada gösterdiği anaçlığı.

Analık ona hep anasını büyük yad ile andığı annesinden kamış kutsal bir emanet gibiydi.Bu emaneti kendi gibi yetiştirdiği kızlarına emenet etmenin huzurunu yaşardı.

Sevgili anneanne, senin hoşgöründen, bilgeliğinden nasiplenmiş torununun eşi olarak seni hep minnet ile anacağım 

huzur içinde yat, Menabdes Kalo.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.