Hakan GAZİOĞLU

Hakan GAZİOĞLU

Felaketin eşiğinde CHP'yi beklemek

Böyle bir yazı yazmak gibi bir düşüncem yoktu ancak bizim yani Türkiye
Komünist Partisi"nin aylardır cumhuriyetin tasfiye edilmek istendiğine
dair öngörüsü ve bu süreci durdurmaya dönük çabalarımızın bir ürünü
olarak şekillenen, cumhuriyetin tasfiye edilip yerine emperyalist bir
politika olarak konmaya çalışılan ılımlı İslam planını deşifre eden ve
bir mücadele davetiyesi olan “Türkiye Cumhuriyeti 2008 felaketin
eşiğinde” broşürünü kamuoyunda dolaşıma çıkardığımız süreçte halen daha
CHP"den devrimci çıkış bekleyen gerçekten iyi niyetli arkadaşların
sayısının azımsanmayacak ölçüde olması üzerine birkaç söz etmek istedim.


Yazımın muhatapları kendini Kemalist,sosyal demokrat,sol
liberal,sosyalist olarak niteleyen ve gerçekten AKP"nin üstlendiği
dönüşümden kaygı duyan yada şimdilik duymayan geniş bir yelpazeyi
kapsıyor.

Evet Türkiye Cumhuriyeti çözülüyor,özellikle bizim cumhuriyetin
kazanımları olarak gördüğümüz ve bu ülke aydınları,emekçileri için hayati
önem taşıyan değerler bugün ABD tasfiyesinin birer parçaları olarak yok
ediliyor.

Her ne kadar topluma yansıyışları yada gerçek anlamında ne kadar
doğru kurgulandıklarına kadar ayrı tartışma konusu olabilecek olan
cumhuriyetin kazanımları meselesinde aslında “felaketin eşiğinde” broşürü
hem doğru bir bakışı sağlıyor hem de bu tasfiye operasyonuna karşı
nereden tutmak gerektiğine işaret ediyor bu açıdan çok önemli.

Cumhuriyetin tasfiyesi bizim açımızdan üç sac ayağına oturuyor:
1.ulusal bağımsızlığın reddi ve tamamen emperyalizme teslimiyet
:AMERİKANCILIK
2.sosyal devletin ortadan kaldırılması ve kamusal alanın piyasaya devri
:PİYASACILIK
3.laisizmin tasfiyesi ve dini kuralların toplum yaşamına dayatılması
:GERİCİLİK

Şimdi “felaketin eşiğinde” ne diyor bir bakalım:
“dönüşüm planı,Kurtuluş Savaşı ile ortaya çıkan göreli özerklik ve “ulus
devlet”e belli bir hareket alanı sağlayan dengenin radikal biçimde
değiştirilmesini,hatta ortadan kaldırılmasını; “devlet”i sınıf karakterini
gizlemek için göstermek durumunda olduğu ideolojik,ekonomik,hukuki ve
siyasal özenin maliyetlerinden kurtaracak düzenlemelerin yapılarak açıktan
piyasacı bir devlet örgütlenmesine geçilmesini; dünyada ki eğilimlere
uygun bir biçimde yerelleşme dinamiklerinin önünü açacak ve merkezi
iktidarın otoritesini dağıtacak düzenlemelerle uluslararası sermayenin
hareketlerine mutlak özgürlük kazandırılmasını;emperyalizmin bölgesel
projelerine daha kolay uyum sağlayacak ve koşullar elverdiğince daha küçük siyasal birimlere geçişe olanak sunacak bir idari yapının oturtulmasını;
dönüşümü hızlandıracak ,bölgesel açılımlarda kullanılabilecek ve emekçi
kitlelerin “bağımsız” çıkışını engellemeye yardımcı olacak İslamcı ve
milliyetçi ideolojilerin yeniden yapılandırılmasını ve onların neo-liberal
bir eksene yerleştirilmesini içermektedir.

Bu plan emperyalistlerin ve Türkiye burjuvazisinin planıdır… bu planı ancak
bağımsızlığı,egemenliği,aydınlanma düşüncesini emek ekseninde yeniden
üreterek sermaye diktatörlüğüne son verecek olan sosyalist devrim
bozabilir.”

