Doç. Dr. Birol ERTAN

Doç. Dr. Birol ERTAN

TÜRK DIŞ POLİTİKASININ MATEMATİĞİ

 
Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları  Merkezi (USGAM – www.usgam.com) için hazırladığım bir makalede, “fizik” biliminde yararlanarak Davutoğlu’nun izlediği dış politikanın temel yanlışını bulmaya çalıştım. Buna göre, veri bir zaman ve mekânda, bir maddenin çevresine yönelik etkilerin, o maddeyi de etkileyeceği kuralından ve “fiziksel gerçeklik” kavramından yola çıkarak Türkiye’nin son dönemde izlediği dış politikanın yanlışları ortaya konmuştur. Bu yazımda ise Türk dış politikasının matematiksel açıdan bir muhasebesini yapmaya çalışacağım.
  
Gelin önce, matematiğin ne olduğuna ilişkin kısa bir açıklama yapalım. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler için bu yazı için de yararlandığım şu internet adresini öneriyorum : http://matematik.nedir.com/#ixzz2FmcjnKUb
  
Matematik, yeni bilgilerin elde edilmesi, elde edilen bilgilerin açıklanması, denetlenmesi ve sonraki kuşaklara aktarılmasında yer ve zamana bağlı olmayan güvenilir bir bilimsel araçtır. Eski Yunancada “matesis” kelimesinden gelen matematik, “ben bilirim” anlamına gelmekteydi. Bilim, bilgi ve öğrenme anlamına gelen máthema sözcüğünden türemiş olduğuna da inanılan “mathematikós”, öğrenmekten hoşlanan anlamına gelir. Osmanlı Türkçesinde ise matematik için “riyaziye” kavramı kullanılmıştır. Matematik, Türkçeye Fransızca “mathémtique” kelimesinden geçmiştir (http://matematik.nedir.com/#ixzz2FmcjnKUb)
  
Matematiğin ne olduğunu az çok hepimiz biliyoruz. Sayılar, matematikte olmazsa olmazlardır. Ancak, sayıların bir soyutlama olduğu gerçektir. Ancak, soyut sayılardan yola çıkarak gerçeğe ulaşmak anlamında matematiğin bugünkü bilimde ve insan yaşamındaki vazgeçilmez rolü yadsınamaz. Geçen yüzyılın ünlü düşünürlerinden birisi olduğuna inandığım Louis P. Althusser, gerçekte üç bilim olduğunu ve bunların da matematik, fizik ve tarih olduğunu ileri sürmüştü. Althusser, Thales’i matematiğin, Galileo’yu fiziğin ve Marx’ı da tarih biliminin kurucularından olarak görmüştü. Bugün de fizik ve tarih gibi matematik de önemini koruyan ve arttıran bir bilimsel disiplindir. 
 
Gerçekten de matematik, çok eki zamanlardan bu yana kullandığımız bir bilim dalıdır. On binlerce yıl önce (yaklaşık 39 bin yıl önce), matematik ile insanlığın ilişkisi bulunduğu, kemik parçalarına atılan çentiklerden anlaşılmaktadır. 10 Türk Lirasında resmi bulunan ünlü Türk matematikçi Cahit Arf, matematiğin insanı ölümsüzleştirdiğine inananlardandır. 39 bin yıldır kullanıldığına göre, matematik de ölümsüzleşecek bilim dallarından birisi olmaya adaydır.
 
 Özünde matematik, toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemidir. Bu işlemler olmaksızın matematik düşünülemez. Gelin bu noktada, Türk dış politikasının dört işlemini yapalım.
 
 Toplama
 
Dışişleri Bakanı  Ahmet Davutoğlu, Türk dış politikasında yeni bir çığır açacağı iddiasıyla “Sıfır Sorun” politikası temelinde işe başlamıştı. Bugün geldiğimiz noktada Türk dış politikasında “Sıfır Başarı” olduğunu söylemek abartma olmaz. Bütün komşu ülkelerle “düşman” olma noktasına ulaşmış durumdayız.
  
Dışişleri Bakanı  Davutoğlu öncesinde başta Irak olmak üzere Suriye, İran ve Rusya ile sorunsuz ilişkiler yaşayan Türkiye, bugün için bu ülkelerin hepsi ile düşman olmuştur. Bir toplama hesabi yaparsak, Türk dış politikasında sorunlar büyümüş, dolayısıyla da başarısızlıklar artmıştır.
  
Çıkarma
 
Dış politikada çıkarma işlemi yaptığımızda, dost olduğumuz ya da iyi ilişkiler kurduğumuz ülke sayısına bakmak gerekir. Türkiye, ABD yanlısı politikası ile komşu ülkelerinin hemen tamamı ile köprüleri atmış durumdadır. Bu nedenle, Türk dış politikasında toplama işleminden çok, çıkarma işlemi yapıldığı gözlerden kaçmamaktadır.
  
Önce Irak, dost ülke olmaktan çıkarılmış, sonra Suriye ve İran da dostlar kervanını terk etmiştir. İlerleyen günlerde ne kadar daha çıkarma işlemi yapacağımızı göreceğiz.
  
Çarpma ve Bölme
 
Matematiğin diğer iki işlemi olan çarpma ve bölme konusunda da başarılı sonuçlar alındığı söylenemez. Öncelikle komşu ülkeler ile sorunlarımız çarpılarak büyümektedir. Davutoğlu’nun dış politika anlayışı, ülkemizin dış politika sorunları açısından çarpan etkisi yapmaya devam etmektedir. 
 
Diğer yandan, ülkemizin dostları ve dış politikada başarılı olduğumuz alanlar da bölme etkisi altındadır. 
 
Bir diğer konu ise son dönem dış politikasının  ülkeyi de bölünme noktasına getirmiş olmasıdır. Önce Irak’ta işgal ve bölünme yaşanmış, şimdi de Suriye’de yabancı  işgali ve bölünme yaşanmak üzeredir. İran’da da aynı bölünme sürecine girildiğinde, Türk toprakları da bölünmeden nasibini alacak gibi görünmektedir. Allah Korusun diyelim.
  
Görüldüğü gibi matematik, dış politikanın muhasebesi açısından çok basit ipuçları vermektedir. Matematiksel düşündüğümüzde, son dönem Türk dış politikası başarısızdır.
 
 Şimdi anladınız mı, matematik ve dış politika arasındaki yakın ilişkiyi !!!

Önceki ve Sonraki Yazılar