Tel:0 532 704 77 11 | Destek: ordukentgazetesi@gmail.com
DOLAR | ![]() |
5,7529 |
EURO | ![]() |
6,3814 |
IMKB | ![]() |
0.00 |
![]() Adnan YILDIZ
|
Osmanlýnýn son yýllarýnda içine düþtüðü buhranýn neticelerinden biri olarak memleketin her yanýnda eþkýya faaliyetlerinin arttýðý görülmektedir. Dolayýsýyla Ordu kazasýnda da durum pek farklý deðildi.
Daveroðlu, Þeyhoðlu, Taktakoðlu Hasan, Hacýoðlu Hakký, Gürcü Ali, Gürcü Süleyman, Gürcü Copoðlu Osman, Açpa oðlu Ohannes, Serop, Kirkor, Topuzoðlu, Meletlioðlu, Davutoðlu, Güpür, Ýstanbulluoðlu Ramiz, Hekimoðlu ve Soytarýoðlu gibi isimler Osmanlýnýn son yýllarýnda Ordu kazasý topraklarýnda faaliyet gösteren baþlýca eþkýyalardý.
Dönemin þartlarýnda Ordu topraklarýnda ortaya çýkmýþ olan bu eþkýyalardan, Hekimoðlu ve Soytarýoðlu ise halk arasýnda ve yazýlý kaynaklarda önemli bir yer tutmaktadýr. Bu yüzden kaynaklarda yer alan bu bilgilerin derlenip bir bütün olarak ortaya konmasý, Ordu ilinin sosyal ve folklorik tarihinin parçalarýnýn ortaya konmasý olacaktýr.
Bu amaçlarla Hekimoðlu ile ilgili bugüne kadar yapýlan çalýþmalarda birçok önemli bilgi ortaya konmuþtur.[1] Ancak Soytarýoðlu konusunda ise henüz kapsamlý bilgilere sahip deðiliz. Halbuki Soytarýoðlu, Ordu kazasýný ve devletin birimlerini en fazla meþgul eden eþkýyadýr. Dönemin sözlü kaynaklarý, gazeteleri ve diðer eserlerinde bunu görmek mümkündür. Bu yüzden bizler de bu kaynaklardan elde edebildiðimiz bilgilerin ýþýðýnda Soytarýoðlu’nu ortaya koymaya çalýþacaðýz.
Eþkýyalýktan önce Soytarýoðlu ve Ramazan Köyü
Soytarýoðlu (nam-ý diðer Kadýoðlu) Ýsmail, Perþembe ilçesinin Ramazan köyünde doðmuþtu. Doðum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak 1987 yýlýnda Yumrutaþ köyünde yapýlan derleme çalýþmalarýnda 84 yaþýnda olan Þerif Yýlmaz (Kasap Þerif), Soytarýoðlu’nun askerde olduðu yýllarda kendisinin 13 yaþýnda olduðunu belirtmektedir.[2] Bu durumda Soytarýoðlu’nun doðum tarihi 1880’li yýllar olmalýdýr.