Bu uzun alıntı için özür dilerim ama dikkat ederseniz alıntıda ki
vurgulardan bir tanesi yerelleşme ve merkezi yapının dağıtılıp idari
sistemin değişmesi üzerine.Aslında bu yıllardır “vatan bölünmez”
ezberinin nasılda işin içine patronların çıkarları girdiğinde
bozulabileceğini gösteriyor,açık ki idari yapının şehirler hatta daha
küçük birimler düzeyinde ayrıştırılması bölünme dediğimiz olgunun bu
ülkenin yönetenleri tarafından hayata geçirilmeye çalışıldığının
ispatıdır.

Evet emperyalizm bölmek istemektedir ve AKP"ye bölünmeyi
gerçekleştirmek kalmıştır.Bu konuda ki ilk adım AKP tarafından
Çankaya"nın Gül"ün den önceki Cumhurbaşkanı Necdet Sezer döneminde
atılmış,hazırlanan “yerel yönetimler reformu” yasası Sezer tarafından
mevcut anayasaya uygun olmadığı gerekçesiyle veto edilmişti.

Bu sürecin ardından ise Türkiye"de alttan alta anayasa tartışmaları başlatılmış ve geldiğimiz noktada anayasanın değiştirilmesi gündeme getirilip yeni
anayasa hazırlanmıştı.Açıkçası yeni anayasanın kabulü tam da bu planın
hayata geçmesi için AKP ve ABD açısından bir olmazsa olmazlık
taşımaktadır.

Bu yazının formatının bir köşe yazısı olduğunu düşünüp başlığa geri
dönersek AKP"nin Türkiye Cumhuriyeti"ni tasfiye etmesi için sadece bir
hamlesi kalmış durumda bu da anlaşılacağı üzerine yeni anayasanın
kabulünde düğümleniyor.

Fakat asıl mesele bunların topluma nasıl kanıksatılacağı yada bu planın gerçekleşmesi durumunda toplumun nasıl
tepki vereceği ve bu tepkinin sistemin iç dengelerine nasıl etki edeceği
üzerinedir.Ama çözümü “demokratikleşme,özgürlük ve uzlaşma”
kandırmacasıyla karşılamaya çalışan AKP"nin iktidara geldiği ilk günden
beri boş durmadığı aşikar.Düzen aktörlerinin hatta buna bazı arkadaşların
içi elvermese de TSK"nın,CHP"nin,yargının ve tüm diğerlerinin süreci
şimdiden kabullendiğini söylemeliyiz ve emekçi halka dayanmayan hiçbir
hareketin bu süreçte bırakın galip gelmesini, direnç hattı oluşturma
şansı bile bulunmuyor.


Bir örnek vermek gerekirse AKP"ye açılan kapatma davasında AKP suçlu
bulunduğu halde bile kapatılamamıştır,hatta ceza bile verilememiştir.Bugün
düzen aktörleri arasında bir ABD barışı vardır ve bu barış bu planın
işletilmesi adına yapılmıştır.Barışan taraflardan biride açık ki “devrimci
çıkışı” beklenen CHP"dir.


Ülkemiz yurtseverlerinin işi zordur,AKP"nin de işi zordur ama tasfiyenin
eşiğine gelinmiştir bu aynı zamanda tarihsel felaketimizdir.Bugün
Osmanlının sonu ile T.C"nin tasfiye süreci arasında çok kolay benzerlikler
bulunabilmektir.Emperyalizm yeni Vahdettin"ini AKP" de bulmuştur.
Bu süreçte emperyalizm ülkemize hızlıca saldırırken,yurtseverlerin
gelmeyecek bir masal kahramanını beklemeleri olsa olsa AKP"ye pasif destek olur.

CHP treni en başından kaçırmıştır.Felaketin eşiğinde beklenecek zaman
kalmamıştır. Şimdi aydınlanmacılık,bağımsızlık,kamuculuk bayrağını yükseltmenin zamanıdır.Bu ise cumhuriyeti tasfiye sürecine getiren burjuva sınıfının reddi ile başlayacaktır.

Biz yurtseverlik bayrağını yükseltirken tüm yurtseverleri AKP karşıtı mücadelede ortaklaşmaya çağırıyoruz.Dolaşıma sunduğumuz broşürümüz halen daha size gelmediyse mutlaka isteyin.Bu ülke
asla emperyalizme dikensiz gül bahçesi olmayacaktır söz veriyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar