Sayın Bakanımız,

            Önceki gün Ordu"ya gittiğinizde, Ordu valisi ile birlikte,İl Genel Meclisinin Kasım ayı ile ilgili toplantısına katıldığınızı yerel basından öğrenmiş bulunmaktayım,

      Bir ilin vekilinin ve kabine üyesi bakanının ilinin yerel konularıyla ilgilenmesi elbetteki sevindirici bir yaklaşımdır.

      Ancak, hazır vali bey ve İl Genel Meclisi üyeleri ile bir araya gelmişken kendilerine, Başkent"teki Ordu İli Kültür ve Kalkınma Vakfı ile ne alıp veremediklerini de sorsaydınız.

      Öyle ya, feshedilmiş Ordu İli Yüksek Tahsil Cemiyetinin İl Özel İdaresine, “Yurt Yapılması” kaydıyla devrettiği arsayı, Özel İdarenin  bu kaydı dikkate almayıp kat karşılığı ihaleye vererek elde ettiği binayı, daha önceki il yöneticileri, bu hususu dikkate alarak feshedilen cemiyetin misyonunu üstlenmiş bulunan vakfa sembolik bir bedelle kiralamayı uygun görürken şimdikilerin vakfı buradan atmak için bunca gayret göstermelerinin geçerli bir nedeni  olmalıydı.

      Bu konuda, İl Genel Meclisi Başkanı ile Vali Beyin basına yaptığı açıklamalar nedense makamlarıyla mütenasip olmayıp biz Orduluları tatmin edici nitelikte değil.

      İl Genel Meclisi Başkanı,

           “Orduluların parasını kolluyoruz”

            “Tüyü bitmemiş Ordulunun hakkını yedirmeyiz”

            “ Oraya giden arkadaşlarımıza iyi davranmamışlar”

      Şeklinde  demagojik ve çocukça kaprisler içeren açıklamalar yaparken sayın Valimiz ise,

      “700 bin kişinin menfaati , şahısların menfaatinde öndedir” diyerek, Başkent Ankara"da Orduluların kültürel ve Sosyal etkinlerini üstlenmiş olan vakfı sıradan bir şahısla eşdeğerde nitelemiştir.

      Ayrıca bununla da yetinmeyip, hiçbir hukuki dayanağı olmayan  bir uygulamayla  vakfı, hizmet yaptığı binadan,polis nezaretinde atma cüretini göstererek çevredeki halka karşı Orduluların prestijini sarsmıştır.

      Sizler, doğma büyüme Ordulu iki değerli bakanımızın  bu konuda duyarlı olmamanız ise bizleri, okyanusun ortasında fırtınaya yakalanmış bir tekne gibi umutsuzluğa düşürmüştür.

      Bu konuda ,yalnız bir tarafın söylediklerini dikkate alarak yakından tanıdığınız bizleri de lütfedip bir kere olsun dinlemek gereğini duymamanız umutsuzluğumuzu bir kat daha artırmıştır. 

      Başkent"teki kültürel mekanların yetersizliğine değinerek,Atatürk"den sonra gelmiş geçmiş belediye başkanları, valiler ve başbakanlarının bu konuda ufuklarının geniş olmadığını söyleyen Kültür ve Turizm Bakanı hemşerimiz sayın Ertuğrul Günay ise bu konudaki duyarsızlığıyla, başkalarında ufuk ararken maalesef önündeki çukuru göremeyenlerin durumuna düşmüştür.

      Siz ki, bu şehr-i Ordu"nun kurucusu olan köklü bir ailenin, 3. kuşak bir üyesi olarak, Ordu İli Kültür ve Kalkınma Vakfına karşı yapılan bu aymazlığa karşı duyarsız olamazsınız

      Olursanız tarih de atalarınız da sizi affetmez sayın Bakanımız.