Ramazan köyü ise bu yýllarda birçok acýlar çekerek memleketlerini terk etmiþ olan Acaralý Müslüman muhacirlerin de yerleþtirildiði bir köydü. Böylece Ordu kazasýnýn bütününde olduðu gibi Ramazan köyünde de zaten dar olan topraklar iyice daralmýþ ve geçinmek daha da zorlaþmýþtý. Böylesi bir ortamda muhacirler yeni yerlerinde tutunabilmek, yerli halk ise ellerinde olanlarý kaybetmemek için mücadele vermekteydi. Ancak muhacirler bu konuda biraz daha þanslýydý. Çünkü yerleþtirildikleri mevkilere çok kýsa bir zamanda okul, cami, deðirmen gibi her türlü hizmet götürülmüþtü.[3] Ancak yerli halkýn yaþadýðý yerler yýllarca bu hizmetlerden mahrum býrakýlmýþtý. Bunlarýn yanýnda, muhacirlerin bölgeye yerleþmesini saðlamýþ olan Çürüksulu Ali Paþa’dan cesaret alan bazý muhacir beylerinin ve onlarýn himayesinde olan eþkýyalarýn baskýlarý da yerli halkla benzer kültür ve ayný dine mensup muhacirler arasýnda husumet oluþmasýna neden olmaktaydý.[4]
Köyün yerlilerinden olan Soytarýoðlu böyle bir zamanda aðabeyi Ömer’le birlikte askere gitmiþti. Evliydi. Birinci Dünya Harbi’nde Ruslara karþý savaþtýðý da söylenmektedir.[5] Ancak daha sonra askerliði bitmeden köyüne dönmüþtü. Askerden dönüþ nedeni ise bir rivayete göre; “Soytarýoðlu Ýsmail askerdeyken ona bir mektup gönderiliyor. Mektupta, “Muhacirlerden birileri karýna musallat oldu, acele gel” yazarmýþ. Bu þekilde tam üç kere mektup gönderilmiþ. Komutaný mektuplarý Soytarýoðlu’na vermiyor. Üçüncü mektup gelince komutan dayanamayýp “Oðlum git þu meseleni hallet” diyerek Soytarýoðlu’nu gönderiyor.” [6]
Diðer bir rivayete göre de; “Soytarýoðlu Ýsmail Aða asker olup vatani hizmetini yapmakta iken kendi köyünde olan çirkin bir hadise onu pek üzmüþ, kendisi asker olduðu halde memleketinde kendine yapýlan bu hareket ona çok dokunduðu gibi memleketine gelmek için komutanýndan izin istemiþti. Komutaný Ýsmail aðaya izin vermemiþti. Ýzin alamayýnca Ýsmail Aða artýk askerlikten firar edip silahý ile kaçmaya karar veriyor. Ve bir gece firar edip memleketi olan Ordu’nun yolunu tutuyor.” [7]
Daða çýkýþ
Soytarýoðlu köyüne geldikten bir müddet sonra köyün bekçisi oluyor ve muhacir beyleriyle ilk kapýþmasý da bir düðünde yaþanýyordu.[8] Bu olay büyümeden yatýþtýrýlmýþtý. Ancak Soytarýoðlu’nun baþlarýna bela olacaðýný anlayan muhacir beyleri, düðün dönüþünde bir derede pusu kurmuþlardý. Çýkan çatýþmada Soytarýoðlu’nun arkadaþý 17 yaþýndaki Ýsa öldürülmüþ, Soytarýoðlu da topuðundan vurulmuþtu.
Bu olaydan sonra Soytarýoðlu, Bolaman daðlarýnýn yolunu tutmuþtu. Bir yýla yakýn da hiç köye gelmeden daðlarda gezmiþti. Habercileri vasýtasýyla köyde olup bitenleri de devamlý takip etmekteydi. Ancak köyde olanlara daha fazla dayanamamýþ olmalý ki, bir akþam altý arkadaþý ile birlikte köyüne gelmiþti. Yanýndaki arkadaþlarýndan biri daha sonraki yýllarda da beraber olacaklarý Kürt Hasan’dý. Ýlk vukuat olarak aralarýnda önceden husumet bulunan muhacir Kâmil’i ve Kâmil’in arkadaþý olan Yusuf’u, Yaðmurlar denilen yerde öldürmüþlerdi. Ölenlerden Yusuf ayný zamanda Soytarýoðlu’nun çocukluk arkadaþýydý. Köyden ve civar yerlerden bu olayý duyan bazý kiþiler ise Soytarýoðlu’nun etrafýnda toplanmaya baþlamýþtý. Bu arada hem Kamil’e hem de Soytarýoðlu’na türküler de yakýlmaktaydý.
Kamil’in belinde Alman bombasý
Kamil’im nasýlmýþ adam vurmasý
…
Ýsmail dedikleri güzel bir uþak
Bir omuzdan bir omuza binbir fiþek
…
Kamil’im Kamil’im aslan Kamil’im
Sulu gürgen dibine yaslan Kamil’im [9]
Soytarýoðlu daha sonra yanýnda toplanan elli-altmýþ kiþiyle birlikte Milli Mücadele içerisinde yer almýþ, Samsun civarýnda Rum çetelerle çatýþmýþ ve onlara büyük kayýplar verdirmiþti. Bu kahramanlýðý, Emrullah Nutku’nun 1973 yýlýnda yazdýðý “Denizden Sesler Geliyor” adlý romanýnda da anlatýlmaktadýr. Ancak bir müddet sonra yine eþkýyalýða baþlamýþ ve öldürülene kadar özellikle muhacir köylerine baskýnlar düzenlemiþ ve yaðmalamýþtý. Birçok kiþiyi daða kaldýrmýþtý. Kuþatýldýðý anlarda çýkan çatýþmalarda ise bazý askerler de þehit olmuþtu.[10] Bu yüzden ölü veya diri yakalanmasý için hükümet takibine alýnmýþtý.
Mutasarrýf Faik Bey ve Topal Osman’ýn Teþebbüsleri
Soytarýoðlu’nun teslim olmasýný saðlamak ve böylece cezasýný hafifletmek amacýyla, ilk olarak 1921 yýlýnda Ordu Mutasarrýfý (Valisi) olan Ahmet Faik (Günday) devreye girmiþ ve Soytarýoðlu’na görüþmek için haber salmýþtý. Ama ayný gün görevinden ayrýldýðý için bu görüþme gerçekleþememiþti. Ahmet Faik Bey hatýralarýnda bu durumu þöyle anlatmaktadýr.
“…Soytarýoðlu’nun çetesi hakkýnda takibat yaptýrdým. Çete efradýnýn kimler olduðunu ve kaç kiþiden ibaret olduðunu tespit ettirdim ve nihayet Soytarýoðlu’na haber gönderdim. Senin yapmaya çalýþtýðýn iþi hükümet yaptý. Hiçbir tane Gürcü þakî (eþkýya) kalmadý. Senin baþýboþ dolaþmana lüzum kalmamýþtýr. Senin Türk milletine yaptýðýn hizmetler gözümüzün önündedir. Seni himaye etmek ve elimden geleni yapmak kararýndayým. Teslim olduðun takdirde af demek olan tecile tabi tutulmanýz için icap eden her yardýmý yapacaðým. Bu iþlerden evvel bir gece Ordu’ya gel, benim ile görüþ bundan sonra yapacaðýnýz muameleyi tayin ederiz þeklinde haber gönderdim ve geleceði günü tespit ederek cevap verdi. Gününde de Boztepe köyüne gelerek bana gelmek için geceyi bekliyordu. Halbuki o gün ben mutasarrýflýktan istifa etmiþtim. Soytarýoðlu’na “Artýk görüþmekte bir fayda kalmamýþtýr” tarzýnda haber yolladým…”[11]
Ahmet Faik Bey’in 2 Aðustos 1921 tarihinde gerçekleþtirdiði bu teþebbüsü baþarýlý olmayýnca daha sonra Topal Osman da devreye girmiþ ve Soytarýoðlu ile görüþmüþtü. Topal Osman’ýn milislerinden biri bu görüþmeyi þöyle anlatmaktadýr:
“… Jandarmalar emir almýþlar, ölü veya diri olarak (Soytarýoðlu’nu) teslim almak için amansýz bir þekilde onu takip ediyorlar. O sýralarda Osman Aða da izinli olarak Giresun’a gelmiþti. Aða, Soytarýoðlu Ýsmail Aðaya haber gönderdi. “Benim yanýma gelsin, onu affettireceðim” diye söz vermiþti. O da Osman Aða’ya güvenip doðru yanýna geldi. Bir gün biz birkaç arkadaþla gazinoda otururken gazinoya geldiler. 7-8 kiþi gazinoya girdiler. Ýçerde þöyle bir dolaþýp oturmadan dýþarýya çýktýlar. Arkadaþlarýnýn bir kýsmý da dýþarýda bekliyorlardý. Peþlerinden ben de dýþarý çýkýp, baktým. Hiçbir yerde oturmadan gittiler. Osman Aða Ankara ile muhabere yapmýþ, Ýsmail Aðanýn affýný istemiþ. Fakat suçu büyük olduðu için hükümet onu affetmemiþti. Cezasý büyük olduðu için cezasýný çekecek, idam edilecekti…
Osman Aða bu Soytarýoðlu Ýsmail Aðaya affedilemeyeceðini anlatmýþ ve serbest olduðunu da ona bildirmiþti. Ýsmail Aða da Osman Aða’ya Allahaýsmarladýk deyip Giresun’dan çekip gitti. Daha sonra hükümet Ýsmail Aðayý sýký sýký takibe giriþmiþti.” [12]
Mutasarrýf Rýfat (Vona) Bey’in Esir Edilmesi
Topal Osman’ýn teþebbüsleri de baþarýlý olmayýnca tekrar Çambaþý-Mesudiye civarýndaki yaylalara çýkan Soytarýoðlu’nu yakalamak için, 1338 (1922) yýlý ilkbaharýnda Þebinkarahisar Jandarma müfrezesi takibe baþlamýþtý. Tabur’un baþýnda ise yine Perþembeli (Vonalý) olan Þebinkarahisar Mutasarrýfý Rýfat (Vona) vardý. Soytarýoðlu müfrezeyi Çambaþý yaylasýnda pusuya düþürmüþtü. Çýkan çatýþmada liva doktoru ile birlikte 10 kiþi vurulmuþ, mutasarrýfla birlikte takip müfrezesinin bir kýsmý da esir alýnmýþtý. Mutasarrýfýn esir edildiðini duyan Þebinkarahisar Tahrirat Müdürü Ragýp Bey ise tabancayla kendini vurarak intihar etmiþti. Bu intiharýn baþka bir nedenin olup olmadýðý ise anlaþýlamamýþtýr. Soytarýoðlu esir ettiði Jandarma kumandanýna ve Mutasarrýf Rýfat Bey’e çok iyi davranmýþ ve bir müddet sonra da serbest býrakmýþtý. Bu olay üzerine Rýfat Bey görevinden alýnmýþtýr.[13]
Soytarýoðlu Ýsmail’in Yakalanmasý ve Öldürülmesi
Hükümet, Þebinkarahisar Jandarma Müfrezesi’nin baþarýsýzlýðýndan sonra Soytarýoðlu’nun yakalanmasý için Seyyar Jandarma Taburunu görevlendirmiþti. Birlik, karargâhýný Erbaa’ya kurmuþtu. Bu arada Ordu’dan da jandarmalar yola çýkarýlmýþtý. Soytarýoðlu özellikle yayla civarlarýnda aranýyordu. Soytarýoðlu’nun yanýnda ise beþ-on adamýndan baþka kimse kalmamýþtý.
Soytarýoðlu’nun sýký takibe alýndýðý bugünlerde konu, Canik Milletvekili Ahmet Hamdi (Yalman) tarafýndan 13 Þubat 1923 tarihinde bir soru önergesiyle meclise de taþýnmýþtý. Ancak bu önergenin görüþülüp görüþülmediðine dair meclis zabýtlarýnda herhangi bir kayýt bulunmamaktadýr. A. Hamdi Bey bu önergesinde Ýçiþleri Bakanlýðýna, “Ordu livasý dahilinde faaliyet göstermekte iken Giresun'da devlete sýðýnan Þaki Soytarýoðlu ve avanesine ne iþlem yapýlmýþtýr?”[14] diye sormaktaydý. Hamdi Bey’in önergesinde bahsettiði, Giresun’da devlete sýðýnma meselesi ise zannediyoruz yukarýda belirttiðimiz, Topal Osman’ýn Soytarýoðlu ile görüþmesi olmalýdýr.
Bu arada Soytarýoðlu da iyice sýkýþtýrýlmýþtý. Bulunduðu yer hakkýnda askerlere devamlý ihbarlar yapýlmaktaydý. Bu ihbarlar sonucunda Soytarýoðlu’nun bazen Giresun’un Elmalý köyü civarýnda bazen de Çambaþý’nda dolaþtýðý anlaþýlmaktaydý. En son olarak da Mesudiye’nin Yeveli köyünde olduðu ihbar edilmiþti. Bunun üzerine Soytarýoðlu Yeveli köyünde kaldýðý evde sýkýþtýrýlmýþ ve yanýndakilerle birlikte teslim alýnmýþtý.
O yýllarý hatýrladýðýný söyleyen ve kendisi Batum muhaciri olan Kasýmoðlu Hüsnü Öner, bir mülakatta, Soytarýoðlu’nun yakalanýþ anýný þöyle anlatmaktadýr.
“… Soytarýoðlu Çambaþý’nda milletin malýný kestirip ziyafet veriyordu. Kürt Hasan (Soytarýoðlu’nun arkadaþý)babamdaki yamçýlarý(at yaðmurluðu) duymuþ. Önce filinta tüfeði istedi babamdan, verdi. Bacýnoðlu Ahmet Beyin hediye ettiði eyeri de aldý. Üçüncü günün sabahý 300 asker geldi. 9 eþkýya kaçýp (Kürt Hasan ve yanýndakiler) Soytarýoðlu’nun esas kafilesine katýldý. Eþkýyalarýn ardýndan askerler de köyden ayrýlýnca, biz orada durmadýk. Ankara’dan gelen bir yüzbaþý amcama gelip Soytarýoðlu’nu takip etmek için kýlavuzluk yapmasýný istedi. […] adlý bir kýlavuz verdiler yanýna. Giresun’un Elmalý adlý bir muhacir köyünde, Soytarýoðlu’nu 9 adamý ve bir kadýn ile izini buldular. Peþlerinde 45 asker var. Eþkýyanýn planý Çambaþý yaylasýndan, Beytamý’na oradan da Melet’e(Mesudiye) kaçmak. Çambaþý’nda bekçilik yapan […] adlý kiþiye sorup, Soytarýoðlu’nun Çambaþý’nda ... .Aða’nýn bekçilerinin yanýnda kaldýklarýný öðrendiler. Sabaha karþý evden çýkmýþlar. Yeveli köyünün bir mahallesinde olduklarýný öðrenmiþler[…]adlý birinden. Bu þahýs ile bir pusulaya teslim olmasýný yazýp göndermiþler. O da geri haber yollamýþ ve þöyle demiþ; “Daha çayýmý içmedim, bitirince baþlarým harbe!” Bunun üzerine yüzbaþý ateþ etmelerini emretmiþ askerlere. Ulubeyli bir askere evin arkasýndan dolaþýp evi yakmasý talimatýný vermiþ. Asker de bir paçavrayla evi tutuþturunca, içerisindeki eþkýyalar teslim olmayý kabul etmiþler.5 eþkýya ile 1 kadýn varmýþ aralarýnda.” [15]
Hüsnü Öner’in anlatýmlarýna göre bu þekilde yakalanan Soytarýoðlu, adalete teslim edilmek üzere Ordu’ya getiriliyordu. 16-17 Mart 1339 (1923) gecesi Ulubey’de dinlenmek için mola verilmiþti. Ancak ayný gece Ulubey’den çekilen telgrafta, Soytarýoðlu’nun kaçmaya teþebbüs ettiði ve yanýnda bulunan arkadaþý Davutoðlu Halil’le birlikte öldürüldüðü haberi Ordu’ya ulaþmýþtý. Bu haber “Son Haber” olarak dönemin Ordu Gazetelerinde de yayýnlanmýþtý.[16] Baþka bir rivayete göre ise, Soytarýoðlu’nun ve Davutoðlu’nun aslýnda kaçma teþebbüsünün olmadýðý ve yolda mola esnasýnda uyurken muhacir iki asker tarafýndan öldürüldüðü de dilden dile dolaþmaktaydý.[17]
17 Mart Cumartesi günü ise çok sayýda insan Ordu’nun Ulubey yolu üzerinde bulunan Çelebioðlu mevkiinde beklemeye baþlamýþlardý. Çünkü Soytarýoðlu ve Davutoðlu Halil’in cesetleri Ordu’ya getiriliyordu. Bir müddet sonra jandarmalar görünmüþtü. Cesetler ise atlarýn üzerine yan yatýrýlmýþtý. Bu vaziyette halkýn arasýndan geçilmiþ ve hükümet konaðýna kadar gidilmiþti. Daha sonra Soytarýoðlu ve Davutoðlu burada da teþhir edilmeye devam edilmiþti.[18]
Ve böylece Soytarýoðlu Ordu tarihinin sayfalarý arasýnda da yerini almýþtý.
Dipnotlar
[1] Hekimoðlu ile ilgili Osmanlý belgelerine dayalý en kapsamlý araþtýrma Ayhan YÜKSEL tarafýndan yapýlmýþtýr. Bkz. Ayhan Yüksel, Doðu Karadeniz Araþtýrmalarý,“Ünlü Eþkýya Hekimoðlu Ýbrahim Ýle Ýlgili Yeni Bilgiler”, Ýstanbul 2005, s.139
[2] Yaþar Küçük, Doðu Karadeniz Bölgesi Eþkýya ve Kabadayýlarý:Türküler-Destanlar, Trabzon 2006, s. 162
[3] BOA; Ý.DH, 1009/79703
[4] Süleyman Beyoðlu, Ýki Devir Bir Ýnsan: Ahmet Faik Günday ve Hatýralarý, Ýstanbul 2011, s.404
[5] Küçük, a.g.e. s.162
[6] Küçük, a.g.e. s.162
[7] Mehmet Þakir Sarýbayraktaroðlu, Osman Aða ve Giresun Uþaklarý Konuþuyor, Ýstanbul 1975, s. 195
[8] Soytarýoðlu’na isnat edilen vukuatlar dönemin Ordu Gazetelerinde yayýnlanmýþtýr. Geniþ bilgi için bkz. Sýtký Çebi, Ordu Þehri Hakkýnda Derlemeler ve Hatýralar, Ýstanbul 2000, s. 283
[9] Bu türkülerden bazýlarý Soytarýoðlu’nun kýz kardeþi Hanife Aydýn’dan 1987 yýlýnda derlenmiþtir. Geniþ bilgi için bkz; Küçük, a.g.e, s.165
[10] Soytarýoðlu’na isnat edilen vukuatlar dönemin Ordu Gazetelerinde yayýnlanmýþtýr. Geniþ bilgi için bkz. Sýtký Çebi, Ordu Þehri Hakkýnda Derlemeler ve Hatýralar, Ýstanbul 2000, s. 283
[11] Süleyman Beyoðlu, a.g.e, s.404
[12] Sarýbayraktaroðlu, a.g.e, s. 195
[13] Hasan Tahsin Okutan, Þebinkarhisar ve Civarý Coðrafya, Tarih, Kültür Folklor, Giresun 1949, s, 215
[14] BCA, 666/30.10.0.0
[15]Bu mülakat, Hikmet PALA tarafýndan, 19 Aðustos 2003 tarihinde Hüsnü Öner’in Çambaþý’ndaki evinde gerçekleþtirilmiþ ve kaydedilmiþtir. Mülakatta Hüsnü Öner, 1902 doðumlu olduðunu belirtmesinin yanýnda, Soytaroðlu’nun yakalandýðý (1923) yýlýnda 10-15 yaþýnda olduðunu söylemektedir. Bu duruma göre Hüsnü Öner yaþýný yanlýþ hatýrlýyor olabilir. Ama verdiði bilgilerde Soytarýoðlu’nun yakalandýðý aný ve isimleri iyi hatýrladýðý da ortadadýr. Hüsnü Öner’in belirttiði isimler tarafýmýzdan silinerek noktalý olarak verilmiþtir. Henüz yayýnlanmamýþ bu çalýþmasýný bizimle paylaþan Hikmet PALA’ya teþekkür ediyoruz.
[16] Sýtký Çebi, Ordu Þehri Hakkýnda Derlemeler Hatýralar, Ýstanbul 2000, s. 284
[17]Hikmet Pala tarafýndan derlenmiþ mülakatta Hüsnü Öner, Soytarýoðlu’nun öldürülmesini de “Ordu’ya doðru askerler Soytarýoðlu ve eþkýyalarý getirirlerken, Ulubey’de bir handa,2 tane muhacir asker, Soytarýoðlu ve Çerkez Halil’i uyandýrýp vurmuþlar.” olarak anlatmaktadýr.
[18] Çebi, a.g.e, s.284
![]() |
Nevzat AKATA
|
![]() |
GünayDýn
|
![]() |
Abdullah AYDIN
|
![]() |
Doç. Dr. Birol ERTAN
|
![]() |
Mithat Baþ
|
![]() |
Adnan YILDIZ
|